İZMİR - Karaburun Yarımadası, doğal yapısıyla, uluslararası ölçekte koruma altındaki nadir bitki ve hayvan varlığıyla, hala yaşatılmakta olan gelenek görenekleriyle, kara keçisi, nergisi, zeytini, çipurası, kefali, enginarıyla, tertemiz toprağı ve deniziyle bir ülke değeri olmasına karşın yarımadanın neredeyse tamamının RES’lere tahsis edildiğini belirten Kent Konseyi, hukuk savaşı başlattı.
Karaburun Kent Konseyi’nden yapılan açıklamada, yarımadada 81 türbinin yapımının tamamlandığı, verilen izinlerle planlanan türbin sayısının ise bunun iki katı olduğu vurgulandı. RES’lere tahsis edilen alanın, yarımada yüzölçümünün 2/3’ünü aştığını belirten Kent Konseyi yönetimi, tek bir firmaya verilen “ÇED Gerekli Değildir Kararı”nın ise yarımadanın yüzde 61’ini kapladığı kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Tamamlanan RES’lerde kapasite artış talepleri devam ediyor. Yeni ölçüm direkleri yeni RES’lerin habercisi. Türbinler tüm yaşam alanlarımızı, köylerimizi kuşatıyor. Köylerin 150-200 m yakınına kadar kurulması planlanan türbinlerin gürültü, titreşim ve gölgeleme etkisiyle sağlıklı yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Kısıtlı tarım alanlarımız, otlak/mera alanları RES’lerin istilasına açılıyor, tahrip edilen doğayla birlikte turizm imkanı da yok ediliyor. Yarımadanın değerli doğal bitki örtüsü, koruma altındaki türler ve yaban hayatı ölümcül bir tehdit altında.
Karaburun Kent Meclisi’nin, 28/01/2015 tarihinde yapılan “Karaburun Yarımadası’nda RES’ler ve Hukuksal Süreç” gündemli toplantısında, Yarımada'da çok yoğun olarak kurulmakta olan RES’lerle ilgili hukuksal mücadelenin Yurttaş Davası olarak genişletilerek sürdürülmesi görüşü benimsendi.
Bu çerçevede, ilk Yurttaş Davası Hasseki-Sarpıncık-Kızılcadağ mevkiinde Çalık Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan “Sarpıncık Rüzgar Enerji Santrali projesi” için T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 19/01/2015 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı”nın Yürütmesinin Durdurulması ve İşlemin İptali talebiyle 26/02/2015 tarihinde açıldı.
Anayasa’nın 56. maddesinde yer alan “herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ve “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” hükmü çerçevesinde, 60 Karaburunlu bu davaya davacı taraf olmuştur. Davayı ÇEHAV 34 avukatla gönüllü olarak yürütmektedir.
Sarpıncık RES Projesi de diğer projelerde olduğu gibi doğa, sosyal/ekonomik yaşam hiçe sayılarak kurulmak isteniyor. Proje sahası, Sarpıncık ve Hasseki köylerini tümüyle içine alarak tarım, mera alanları ve 1. Derece Doğal SİT üzerinde konumlanıyor, Salman ve Karaburun RES Projeleriyle komşu alanlarda, en yakın eve uzaklığı 280 mt !
RES’ler, Yaylaköy, Tepeboz, Bozköy, Salman, Mordoğan’da genişliyor, Sarpıncık, Hasseki, Eğlenhoca, Kösedere, Ambarseki, Saip, Küçükbahçe… tüm köylere, tüm Yarımada’ya hızla yayılıyor.
Bu, “yenilenebilir/temiz enerji” maskesiyle örtülemeyecek kadar vahim ve yok edici bir tablodur.
Enerji Bakanlığı’nı bir kez daha Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ve ilgili tüm kurumların olumlu görüş verdiği “Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu” üstündeki olumsuz görüşünü kaldırmaya çağırıyoruz.”