Hepşenkal ve Ülkü dava dilekçelerinde, Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı'nın, Karşıyaka ile oluşturduğu bütünlük ve taşıdığı simgelere, Karşıyaka açısından tarihsel, sosyal ve kültürel önemine dikkat çekti. Yıkılıp yeniden yapılmasının kamu yararı taşımadığı, tarihsel, sosyal ve kültürel önemi olan yapıtların, özüne ve yapılış biçimine dokunulmadan, tarihsel kimliği ve dokusu korunarak restore edilmek yerine, yıkılıp yeniden yapılmasının şehircilik esasları bakımından kabul edilemez nitelikte olduğunu vurguladı. Anıt çevre düzenlemesi ve beton dikitlerinin müellifi mimarı Erkal Güngören'in mirasçılarının da bu proje değişikliğine onaylarının bulunmadığı kaydededildi.
Karşıyaka Belediye'sinin 'Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı Restorasyon ve Düzenleme Yapım İşi'nde kullanılmak üzere, İller Bankası'ndan 7 milyon 437 bin 981 TL kredi kullanılması ve konuyla ilgili her türlü işlemi yapmak üzere Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'a yetki verdiğini belirten Mustafa Feyzi Hepşenkal ve Murat Fatih Ülkü, kendilerinin de Karşıyaka ilçesinde ikamet ettiklerini dile getirdi. Anıtın yapılışından bu yana geçen 45 yılda Karşıyaka ile bütünleştiğini, ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirten Hepşenkal ve Ülkü, "Bazı anıtlar, kentin bir parçasında keşfedilmeyi bekler, bazı anıtlar kent ile bütünleşmez, bütünleşemez; ama bazı anıtlar tam da 'Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı' gibi, içinde bulundukları bölge ve sosyal yapının ayrılmaz bir parçası haline gelirler. Bu bütünlüğün devam etmesi; anıtın varlığı kadar, bölge ve sosyal yapı açısından da büyük önem taşır. Bazen de, tam da 'Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı' gibi, bir anıt olmanın tam anlamını yansıtır biçimde, hatta ötesine de geçerek, o kent ile, o kentin insanlarıyla bütünleşirler. Bu anıt Karşıyaka'dan da, Karşıyakalı'dan da ayrılmaz. Bu bütünlüğü ayırmak, Karşıyaka'dan, Karşıyaka'nın tarihinden, Karşıyakalılık' tan bir şeyler koparmak demektir. Tarihsel, sosyal ve kültürel önem taşıyan bir eserin yıkılıp, yeniden yapılması durumunda, yeniden yapılan aynı anıt olmayacaktır. Yapılacak 'yıkım' işlemi ile birlikte, 'anıt' kent ve kentli açısından değeri', 'mimari, estetik ve sanatsal değeri' yok olacaktır. Bir tarihi eseri, bir sanat yapıtını, bir kültürel eserini yıkıp, yeniden yapabilir misini? 'Yıkıp yeniden yapıyorum' demek, aslında sadece 'yıkmak' demektir. Açıkça hukuka aykırılık ve giderilmesi olanaksız zararlar yaratma koşullarının ikisi birlikte gerçekleştiğinden ve 'yıkım' gibi uygulanmakla etkisi tükenecek işlemlerden olduklarından, davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
ATATÜRK, ANNESİ VE KADIN HAKLARI ANITI
Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı, Anayasa Meydanı'nda bulunuyor. 1972 Yılında mimar Erkal Güngören ve Prof. Dr. Tamer Başoğlu tarafından yapıldı. Her yönden gelinip içinden geçilebilen, içindeki yazıları okunabilen, seyirci ile bütünleşen bir anıt olması düşünüldü. Alandaki döşemeye yapılan ve üzerinde yürünen daha sonra plaklaşarak yükselmeye başlayan elemanlar, çiğnenmekte olan kadın haklarının, Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ile yücelmeye başladığını simgeler. Atatürk ve O'nun belli başlı ilkelerini de simgeleyen bu dikit plaklar bronz bir kuşakla sıkı sıkıya kucaklanmıştır. Üzerinde Ulu Önder Atatürk, annesi Zübeyde Hanım, mermi taşıyan cefakar Türk anası, cumhuriyet ve demokrasi ile başlayan seçme, seçilme ve her dalda yetişen ve uğraş veren Türk kadınları öğretmen, hukukçu, kimyager olarak kabartma figürlerle tasvir edilmiştir. Cumhuriyet'in 50. yılında açılan ulusal bir yarışmada birincilik ödülü alarak yapımına 1972'de karar verilmiş, 1973 yılında hizmete açılmıştır.(DHA)
Karşıyaka'da 'Anıt' tartışması