Karşıyaka Belediye Meclisi Nisan ayı olağan toplantısının ikinci oturumu Belediye Başkanı Cemil Tugay yönetiminde gerçekleştirildi. Belediyenin 2022 Mali Yılı Faaliyet Raporunun görüşüldüğü oturumda, ana gündem ise belediye de yaşanan ‘maaş krizi’ ve komisyon üyeleri seçimi oldu.
Uzun görüşmelerin ardından oylanan rapor, Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ oylarına karşılık CHP grubunun ‘kabul’ oyları ile oy çokluğu ile kabul edildi.
ÖZTÜRK: SİZ BU SESE NİYE TAHAMMÜL EDEMİYORSUNUZ?
Rapora ilişkin söz alan AK Partili Adem Öztürk, geçtiğimiz günlerde patlak veren ‘maal krizine’ de değinerek, “İki ay önce 6 Şubat tarihinde ülkemiz ciddi bir depremle sarsıldı. Biz bu deprem vesilesiyle arkadaşlarımızla bir karar aldık. Daha önce meclisimizde hangi konu meclise gelirse gelsin bunu siyasetini yapmayacağız demiştik ve yapmadık da. Ama bu yoğun Karşıyaka gündeminde bunları görmezden geleceğimiz anlamında değildi. Bunlardan biri, Şubat ayı meclisinde gündeme gelen 2 arsa satışı. Bunlardan birisi temel eğitim alanı, diğeri de Karşıyaka Belediyesi’nin en değerli mülklerinden olan Atakent’te merkezi alanda bulunan bir taşınmaz. En değerli mülkümüzün hangi manada satıldığı bir kenarda dursun 7 Şubat meclisinde yangından mal kaçırırcasına önümüze gelmesi bizi üzdü. 6 Şubat’ta deprem yaşanacak ama siz mecliste 2 parselin satışını sunacaksınız. Buradaki niyet okunduğunda bizim ciddi sıkıntılarımız vardı. Ondan sonra belediyemizin gündemini meşgul eden belediye emekçilerinin maaşlarının yatırılmaması, geri dönük ödemelerini yapılmaması gibi konulandan dolayı haklarını savunduklarını, tehdidi ve baskıya maruz kaldıklarını gördük. Şantiye önünde başkanımı, buna izin vermeyeceğini ve idari soruşturmaların başlayacağını söyledi parmak göstere göstere. Biz size bu sorunu yaşayacağınızı söyledik. Bu insanların hak ettiklerini ödeyemiyorsunuz. Ben zamanında sosyal denge tazminatıyla ilgili konuştuğumda Sayın Başkan beni yalancılıkla suçladı. Biz bunu söylediğimizde başkan ‘ülkenin ekonomik durumları’ diyor. Yahu bu sorunlar bir size mi var? Arkadaşlarımız hangi taleplerinde haksızlar, hangileri yalan? Lütfen biz bunu bir kez daha gündeme getirdiğimizde bizi yalancılıkla itham etmeyin. Çünkü Amerika bile duydu. Faaliyet raporu… Önsözüne başkanımızın deyişleri var. Ön yazıda şeffaflık deniliyor. Ne kastediliyor? Bir belediyenin denetimleri kolaydır. Sayıştay’dır, belediyedeki denetim komisyonudur. Biz 2 yıl görev yaptıktan sonra 3. Yıl bize bunu vermemeniz hangi şeffalık anlayışıyla uyuşuyor? Bu mecliste bir ses var. Siz bu sese niye tahammül edemiyorsunuz? İçerik… Emin olun belediyenin yapması gereken sosyal hizmetler dışında belediyenin elle tutulur tek bir somut icraati var. O da Karşıyaka Çarşısı. Ama onun dışında 2021 raporunda da yer alan ve 2022’de de yapımı devam eden taziye evi dışında gözle görülen bir faaliyet görmüyorum. Bu rapora faaliyet değil faaliyetsizlik diyorum” dedi.
Öztürk ayrıca, ihtisas komisyonlarına ilgili komisyonda mesleki bilgisi olan meclis üyelerini alınmamasını da eleştirdi ve “Ben meclis üyelerin bu kadar etkisizleştirildiği bir döneme daha rastlamadım. Sizin fotoğraflarınız olmasa meclis üyesi varlığı ve yokluğu belli olmayacak. Kendinizi itibarsızlaştırmayın. Ben okumuşum, eğim almışım tam da zamanı gelmişken siz beni komisyona almayacaksınız” diye konuştu.
BARAN: SEÇİMİ BEKLİYORSANIZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ
AK Partili meclis üyesi Ahmet Uğur Baran ise borçlar ve engelli vatandaşlara yönelik tavır konusunda sert ifadelere kullanarak “Belediye'nin son 1 yılında belediye işçisi eylemleri, tehdit, mobbing, memur eylemi, iş bırakma gibi hadiseler yaşandı. Karşıyaka Stadı için Sayın Tugay, taş taşıyacaktı. Ortada yine stat yok. Battı çıktı vaadini söylememiş gibi yapıyorsunuz. Koskoca Karşıyaka Belediyesi olarak daha bir mahallenin imar planını yapamadınız. İlgili biriminiz olmasına rağmen Cumhuriyet Mahallesi planı dışarıdan bir firmaya yaptırdınız. Onu da piyasa bedelinin çok altına yapılması soru işareti yarattı. Göreve geldiğinizde sahilde ve tepelerde iki farklı Karşıyaka vardı. Siz bu ayrımın ortadan kalkacağını söylemiştiniz ama bir gelişme olmadı. Tepelerdeki durum ortada, sahil ise kan kaybediyor. Biz arka mahalleri güzelleştirmenizi beklerken siz sahili arka mahallelere benzetir hale geldiniz. Daha birkaç yıl önce deprem yaşamış İzmir’de vatandaşın endişesini pekiştirecek şekilde ‘Bostanlı ve Mavişehir’i Yamanlar’a taşıyacağız’ dediniz. Bu sözünüzün arkasında durmak yerine haberi yapan gazeteciyi sözlerinizi çarpıtmakla suçladınız. İller Bankası lafını ağzınızdan düşürmediniz. Karşıyaka sizin bu bahanelerinizden sıkıldı artık. SGK primi ödemezseniz, yapılandırmayı kabul etmez ve hiçbir uzlaşıya yanaşmazsanız, tüm umudunuzu 14 Mayıs’a bağlayıp iktidar değişimini beklerseniz daha çok beklersiniz. Siz istiyorsunuz ki CHP iktidara gelsin borçlarınız görmezden gelsin, rahatlayın. Bu hukuksuz beklentinizle daha çok beklersiniz. Siz bir pazarı sürdürmeyi bile etkinlik olarak yazıyorsunuz. Neredeyse ‘Sevgili günlük’ diye yazmaya başlayıp aldığınız nefesi bile faaliyet olarak yazacaksınız. Görev sürenizde Karşıyaka’ya kazandırılmış tek eser Memur Kardeşler Camii’dir. Onun da sizinle alakası yok. Duydum ki Karşıyaka Çarşı 1 metrekarelik alanda evinin rızkını çıkarmaya çalışan engelli kardeşlerimiz ve büyüklerimiz ‘görüntü kirliliği oluyor’ denilerek çarşıdan çıkarılmaya başlanmış. Her kim ki bu insanları görüntü kirliliği olarak görüyorsa esas görüntü kirliliği ve insanlık ayıbı o kişinin belediyeye temsil etmesidir. Bu zihniyetle ben de mecliste görüntü kirliliği mi oluşturuyorum? Personel yakında beni de meclise mi almayacak? Siz engellinin hayatını kararttığınızda en güzel eseri de yapsanız çöp olur. Bu, engellilere yapılan ikinci zulüm oldu. Bunu yapan personel sizden güç almıyorsa kimden alıyor? Şeffaflık ve demokrasi… Komisyon seçimlerinde gördük ki meclisimizin muhalefetini oluşturan meclis üyeleri hiçbir önemli komisyona davet edilmemiştir. Yasal olarak sorumluluğunuz yok ama etik olarak da bunu yapamadınız. Bizi imarın, plan bütçenin dışında bırakmanız şeffaflık konusunda kamuoyunda fikir oluşturacaktır. Umarım şeffaflıkla başlayan temenniler umarım ki yangından mal kaçırma girişimine dönemez” diye konuştu.
AYDIN: AK PARTİ MENSUPLARINDAN DUYMAK MUHTEŞEM BİR DENEYİM
Eleştirilere ekonomik koşullar ve ‘siyaset tarzı’ üzerinden yanıt veren CHP’li meclis üyesi Murat Aydın ise ‘Erdoğan Sayesinde’ etiketleri nedeniyle tutuklanan Mahir Akkoyun’u da hatırlattı ve şunları söyledi; “AK Parti’nin işçi sendikalarını savunduğunu görmek benim için ilk oldu. Hakkını arayan işçiye tavır gösterilmemesi gerektiğini AK Parti mensuplarından duymak benim için muhteşem bir deneyim oldu. Çünkü iktidarlarında işçiler ne grev yapabiliyor ne sendikal haklarını kullanabiliyor ne de bir insanın karnını dahi doğurabileceği bir maaş almıyor. Ben AK Partili bir belediyenin önünde eylem hatırlamıyorum. Yapamazlar çünkü polisle dağıtılırlar. 21 yıllık siyasi iktidarın neden olduğu pahalılığı protesto etmek için basit birer etiket hazırlayan Mahir Akkoyun gözaltındaydı adliye de onu savunmak için meslektaşlarımla birlikte adliye önündeydik. Mahir Akkoyun, hazırlamış olduğu etiketleri nedeniyle Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla adli kontrol altında serbest bırakıldı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ekonomist. Anayasa gereği yürütmenin tüm icraatlarından sorumlu olduğu için yoksulluğun ve pahalılığın da sorumlusu. Övgüyü kabul edebildiği kadar eleştiriyi de kabul edebilmesi gerektiği bir ülkede etiket hazırlayan bir genç evinden alınarak hakimlerin önüne çıkarılabiliyor. Bu ülkenin emeklilerinin yüzde 65’i lütfettikleri üzere 7 bin 500 lira yani açlık sınırının 2 bin lira altında maaş alıyor. Karşıyaka’nın emekli nüfusu oldukça fazla. O nedenle Cemil Tugay, o insanların sorunlarına çözüm üretmek zorunda kalıyor. O yüzden 65 yaş üstü vatandaşların küçük tamirlere para vermemeleri için tamir ekipleri gönderiyor. Tabii itibardan ve şatafattan tasarruf etmemeyi bir anlayış olarak ortaya koyuyorsanız, 5 bin 500 lira maaş alan bir emeklinin musluğunun belediye tarafından tamir edilmesinin ne kadar değerli olduğunu anlayamazsınız. O yüzden, o kitapçıkta hiçbir şey göremezsiniz. Karşıyaka Belediyesi yaşlılarına önem veriyor. 5 bin 500 lira maaşla geçinmek zorunda olan yaşlısına bakmak zorunda bu belediye. Ama görev tanımlarında bu yoktur. Bu ülkenin çocuklarının çoğunluğu okul öncesi eğitimi alamıyorlar. Faaliyet raporunda hiçbir şey göremediklerini söyleyen o arkadaşlar çocuklar için yapılan anaokullarını göremezler. Çünkü onlar şatafatlı siyaset allayışındalar. Yani biz siyaset anlayışımızı konuşuyoruz aslında. Biz betona değil, insanlarımıza yatırım yapıyoruz.
EĞER ÜSLUP BOZULURSA…
Evet SGK ve vergi borçlarınızı ödemezseniz sigorta size haciz koyar, doğru. Bütün belediyelere koyarsa memnun oluruz. Karşıyaka Belediyesi’nin taşınmazının üzerinde bir mülk varsa o kurumun o taşınmazı almasını isteriz. Karşıyaka halkının malının üzerine bir bina yapıp sonra o malın parasını ödemeyip sonra da belediyeye vergi borcunu ödemiyorsun derseniz Karşıyaka halkıyla bir sorununuz var demektir. Sayın Baran… Eğer ki üslup bozulur kantarın topuzu biraz kaçarsa haklılığınız kaybolmaya başlar. Söylediğiniz sözün içeriği değil de söyleyiş tarzınız tartışılmaya başlar. O zaman bu bir kör dövüş olur. Belediye meclis üyelerinin bu kadar etkisiz olduğu dönem yaşanmamıştır dendi ya… Ben 4 yıldır Personel A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanıyım. Bu faaliyet raporu son raporumuz. Bu yılın faaliyeti Sayın Cemil Tugay’ın 2. döneminde tartışılacak. Biz 2019 yılında Karşıyaka’da bin 467 işçi Karşıyaka Personel A.Ş’de işçiydi. Toplamda 267 kişi azaldık. Buna karşılık Çalışma Bakanlığı’nın verdiği izinle 155 işçi alımı yaptık. Bunlar da zaten Kent A.Ş.’den aktarım olarak oldu. Yani Personel A.Ş. çalışan sayısı yaklaşık 112 kişi azaldı. 3 ayrı TİS düzenlendi. Uzun tartışmalar oldu. Tartışmaların yüzde 90’ı şirketin yapısal sorunlarını gidermekle alakalıydı. Biz Genel-İş önce 8 sonra 5 Nolu şubeyle görüşmeleri yönettik. Sendika temsilcileriyle yaşadığım olumlu olumsuz anılarıma rağmen sendikal mücadeleyi önemserim. Önceden işçiler belediye başkanı ‘Çıkarın’ dediğinde çıkarılabilir durumdaydı. Sayın Tugay bu hakkın yanlış olduğunu ve kendisinde olmaması gerektiğini söyledi. Bu düzeltildi ve disiplin kurulu kuruldu. Çıkarılan 36 işçi disiplin kurulu kararıyla çıkarıldılar. Faaliyetleri yetersiz bulabilirsiniz. Ben de bulabilirim. Daha fazlasını hepimiz isteriz. Ama bu belediye hiçbir şey yapmadınız demeyin.”
TUGAY: HANGİ İNSAN BÖYLE BİR CÜMLE KURAR!
Tüm eleştirilerin ardından konuşan Başkan Tugay, AK Partili Baran’ın ‘engelli’ iddiasına tepki göstererek “Bir kenarda kendi işini yapan insanlar olabilirdik. Kamu yöneticisi olarak görev almamış insanlar olabilirdik ama sorumlu pozisyonlardayız. Bu sorumluluğu hissetmek ve gereğini yerine getirmek, bunu yaparken çözüm odaklı olmak, haksızlık ve adaletsizlik yapmamak iyi olur. Siyasetimizin şu anda hepimizin malumu. Bir tahammülsüzlük var eleştiriye karşı. Ayrıca üslup problemi var. Ayrıştıran ve başka insanları küçümseyen bir siyaset anlayışı var. Atalarımız bizi böyle yetiştirmedi. Başka insanları küçümsemek, ikinci sınıf insanmış gibi davranmak bize yakışıyor. Ben buna inanarak büyüdüm ve kimseyi küçümsemedim. Sayın Ahmet Uğur Baran beni çok inciten bir şey söyledi. Çarşıda engelli seyyar satıcılarla ilgili olarak görüntüyü bozuyorlar gibi bir gerekçeyle oradan kaldırılıyorlar gibi bir şey söyledi. Engelliler komisyonumuz zabıtamızla birlikte aylardır bu konu üzerinde çalışıyorlar. Bunu yapmamızın nedeni asla ve asla kimsenin engelli olması, küçük görmemiz ya da aşağılamak eğil. Görüntüyü bozmak nedir! Hangi insan böyle bir cümle kurar! Böyle bir şey bizim aklımıza bile gelmez. Çarşı’da en çok şikayet edilen konulardan biri seyyar satıcılar, dilenciler ve onların yarattığı kargaşa ve düzensizlik. Bu oradaki esnafın şikayeti. Bizim kendi kendimize uydurduğumuz bir şey değil. Çarşı üzerine çalışma yapılırken bunlar üzerinden yapıldı. Amacımız asla engelli vatandaşlarımıza sorun ve sıkıntı yaratmak değil. Biz esnafımızın şikayetlerine çözüm üretmek için yaptık bunu. Arkadaşlarımız, çoğuna yeni yerler buldular. Kimseyi ortada bırakmadılar. Bu kadar hadsiz, adaletsiz bir suçlama olamaz. Bunu kabul etmiyorum ve sizi kınıyorum” dedi.
BUNU FIRSATÇILIK OLARAK KULLANAN HERKESE YAZIKLAR OLSUN
Satış ve ‘maaş krizi’ eleştirilerine de yanıt veren Tugay, “Şunu bilmek lazım. Bu, dolu dolu bir faaliyet raporu. Hiçbir eksik yada abartılı değil. Yalan yada uydurulmuş değil. Arkasında çok büyük bir emek var. O yüzden bu çalışmayı yapan insanlara her şeyiyle teşekkür etmek lazım. Eleştiri iyi ve güzeldir. Eleştirinin hepimize yarar sağladığını düşünüyorum. O yüzden göreve başladığımızda ‘bizi şikayet etmek isteyen ya da öneride bulunmak isteye vatandaşlarımız için bütün yolları açık tutalım. Bunların hepsini bir havuzda toplayalım’ dedim. Burada şekil yaptığımızı düşünen insanlar, bina incelemeleri dahil neler yapıldığına bakmalıdırlar. Şikayetler azalmadı arttı dediniz. 2021 yılında bize iletilen şikayet sayısı yaklaşık 80 bin. 2022 yılında 64 bin. Sizce bu bir şey ifade etmiyor mu? Nasıl ‘artmış’ diyorsunuz? Biz yalan söylemiyoruz. İller Bankası bize para vermiyor derken de yalan söylemiyoruz. Başkan belediyeler neden söylemiyor diyorsunuz. Ama söylüyorlar. Ama duymuyorsunuz. Biz 1 milyar 240 milyon liralık bir bütçe yaptık bu yıl. İller Bankası bu belediyeye ne kadar para vermeyi reva görmüş olabilir? 21 milyon lira. Biz olaya sadece ücret olarak bakmadık. Çalışana gereken değeri vermek olarak baktık. Ben başladığımda bin 800- 2 bin lira arası ücret alıyordu Personel A.Ş. çalışanı. Bugün 15 bin liranın üzerinde net ücret alıyorlar. Bunların içerisinde her ay ödenen ikramiyeler ve yan ödemeler var. Biz elimizden geldiğine fazla para vermeye çalışıyoruz. TİS süreçlerinde arkadaşlarımıza ‘Tepemizdeki iktidar maalesef kendisi daha fazla bir şey yaparak değil çalışmaya çalışan CHP’li belediyeleri engellemeye çalışarak bir siyaset yapıyor. Bu çerçevede önümüzdeki aylarda Karşıyaka Belediyesi’nin mali imkanlarını kısıtlamak için bir şeyler yapabilecekleri endişem var. Öyle bir durumda her zaman önceliğimiz siz olacaksınız ama bilin ki ödememeleriniz gecikebilir. O gün için anlayışınızı rica ediyorum’ dedim. Bunu Temmuz ayında söyledim. Ağustos ayında bugüne kadar hiç yapılmamış bir şekilde ilk defa belediyenin bütün gayrimenkullerine tedbir koydu hükümetin sigorta kurumu ve vergi daireleri. Ben bunun üzerine gidip görüştüm. Biz de kamuya tahsisli alanları Hazine’ye tahsis edelim ve borçlarımızın bir kısmını buradan karşılayalım dedim. Siz bizi neyle suçluyorsunuz? Satış kararları aldınız diyorsunuz. Biz hiçbir şeyi satmadık. Siz satış yapanların listesinin başına TOKİ’yi yazın. Onlar satarken hizmet için satıyor diyoruz. Biz ne için satıyoruz? Cebimize mi koyuyoruz o parayı? Siz böyle bir belediyeye 21 milyon veriyorsanız biz de para bulmak için bir şeyleri satmak zorunda kalırız. Ben çalışan kardeşlerimizin reaksiyonlarına bir şey demiyorum. Haklılar. Ama bunu dışarıdan provoke eden ve bunu fırsatçılık olana kullanan herkese yazıklar olsun. Ayrıca sizden bir şeyin kaçırıldığı yok. İstediğiniz komisyon toplantısına katılıp görüşlerinizi belirtebilirsiniz. Lütfen sadece ve sadece iftira atmayın” ifadelerini kullandı.