Tugay, İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD)’nin İş Hayatı’nda Kadın Statüsü’nün Güçlendirilmesi Projesi “Sosyal İçerme ve Çeşitlilik Çalıştayı’nın “He For She” deneyimleri bölümünde düzenlenen söyleşiye konuk oldu. İş Kadını Münteha Adalı’nın moderatör olduğu söyleşiye Tugay’ın yanı sıra Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı, Yazar Aşkım Kapışmak ve Pedagog Hemşin Adıgüzel de konuşmacı olarak katıldı.Karşıyaka Belediyesi olarak kadınların sosyal yaşamda daha aktif olmaları, iş yaşamına katılmaları ve özgürleşmeleri için çok sayıda faaliyet yaptıklarını belirten Cemil Tugay, “Karşıyaka’da önemli sayıda kadın örgütü var ve onlarla uyum içinde çalışıyoruz. Bizim yaptığımız çalışmalar tamamen kadınların özgürleşmeleri ve sosyal yaşamda daha özgür, aktif olmaları üzerinedir. Erkekler kadın hakları için bir kadın gibi mücadele edemezler. Bunun için mücadele edecek olan kadınlardır. Kadınlar öyle bir mücadele etmelidir ki hiç bir erkeğin mücadelesine ihtiyaç duymasınlar. Benim tanıdığım kadınlar bunu başaracak kadınlar. Kadınlara erkeklerden daha çok güveniyorum. Kadınlar daha fedakar, özverili ve çalışkanlar. İhtiyaçları olan tek şey birlik ve beraberlik içerisinde, cesaretle bu mücadeleyi yerine getirmek. Ayaklanmalısınız bunu ancak siz başarabilirsiniz” diye konuştu.
İKİ KIZ ÇOCUK DUYARLI YAPTI
Kadınlara bakışının iki kız çocuğu babası olmasının ardından daha da değiştiğini ve duyarlı hale geldiğini belirten Tugay, şunları söyledi: Kız çocuğu babası olarak, kadınların özgürlüğü ve fırsat eşitliği için bir şeyler yapmanın zorunlu olduğuna inanarak yaşıyorum. Kadınlara karşı yapılan her türlü haksızlığın da karşısında duracağım. Bu konuda kararlıyım. Ne yapacaksınız sorusuna gelince; bizde temel olarak insan hakları konusunda buna duyarlılık konusunda bir sorun var. Bu nedenle İnsan Hakları Kenti unvanını alacak bir kent yaratmak için çalışma planı yaptık. Yakında bunun sonuçları duyulacak. Bunun içindeki kadın hakları benim için çok özel bir başlık ve bunun üzerinde özellikle durulacak. Kadınların en temel sorunları özgürlükleri konusunda erkeklerden daha farklı bir pozisyonda görülmeleridir. Toplumumuz erkeklere tanıdığı özgürlükleri kadınlara tanırken biraz sorun yaşıyor. Kadınların özgürlüklerini biraz da kadınların kendisi kısıtlıyor. Bu da tamamen sosyal ve kültürel bir şey. Kadına özgür olmayı, özgürlüğü bir erkek kadar hakettiğini öğretmek gerekiyor. Siyasetle uğraşmaya başladığım dönemlerde kadınlar ile ilgili bana rehber olan bir kaç cümle var. Bunlardan biri beni derinden etkileyen Atatürk’ün bir sözüdür. Atatürk, ‘İnsan topluluğu, kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin. Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin’ diyor. Başka söze gerek yok.''