EGEPOSTASI-Mithat Umutoğulları ve Alper Baran Esin Kent ve Siyaset programında Çiğli Belediyesi’nde son günlerde ardı ardına yaşanan işten çıkarmaları masaya yatırdı. Çoğunluğuna hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılan işçilerin yanında duracaklarını belirten TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, “Beş belediye başkanıyla çalıştım Çiğli’de. Hem gazete hem televizyon hem radyomuzda hassasiyetlerimiz vardır. Hasan Arslan koltuğa oturduğunda bir işçi krizi çıkmıştı. Bugün aynı şeyleri onun için de yaptık. Bir başkanın işçiyle uğraşmaması gerektiğini belirttik. Bizim emekçiden yana tavrımız var. Biz sermayeden yana güçten yana olmadık. Bu tavrımız devam ediyor” dedi.
PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Birçok belediyede başkanlar değişi. Her gelen başkan kendinden önceki belediye başkanını yönettiği bütçe ya da başka şekilde eleştiriyor. Bir moda başladı, kendinden önceki başkanı itibarsızlaştırmak adına hareket ediyor. Bunu yapmayanlar da var. Enteresan işler oluyor. Çiğli Belediyesi’nin ilk haberini biz yaptık. İşçi eylemleriyle ilgili. 7-8 işçi vardı hepsi CHP’de çeşitli görevler almış isimlerdi. Biz sadece burada bir tavır gösterdik. Yapılanın yanlış olduğuna dair. İnsanların ekmek ve aşıyla oynanılmaması gerektiğini ele aldık. Başkanlar gelir geçer çalışanlar kalıcı.
Beş belediye başkanıyla çalıştım Çiğli’de. Hem gazete hem televizyon hem radyomuzda hassasiyetlerimiz vardır. Hasan Arslan koltuğa oturduğunda bir işçi krizi çıkmıştı. Bugün aynı şeyleri onun için de yaptık. Bir başkanın işçiyle uğraşmaması gerektiğini belirttik. Bizim emekçiden yana tavrımız var. Biz sermayeden yana güçten yana olmadık. Bu tavrımız devam ediyor. Bu dönem yine işçi krizi var. Bugün işçilerin yanına gidip yanlarında durdum. 20 sözleşmeli memurun işine de son vermişler. En az 5 kişiye iş başı yaptırdık haberlerimizin ardından. Sayın Utku Gümrükçü ile ilçe başkanlığı ve il başkanlığındaki görevlerinde görüşmelerim oldu. Ekranlarımızda da kendisini ifade etti. Kendisiyle bir problemimiz yok. Çalışanlara haksızlık yapılıyor.
İlk gün işçiler 8-9 kişi işten çıkarılmıştı. Biz konuya müdahil olduk hemen. Bunlara bankamatik işçi dendi. Bu arkadaşların hepsi delege seçimlerinde, diğer seçimlerde başkanın karşısında olmuş kişiler. Tesadüftür ki karşı karşıya oldukları kişilerin iş akitlerini fesih ediyorlar. Bu arkadaşlar bankamatik ise ihtar yapılması gerekiyor ya da disiplin süreci var burada. Bu kişiler çalışmıyorlarsa, 3 iş günü içinde işten atabiliyorsunuz yasal olarak. Siz bunlara göz yummuşsunuz, kamu zararı. Madem bankamatik. Bordolarını işletmişsiniz. Bu arkadaşlar şirket müdürüne gidip bordromuz neden sıfır diyor. Şirket müdürü Ali Rıza Koçer ile görüşün diyor. Sorun şu; ya bu arkadaşlara bir görev tanımı verirsiniz ya da bizsizinle çalışmak istemiyoruz dersiniz. Bunu da yapmıyorlar.
Hikaye şu; gençlik kolları başkanı bugün eylemdeydi. Bunları kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bir siyasi linç var. Bankamatik ise çalışmasınlar da elinizde bankamatik olduğuna dair veri var mı yo? Ya da neden bir kısmını geri aldını? Yine suç işlediniz.
Birol Soylu’nun programına son verdik. Bugün itibariyle televizyonumuzla bir ilişkisi kalmamıştır. Kendisi profesyonel iş yapıyor. Bana program yapalım dedi, çıkarsam fikrimi söylerim zor durumda kalırsın dedim. Kendisinin komisyon başkanlığı yapmasının doğru olmadığını söyledim. 41 kişinin işten atılmasının altına imza atma yetkisinin olmadığını söyledim kendisine. Başka bir yayına çıktı dolayısıyla bugün.
Alper Baran Esin: 14 Mayıs itibariyle, tesislerde çalışan personelin, mülakatlar sonunda 41personel mesleki yetersizlikleri nedeniyle işletmemizde çalışmaya uygun görülmemiştir deniyor. Başka iş ve işletmelerde çalışmaları uygun bulunmuştur deniyor.
Sendika şerh koyuyor. Bu işler bizim bilgimiz dışında alındı. Mesleki yetersizlik varsa eğitin. Bu raporu kabul etmiyoruz dolayısıyla diyor. Bu şirketin 3 tane işletmesi var. 3 işletmede uygun görülmüyor. Nerede çalışacaklar bunla? Belediyeye alamıyorsunuz, üstü örtülü bir işten çıkarılma bu dolayısıyla. Mustafa Kotan Satın Alma Müdürü. Çiber meclis üyesi. Bunların hiçbirinin ne imza yetkisi var. Ne görüş belirtecek durumu var. Çiğli Gıda şirketinin genel müdürü nered? İşten kovuldun diye imza atıyor. Ama denetim yapılırken müdür yok. Nerede müdü? Bu işin patronu genel müdür. Nerede genel müdü? Yok. Ne kadar doğru ve etik olu? Bu liste elime geçti. Arkadaşlarla konuştuk, bu arkadaşları işten çıkaracaklar dedik. İşçi krizi Çiber’e sıçradı dedi.
Ertan Yıldız: Berber olacaksanız da belgeniz olmalı. Bir eğitiminiz, yeterlilik belgeniz olmalı. Oxford’u bitirmenizi gerek yok. Lise diplomanız da olabilir. Beyefendi komisyon kuruyor, komisyon başkanlığı yapıyor. 41 tanesine yol veriliyor. Mübarek günde işten atılıyor. Karar vermede en büyük imza yetkisi Birol Soylu’da. Dışarıdan bir danışmanlık firmasını tutuyorsunuz, altına da müdürleri yerleştiriyorsunuz, sonra da ipe dizer gibi sıraya koyup yol veriyorsunuz. Sayın Soylu kaç yıldır, kaç tane adamla danışmanlık hizmetini yürütmüş belediyelerde. Bu arkadaşın akademik kariyeri nedi? Geçen dönem Çiğli belediye başkan aday adayı oldu. Sayın Birol Soylu’yu niye değerlendirmediniz demiştim, akademik kariyeri yeterli değil dedi. Lütfen programınıza bağlanıp, yeterlilik belgesini açıklarsa İzmir halkı da çok sevinir. Utku Gümrükçü de mutlu olur.
Mithat Umutoğulları: 41 kişi hakkında işimize yaramaz bunlar deniyor. Dün akşam da bir yemekteydim. Çiğli’den aradılar ve dediler ki 34 kişiyi işten çıkardılar. Aradım beş altı kişiyi. Az önce şirketten aradılar, iş akdiniz feshedildi dediler. Sabah da sendika duyuru yaptı. 9.30’da belediye önünde eylem yapacağız diye. Ben de kameraman arkadaşlarımızla gittim. İşçiler ve akrabaları, sendika temsilcileri geldi. Sendika temsilcileri haberimiz yok, başkan yardımcısıyla konuşup geleceğiz dediler. İçeri girip çıktılar ve ‘ Başkan yardımcısıyla konuştuk, başkan yardımcısının böyle bir durumdan haberi yok’ dedi sendikacılar. Şirketten kimin telefon açtığını bilmiyoruz dediler. Çarşamba günü DİSK Genel Başkanı gelecekmiş ve Gümrükçü ile görüşmesi olacakmış. Çok enteresan işler oluyor. Evinizdesiniz ve biri sizi arıyor, yarın işe gelmiyorsunuz deniyor. Sabah geliyorsunuz ve diyorlar ki haberimiz yok.
Haydar Ceylan: Güzeltepe’de oturuyorum. 18 adayımız vardı. Genel merkezimiz Gümrükçüyü takdir etti. Biz de çalışıp kendisine destek verdik. Gülümseyen Çiğli diye çok güzel reklamı vardı. Martın sonu bahar ve gülümseyen çiğli. Başkan koltuğuna oturdu Çiğli’nin üzerine kara bulutlar çökmeye başladı. Önce 20’ye yakın Hasan Arslan döneminde alınan memurların işine son verildi. Eşim de işçiydi, çalıştı 45 gün. Kafeye alınan 60-80 kişi arasında işten çıkarılanlar arasında benim eşim de vardı. Hiçbir gerekçe gösterilmedi. Kızım telefon açtı ve annemi işten çıkarmışlar dedi. İki çocuğum da öğrenci okula gidiyor. Biz MHP’li değiliz atadan beri CHP’ye gönül vermiş, iyi ve kötü zamanda partiyi sırtında taşıyan kişileriz. Üstelik hiçbir gerekçe gösterilmemiş. Eşim sabah 8’de çıkıp 4’te çıkıyor. Çıktıktan sonra telefon açıyorlar ve geri döner misiniz çıkışınız yapıldı deniyor. Normal bir kağıt, iki aylık deneme süresi olduğundan dolayı işinize son verilmiş denilmiş. Eşim şu an Ankara’da. İki çocuğumuzu bıraktı, 3 gündür Ankara’da. Genel merkeze gitti, grup toplantısına katıldı ve derdini anlatmaya çalışıyor. Bize yapılan haksızlık. Çiğli’de bir cadı avı başlatılmıştır. Bir uyarı yapılmadan gerekçe gösterilmeden çıkarıldı eşim. Hiçbir gerekçe gösterilmeden Arzu Ceylan neden işten çıkarılıyo? Utku Başkandan randevu talep ettim. Geri dönüş olmadı henüz.
Mithat Umutoğulları: Sayın Birol Soylu x kanalda, Serdar Aksoy 250 kişiyi çıkardı, neden sormadı demiş. Burada vatandaş işten çıkarılma gerekçesini soruyor. Gerekçe yok. Vatandaş mesai saati bitiminde çıkıyor, yolda yürürken geri çağırıyorlar işten çıkarıldınız diye. Şu şu gerekçelerle memnun değiliz deyip çıkardık deyin. Belediye yönetimi ne yapacağını bilmiyor. Profesyonellikten uzak. Gerçekten işi bilmiyorlar. Belediye şirketlerinin böyle danışmanlık hizmeti alma yetkisi yok diye biliyorum. İşçiyi atacaklar. Akşam karar veriyorlar, sabah haberimiz yok diyorlar. Bu nasıl bir çelişki. Bu yapılanı köy belediyesi yapmaz. 34 kişiyi işten çıkarma kararı alıyorsunuz, bunları arayın söyleyin deniyor. İşçiler bizi neden çıkarıyorsunuz. Gerekçe söyleyin diye soruyorlar. Sendika bizim haberimiz yok. Bir gazeteci ve Birol Soylu bugün başkan adına açıklama yaptılar. Danışmanlık şirketinin temsilcisi çıkıp çok güzel anlattı. Başkan bu kadar güzel anlatamaz.
Bir kurumun danışmanı, şu cümleyi kurar mı; ‘Hasan Arslan sana yazıklar olsun. Gelen insan senin partilin. Orası babanın koltuğu muyd? ‘ . Siz şu cümleleri kurarsanız. Dünyada yüzlerce profesyonel iş yapan şirketler var. X şirketin sözleşmesinde acaba var mıdı? Belediye başkanıyla ilgili yapılacak aleyhte haberler hakkında şirketin temsilcisi olarak ‘ey Hasan Arslan’ diye açıklama yapabilir m? Siz ticari ilişkisi olduğunuz kurumu bu kadar alenen savunuyorsanız burada başka bir şey var. Siz çıkarınızı korumak için bu kadar saldırgan tavır içine giriyorsunuz derim ben o zaman. Bunu yapmayacaksınız.
29 Nisan’da ilk haberi yaptık biz. 6 Mayıs’ta sözleşmemiz fesh edildi. Sözleşmemiz fesh edilmeden bir hafta önce haberi verdik. Hatta programa çıkıp gerekçelerini ve nedenlerini anlattım. Dolayısıyla eğer ben sayın danışman şirketinin yöneticisi gibi düşünüyor olsaydım bugün bunların hiçbirini konuşuyor olmazdım. İşçi çıkarılırsa işçilerden yana taraf olurum dedim arkadaşıma. Ya sen niye işçi tarafında oluyorsun senin belediye ile sözleşmen var dedi. Çiğli Belediyesi’nde 25 kişilik işten çıkarmalar var. TV 35’in alacağı reklam bu 25 kişinin evine götüreceği ekmekten daha değerli değil dedim. Bizim yayıncılık anlayışımızda asla ve asla hiçbir belediyeyle sözleşme yaparken, böyle madde yok. Biz Çiğli Belediyesi ile sözleşme yaparken haksızlık, hukuksuzluk, usulsüzlük olduğunda haber yapmayacağız demedik ki.
İsmini vermek istemeyen bir izleyici: Benim de hiçbir gerekçem yok. İşten çıkarıldım. Bazı işçilerin bankamatik işçi olduğu söylendi. Değiller. Bulundukları görev yerinde değillerse başkanın verdiği görev yerlerinde oldukları için değiller. Ben bankamatik işçi değilim. Ali Rıza Koçer şantiyeye geldiğinde bu arkadaşlar bankamatik işçi mi diye sormuştu. Arkadaşlarımız da bankamatik olmadığımızı söylediler. Görev başında değilsek parti adına görev verildiği için orada değildik. Çiğli Belediyesi’nde çalışan işçilerin hepsi kendi emekleriyle var. CHP’ye emek veren insanlar hiçbir şekilde işten çıkarılamaz.
Mithat Umutoğulları: Gelir gelmez 8 kişiyi işten çıkaran ben miyim. 41 kişiye bu raporları ben mi yazdım. 34’ünün işten çıkarılmasını ben mi sağladı? Manipülasyonu ben mi yapıyorum. Ne yapalı? Gözlerimizi mi kapatalım. Biz bunu görmeyelim m? Ya da kanser hastası bir çocuğun annesi işten çıkarıldığında ne anlatılaca? Tüm bunların sebebi biz miyi? Bunları görmezden mi geleli? Sinan Kara da bu konuda bizim kadar duyarlı. İşçi arkadaşlar adına teşekkür ediyorum.
Bugünkü bir programda bir şey tartışıldı, çok üzüldüm. Kendisinin de farklı şirketlerle yaptığı ticari anlaşmaları illa ki vardır. O arkadaşa inancım da azaldı. Ertan Yıldız, Gündem 35 de gündemde tutuyor. İzmir’de çok güzel gazeteciler var, çok iyi gazeteciler var. Bir danışmanlık şirketinin yaptığı gibi, bir belediye ile ticari ilişkim varsa, eski başkanı yerden yere vurup yenisini övüyorsam olmaz. Ümit Kartal soruyor, Birol Soylu’ya, sormasını isterdim, belediye ile danışmanlık sözleşmesi yapmışsın. Senin çıkıp başkanı savunman etik değil demesi gerekmez m? Etik olarak bu doğru değil demesini beklerdim kendisinden. 60-70 kişinin de yeri değiştirildi Çiğli’de. Sürgün edilenler var.
İsmini vermek istemeyen bir izleyici: Benim torunumu da işten çıkardılar. Torunum memurdu. Hiçbir gerekçe göstermeden çıkardılar. Oğlum sağlıkçı torunum.
Mithat Umutoğulları: Şu an Çiğli kaynıyor. Çiğli kan ağlıyor. Belediye başkanından tık yok. Başkan yardımcısı Ali Rıza Koçer var, gölgesi ile bile kavga eder. Bu kişiye yetki vermişsiniz. Bu kişi başkanın haberi var mıdır yok mudur bilmem, bu yayınları izlemiyor mu, izliyordur. Çıkan haberleri görmüyor mu'
İsmini vermeyen izleyici: Sözleşmeli memurlardan biriyim. İşten çıkarıldım. 26 Nisan’da güvenlik soruşturmalarımızın zamanında yapılmadığı gerekçesiyle işten çıkarıldık. Güvenlik soruşturmalarımız yapılmış, ellerinde mevcutmuş. Ama dosyada işe başladığımız tarihte bulunmadığı için bizi işten çıkardılar. Siyasi olarak mı bizi bu şekilde düşündüler bilmiyorum ama haksız yere işten çıkarıldık biz de diğer arkadaşlar gibi. KHK ile eklenmiş bir madde üstelik bu. CHP’nin karşı durduğu bir madde. Bu maddeye dayandırılarak işten çıkarıldık. 20 kişi işten çıkarıldık sözleşmeli memurlardan. 4’ü şirket elemanı olarak geri alındı. Sendika süreci yönetmeye çalışıyor ama sendika bizden taraf mı onlardan taraf mı anlayamadık. Biz Tüm Bel Sen üyesiyiz. Birilerini işe aldırmaya çalışıyorlar. 20 gündür belediyenin önünde bıkmadan usanmadan bekliyoruz, beklemeye de devam edeceğiz. Çünkü biz var olan hakkımızı hibe etmeyi düşünmüyoruz. Sesimizi duyurma imkanı verdiğiniz için teşekkür ederiz.
Mithat Umutoğulları: 30 kişiyi gönderiyorlar, tepki olunca 15’ini geri alıyorlar. İnsanları ekmeğiyle tehdit ediyorlar. Biz emeğin ve emekçinin dostuyuz. Onların yanında olacağız. Beş kişinin evine ekmek götürmesine neden oluyorsak bu dünyadaki en büyük sevaptır. Sayın Utku Gümrükçü’nün eski başkanı kötüleyerek, onu eleştirerek ona yandaşlık yapmaya çalışanlara dikkat etmesi gerekiyor. Gümrükçü zeki bir adam. Ama seçildikten sonra garip oldu. Meclisi yönetmiyor, işçiler çıkarılırken haberi yok. Kendileri ve aileleri için bir işçi arkadaşları işten atılırsa elinden tutsunlar, ayağa kaldırsınlar.
Yeliz Tunç: Kimse işçi çıkarmadık demesin. Yeni gelen başkanların neredeyse tamamı eski başkanlar düşmanlarıymış gibi davranıyor. Bu çok yanlış. Sonuna kadar karşısındayız. İzmir’e kesinlikle el atılmalı. Neyin savaşını yapıyorsunu? Biri geliyor işçiyi sürüyor, öbürü geliyor işten atıyor. Onlar ekmek kavgası veriyor. Gümrükçü’nün siyasi hayatını Ali Rıza Koçer bitirecek. İşçiler üzerinden siyaset yapılmaz, onurlarıyla oynanamaz. Pardon siz kimsiniz ya!