CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’de, TURKEN Vakfı’nın Manhattan’da yaptırdığı gökdelenin önünde açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"BİR AİLE KONUŞULACAKSA, KONUŞULACAK YER BURASI"
“Duydum ki birileri senin siyasi rehinen kalsın diye benim yaptığım öneriyi yine kabul etmemiş, yan çizmişsin. Anayasa ile aileyi korumaktan bahsetmişsin. Eğer bir aile konuşulacaksa konuşulacak yer burası. Senin ailen burada.
Burası New York’un en pahalı yeri Manhattan. Bu da ailenin yaptırdığı gökdelen. Oğlunun kızana gönderdiği paralarla bu gökdelen yaptırılıyor. Yapılmaya devam ediliyor. Sevgili Erdoğan aileyi konuşmak istiyorsan ve gerçekten samimiysen gel buradan başlayalım."
“ONUNLA NE AİLE KONUŞULUR NE ANAYASA. BU KONU KAPANMIŞTIR”
Kılıçdaroğlu, bu açıklamalarının yer aldığı videoyu sosyal medya hesabında; “Burası New York, Manhattan. ABD’nin en pahalı iş muhiti… Tanıdığım bir ailenin gökdelenine ‘hayırlı olsuna’ geldim. Erdoğan kim, anayasa, aile kim... Onunla ne aile konuşulur ne anayasa. Bu konu kapanmıştır”
Burası New York, Manhattan. ABD’nin en pahalı iş muhiti… Tanıdığım bir ailenin gökdelenine “hayırlı olsuna” geldim.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) October 11, 2022
Erdoğan kim, anayasa, aile kim...
Onunla ne aile konuşulur ne anayasa.
Bu konu kapanmıştır. pic.twitter.com/hubt6VUtja
KILIÇDAROĞLU: “AİLEYİ KORUMAKTAN ANLADIĞI ŞEY KENDİ AİLESİNİ KORUMAK. BİZ BU MANİPÜLASYONLARA GELMEYİZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜRKEN Vakfı'nın ABD'de Manhattan’daki gökdelen inşaatı önündeki açıklamalarının ardından, kendisini takip eden gazetecilere açıklama yaptı.
Kılıçdaroğlu şu açıklamayı yaptı:
“ABD yolculuğuna ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Vizyonumuz’ için çıktım. Vizyonumuz ile öncelikle hızla, yaşadığımız bu krizden ülkeyi çıkaracağız. İkinci olarak ise Türkiye’de 20 yılda bir tekrarlanan bu krizler bir daha olmasın diye köklü, yapısal, cesur adımlar atacağız. Bunun için Türkiye’yi birleştirmek, yaralarını sarmak ve eski nesil siyasetçilerin bu yaralar üzerinden yükselmesini önlemek istediğimi söyledim.
‘Hellaleşme’ dediğimiz yolculuk da bu büyük vizyonun bir parçası. Çok fazla yara var. Hepsine değindim, değineceğim.
“ÇOK DAHA DERİN YARALAR VAR ONLARIN DA SIRASI GELECEK”
Geçtiğimiz hafta halkımın karşısına çıktım. Devletimizin kapatması gereken yaralardan birinin de başörtüsü mevzusu olduğunu söyledim. Kadınların başka başka problemleri de var. Onları da elbet söyleyeceğim. Çok daha derin yaralar da var. Onların da sırası gelecek.
“KADINLAR ADETA BU MESELE İLE REHİN TUTULUYORLAR”
Başörtüsü Erdoğan’ın bir propaganda “aparatına” dönmüş durumda. Genç kadınlar adeta bu mesele ile rehin tutuluyorlar. ‘Bak sosyal yaşamda var olma hakkını kaybedersin’ deniliyor. Ben de bu yarayı sonsuza kadar kapatalım, artık erkekler kadınların giyim kuşamlarını konuşmasın, dedim. Tek taraflı bir bakış açısı da değil bu… Önerdiğimiz yasa ile ‘avukatın etek boyuna karışan hakim’ de tarih olacak. Kadını ilgilendiren konularda, erkekler konuşmayacak. Aslında söylediğimiz şey çok basit…
Bu aynı zamanda sarayın da samimiyet turnusolu idi… Çıktılar Anayasa değişikliğine gidelim dediler. Çarşamba dediler. Cuma dediler. Olmadı.
“AMAÇ, SEÇİMİ KAZANMAK”
Macaristan’da Orban’ın yaptıklarını analiz etmek için vakte ihtiyaçları vardı. Samimi değiller çünkü. Sonra çıkıp aile bütünlüğünü koruma adı altında Türkiye’de belli kesimleri ezerek, belli kesimleri manipüle etmek istiyorlar. Amaç ülkedeki kadınlar, onların dertleri değil, amaç seçimi kazanmak.
"AİLEYİ KORUMAKTAN ANLADIĞI ŞEY KENDİ AİLESİNİ KORUMAK"
Bugün New York Manhattan’daydım. Erdoğan ailesinin paravan vakıflarının yaptırdığı gökdelenin oradan geçiyordum. Aile konuşacaksa, önce kendi ailesine baksın. Aileyi korumaktan anladığı şey kendi ailesini korumak. Türkiye’nin aileleri yoksullukla, enflasyonla, konut kriziyle, yaşam pahalılığıyla cebelleşiyor, Erdoğan’ın manipülasyonlarından sıkıldık. Biz bu manipülasyonlara gelmeyiz. Erdoğan’dan samimiyet çıkmaz, özgürlük çıkmaz, haklar çıkmaz, hukuk çıkmaz, barış çıkmaz.
"TEK DERDİ İMTİYAZ ALANLARINI KAYBETMEMEK…"
Erdoğan asla anayasaya uymamıştır bugüne kadar, hatta bunu marifet saymıştır. Tek derdi ülkeyi daha da kutuplaşmaya itmek, ayrıştırarak seçimi kazanmak. Tek derdi imtiyaz alanlarını kaybetmemek… Rehinesi gördüğü tüm vatandaşlarımızı kurtaracağız kendisinden.
“SİZ KONUŞACAKSINIZ. BİZ SONSUZA KADAR SUSACAĞIZ”
Buradan tüm kadınlara sesleniyorum. Sizin haklarınızı konuşmak haddimize değildir. Siz konuşacaksınız. Biz sonsuza kadar susacağız. Yasal bir çerçeve çizerek susacağız."
KILIÇDAROĞLU, 24 MAYIS'TA “ERDOĞAN, BU PARA GÖNDERTTİĞİN PARAVANIN BAŞINDA SENİN AİLENDEN KİM VAR?” AÇIKLAMASINI YAPMIŞTI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 24 Mayıs’ta evindeki çalışma odasından yaptığı açıklamada; şunları söylemişti:
“Hukuksuzlukla yok ettikleri ülkeden, hukuka sığınmak için ABD’ye kaçmak istiyorlar. Paravan bir vakıf kuruyorlar. Başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar. Ama vakfın asıl yönetimi, Erdoğan ailesi üyelerine ait. Türkiye’den iki vakıf seçiliyor. TÜRGEV ve ENSAR. Bu vakıflar başlıyor, paraları bir Amerikan vatandaşına göndermeye. 1 milyar lirayı şıp diye transfer ediyorlar Amerika’ya. Erdoğan, çık söyle. Bu para gönderttiğin paravanın başında senin ailenden kim var? Ailede kim gönderiyor, bu paraları? Ailenden kim alıyor bu paraları, karşı tarafta. Çık anlat, çekinme.”