Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Konya’da Millet Buluşması Programı’na katıldı.
Kılıçdaroğlu; sık sık “Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu”, ‘İktidar”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Hak, hukuk, adalet” sloganlarının atıldığı Konya Millet Buluşması’nda şöyle söyledi:
“BAHAR GELDİ, BAHARI HER YIL GETİRECEĞİZ: Beraber çalışırsak, birlikte çalışırsak, güzel ülkemize huzuru getireceğiz. Emin olun bahar geldi, ama baharı her yıl getireceğiz. Her mevsim getireceğiz. Ereğli’deyiz. Kadim bir kasabadayız. Görkemli bir tarihi var buranın. Ereğli Müzesi’ni biliyorum, ama gezme şansım olmadı. İnşallah orayı da gezeceğim. Çok sayıda tarihi eser var. Bunu da gayet iyi biliyorum. Ulucami’mizi biliyorum. Rüstem Paşa Kervansarayı’nı biliyorum. Dolayısıyla bu bölgenin en kadim şehirlerinden, kentlerinden birisi Ereğli’deyim ve mutluyum ve sizinle beraberim. Türkiye’nin ve dünyanın en lezzetli beyaz kirazının da başkentindeyim. Bunu da gayet iyi biliyorum. Buğday üretiminde birinci sırada Türkiye’de. Dolama mantarını ve onun güvecini de gayet iyi anlattılar arkadaşlar bana. Dolayısıyla Ereğli’de olmak, sizlerle beraber olmak, sizlerle birlikte Türkiye’nin sorunlarını konuşmak ve sizlere aktarmak, benim de görevlerimden birisidir.
BENİM SİZE SÖZÜM VAR. BU ÜLKEYE ADALETİ GETİRECEĞİM: Konya’nın kadim bir ilçesi… Konya da tarihi bir kentimiz… Mevlana’nın bulunduğu ve Mevlana’yı ve onun felsefesini öğrenmek ve halka anlatmak… Ve adaleti sadece kendi ülkemize değil, Mevlana’nın felsefesi içinde dünyaya anlatmak hepimizin görevidir. Yüce Mevlâna şöyle söyler: ‘Adalet bir Kutup Yıldızı gibidir. Yerinde sabit durum ama bütün kâinat onun etrafında döner.’ Benim size sözüm var. Bu ülkeye adaleti getireceğim. Adaleti getireceğim.
KONYA’DAN KÜÇÜK BİR HOLLANDA, 114 MİLYAR DOLARLIK TARIM ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORSA VE TÜRKİYE, SADECE 24 MİLYAR DOLARLIK TARIM ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORSA, HEPİMİZ DÜŞÜNMEMİZ LAZIM: Adalet, sadece mahkeme salonlarında tecelli etmez. Madem kâinat, adalet üzerine inşa edildi, adaleti hayatımızın her yerinde ve her alanında gerçekleştirmek zorundayız. Konya, Hollanda’dan büyük bir şehir. Toprak olarak büyük bir şehir. Bakıyoruz, Konya eğer Hollanda’dan büyükse tarım üretiminde çok daha bir yerde olması lazım Türkiye’nin. Gerçek böyle mi? Bakalım. 2021 yılında, Birleşmiş Milletler verilerine göre; Hollanda’nın 114 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı var; Konya’dan küçük Hollanda’nın… Gelelim Türkiye’ye. Koskoca Türkiye, 24 milyar liralık tarım ürünü ihraç ediyor. Konya bakıldığında tarımda bir numara ama buranın da ciddi sorunları var. Geleceğim o sorunlara. Sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine de değineceğim. Neden Türkiye diyorum? Çünkü, Türkiye’nin de sorunları çok büyük. Tarımın da sorunları çok büyük. Eğer Konya’dan küçük bir Hollanda, 114 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyorsa ve Türkiye, devasa bir ülke, sadece 24 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyorsa, hepimiz şapkamızı koyup düşünmemiz lazım. Neden bu hale geldik? Neden biz daha iyi bir pozisyonda değiliz? Ben ne söyledim?
TÜRKİYE, ARTIK DÜNYA İLE YARIŞMAK ZORUNDADIR: Daha önce gittiğim değişik toplantılarda, İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde şunu söyledim: ‘Türkiye, artık dünya ile yarışmak zorundadır. Türkiye, artık bölgesinin lideri olmak zorundadır. Türkiye dünya ile yarıştığı zaman güçlü bir ülke olacaktır.’ Bunu düşünüyoruz.
DÜNYANIN NERESİNE GİTMİŞSE BİR GENCİMİZ, GÜLER YÜZLE KENDİ ÜLKESİNE DÖNECEK: Güneşli günleri hep beraber göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz. Hiç endişe etmeyin. Sevgili gençler, sizi biliyorum. Heyecanınızı da biliyorum. Hiç endişe etmeyin. Dünyanın neresine gitmişse bir gencimiz, güler yüzle kendi ülkesine dönecek. Bundan endişe etmeyin. Sizin özgürlük alanınızı, genişleteceğim. Hiç endişe etmeyin. Attığınız bir tweet dolayısıyla babanız ve anneniz kuşku duymayacak. Çünkü, bilecek ki artık bu ülkede demokrasi var. Güvenlik görevlisi; sabahın beşinde, altısında kapınıza dayanmayacak. Bilecek ki artık bu ülkede özgürlük var.
DIŞARIDAN BUĞDAY, ARPA, FASULYE, CANLI HAYVAN, ET, MERCİMEK… BUNLARIN TAMAMINI BİTİRECEĞİZ: 18 milyon 700 bin dekar tarım arazisi var. Sadece Konya’da. 2004 ve 2022 yılları arasında 7,5 milyon dekar tarım alanı, sistemin dışına çıktı. Yani köyle ekmiyor, ekemiyor. Eksem ne olacak, diyor. Çünkü, zarar ediyor. Sulama da yeteri kadar olmadı. Malum, meşhur bir baraj var. KOP projesi var. KOP Projesi dolayısıyla bir türlü Konya Ovası’na 20 yıldır su gelmiyor doğru dürüst. O suyu getireceğim, o çiftçiyi mutlu edeceğim. İktidara beraber geleceğiz. Sevgili gençler, düzeni ben değil, düzeni siz değiştireceksiniz. İktidara ben değil iktidara siz geleceksiniz. Dolayısıyla, bu ülkenin gençleri, 5 buçuk milyon genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Gençler, dünya siyaset tarihine çok güzel bir armağan bırakacak. ‘Biz, otoriter bir yönetimi, demokratik yollarla değiştirdik’ diyeceksiniz. Dünya siyaset tarihine, çok güzel bir armağan bırakacaksınız. Ayrıca kırsalda çalışan bütün gençler ve bütün kadınlar iktidarımızda göreceksiniz. Onların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Yeter ki çalışsınlar. Yeter ki üretsinler. Kadının sosyal güvenliği olacak. Gençlerin sosyal güvenliği olacak. Yine bütün çiftçi kardeşlerime, bütün üreticilere seslenmek isterim. Sizin bankalara, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan faizlerini sileceğiz. Sadece ana parayı taksitlerle alacağız. Siz üreteceksiniz, siz. Siz, kazanacaksınız. Dışarıdan buğday, dışarıdan arpa, dışarıdan fasulye, dışarıdan canlı hayvan, dışarıdan efendim et, mercimek… Bunların tamamını bitireceğiz. Herkes üretecek ve herkes kazanacak.
KİM NEYİ ÜRETECEK BELLİ OLACAK. BİR YIL SONRA KAÇTAN SATACAK, O DA BELLİ OLACAK: Gençler doğal olarak sorgularlar. Diyeceksiniz ki bunun formülü ne? Nasıl olacak da herkes üretecek, herkes kazanacak? Havza bazlı planlama yapacağız. Havza bazlı planlama… Örneğin Erzurum… Doğu, Güneydoğu’nun merkezi olacak. Etrafındaki iller, hep birlikte havza bazlı planlamaya dahil edilecek. Kim neyi üretecek belli olacak. Bir yıl sonra kaçtan satacak, o da belli olacak. Formül: Maliyet, artı makul kar, eşittir taban fiyat.
ÇİFTÇİLERE, KIRMIZI MAZOT VERECEĞİZ. YANİ KDV’Sİ OLMAYACAK, ÖTV’Sİ OLMAYACAK: Çiftçilere, kırmızı mazot vereceğiz. Yani KDV’si olmayacak, ÖTV’si olmayacak. Şimdi yata veriyorsun. Yata biniyor, adaları geziyor, denizleri geziyor, keyfi yerinde ÖTV’siz ve KDV’siz mazotu veriyorsun. Yahu çiftçi traktörle sabahın köründe nereye gidecek? Tarlasına gidecek. Herhalde tatile gitmeyecek. O üretiyor, o çalışıyor. O alın teri döküyor. O bizim karnımızın doyması için çaba harcıyor. Ona diyeceğiz ki ‘kardeşim; yata hangi fiyattan veriyorsan çiftçiye de o fiyattan vereceksin.’ ÖTV’siz ve KDV’siz olacak. Ayrıca hiçbir çiftçinin, hiçbir üreticinin traktörüydü, pulluğuydu, hayvanıydı… Asla haczedilmeyecek. Ayrıca çok sayıda ziraat mühendisimiz, çok sayıda veterinerimiz üniversitelerden mezun ve işsizler. Kırsalda köy okullarını açtıktan sonra ve oralara öğretmen atandıktan sonra; ne dedik, bu yıl içerisinde 15 Mayıs’ta iktidarız. 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köyün öğretmeni olacak, imamı olacak, hayvancılık yapılıyorsa veterineri olacak, tarım ürünleri üretiliyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Hayvanlarınıza bakacak, aşılarını yapacak. Toprak analizlerini yapacak. Ücretini de devlet ödeyecek. Çünkü sosyal devlet, halkına hizmet götüren devlettir. Halkına hizmet götürecek. Bu ne demek? Bu, beşli çetelere hizmet değil, vatandaşa hizmet demek. Size hizmet edeceğiz.
ALTI LİDER SÖZ VERDİK. İLK YAPACAĞIMIZ İŞ BİR ESNAF BAKANLIĞI KURMAK OLACAK: Esnaf kardeşlerim de orta direği temsil ederler. Ahi Evran geleneğinden gelirler. Komşusu siftah yapmazsa yanındaki esnaf, onun da siftah yapmasını ister. Güçlü bir tarihsel birliktelikler var, dayanışma kültürü var. Esnafın, orta direğin güçlendirilmesi lazım. Esnaf, zor durumda. Sattığı ürünün yerine yenisini alamıyor. Ne yapacağız? Söz verdik altı lider söz verdik. İlk yapacağımız iş bir Esnaf Bakanlığı kurmak olacak. Esnafın bakanı olacak. Esnaf sahipsiz olmayacak. Esnafın, sicil affını çıkaracağız. O konuda hiç kimse endişe etmesin. Pandemi döneminde esnaf zor durumda kaldı. Kredi verdiler, faizi ile istiyorlar. Esnafın da faizini sileceğiz. Esnafın; Bağ-Kur primi var, vergi borçları var. Onların da faizini sileceğiz. Stopajı da sıfırlayacağız, yok öyle bir şey.
BİR NUMARALI KARARNAME, BÜTÜN SAVURGANLIKLARI BİTİRECEK: Şimdi diyeceksiniz ki iyi güzel de iktidar olunca en hızlı neleri yapacaksınız? Söz verdik. Altı lider söz verdik. Beraber bir araya geldik. Ortak Mutabakat Metni çıkardık. İsraf haramdır diye biliyoruz. ‘İsraf haramdır’ diye inancımızda var, kültürümüzde var. İlk yapacağımız iş, israfı önlemek. Bir numaralı kararname, bütün savurganlıkları sıfırlayacak, bitirecek bir kararname çıkaracağız. İsraf olmayacak.
HİÇBİR KADINI, BİR ERKEĞE MUHTAÇ ETTİRMEYECEĞİZ: İkinci iş, Parlamento’dan süratle bir yasa çıkaracağız. Aile bizim kültürümüzde önemlidir, toplumun temel taşıdır. Hiçbir aile, kendisini sahipsiz hissetmesin. Her aile, sosyal devletin koruması altında olsun. Aile Destekleri Sigortası çıkaracağız. Bunun yasasını çıkaracağız. 1971 yılından bu yana çıkması gereken bu kanun, çıkmadı. Yardımlar yapılıyor, oyunuzu bize verin diye… Oy vermiyorsa yardım yok diyorlar. Bizim kitabımızda bu yok. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Başı açık- başı kapalı, kadın-erkek, engelli… Hiçbir ayrım yapmadan… Her aile, sosyal devletin güvencesi altında olacak. Her ailenin asgari bir geliri olacak ve gelir kadının hesabına yatacak. Hiçbir kadını, bir erkeğe muhtaç ettirmeyeceğiz. Böylece aile, güçlü olacak. Eğer Aile Destekleri Sigortası’ndan yararlanıyorsa, çocuklarının bütün eğitim masraflarını sosyal devlet karşılayacak. Bunları anlatırken acaba kaynak var mı, para var mı diye düşünmeyin. Bu kardeşiniz, 27 buçuk yılını devlette; para nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır, harcamalar nasıl olur, tasarruflar nasıl yapılır… 27 buçuk yılımı buna verdim.
TÜRKİYE ZENGİN BİR ÜLKEDİR. AMA PARAYI BEŞLİ ÇETELERE YEDİRİRSENİZ SİZE PARA KALMAZ: İsrafı engelleyin Türkiye zengin bir ülkedir. Ama parayı beşli çetelere yedirirseniz size para kalmaz. Alacağım, alacağım. O paraları son kuruşuna kadar alacağım. Dolar bazlı garanti… Diyorlar ki biz milliyetçiyiz. Milliyetçiyse Türk parası var kardeşim. Bize gelince milliyetçi, onlar gidince başka. İhale alıyorsun dolarla. Kar veriyorsun dolarla. Garanti veriyorsun dolarla. Amerika’daki enflasyon, Avrupa Birliği’ndeki enflasyon yansıtılıyor, o da dolarla. Bütün bunların tamamını bu milliyetçi kardeşiniz, Türk lirasına çevirecek. Hiç endişe etmeyin. Türk lirası olacak. Diyorlar ki bunu yapıyorsunuz ama mahkemeler bunu iptal eder. Dünyanın adalet dağıtan hiçbir mahkemesi, bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Türkiye soyuluyor. Evet demeyecek o mahkeme.
GÖRECEKSİNİZ, İKİ KİLO ET BİR GRAM ALTIN ETMEYECEK: Gençler, endişe etmeyin. Hakkı, hukuku, adaleti her alanda sağlayacağız. Hiçbir çocuk, anne sabahleyin evladını okula gönderirken acaba beslenme çantasına ne koyayım diye düşünmeyecek. Her çocuk okulda sağlıklı bir şekilde beslenecek. Bizim evlatlarımız, bizim geleceğimiz, bizim çocuklarımız okullarında arkadaşlarıyla beraber karınlarını doyuracaklar. Hiçbir aileye yük olmayacaklar. Zengin, fakir ayrımı olmayacak. Herkes aynı yemeği yiyecek. Herkes aynı çantadan beslenecek. Devr-i iktidarımızda, bizim zamanımızda göreceksiniz; iki kilo et, bir gram altın etmeyecek. Bunu herkesin bilmesini isterim. Herkesin karnı doyacak.
TORPİLİ BİTİRECEĞİM: Ayrıca gençler, siz şunun da sözünü veriyorum. Kamuda sınav açıldı. KPSS… Torpili bitireceğim. Kul hakkı yemek, bizim inancımızda en ağır cezadır. Üniversiteyi kazanmış, Türkiye yedincisi matematikte olmuş, sözlüye alıyorsunuz, onu eliyorsunuz en diplerden birisini getirip, onun yerine atıyorsunuz. Bunu bitireceğiz. Kul hakkını yedirmeyeceğiz. Herkesin hakkını teslim edeceğiz. Başka bir şey daha. Kirliliği siyasette de bitireceğiz. Altı lider karar verdik. Dedik ki siyasi ahlak kanunu çıkaracağız. Artık Parlamento’da iş takip yapan, rüşvet alan; ayda 10 bin dolar rüşvet alan vardı ya, bunları tarihin çöp sepetine atacağız.
MAL VARLIĞIMI SİYASETE GİRDİĞİM GÜN AÇIKLADIM, KENDİ SİTEME KOYDUM. CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞIM KESİNLEŞTİĞİNDE BÜTÜN TÜRKİYE’YE GÖSTERECEĞİM: Bunlar olduğunda şunu göreceksiniz. Türkiye, Akdeniz’in en güçlü, en üreten ülkesi olacak… 2400 yıl önce söylenmiş. Devleti yönetenler yönetirken zenginleşirse artık halkı gözetmezler kendi mal varlıklarını düşünürler. Allah nasip eder, göreceksiniz. Mal varlığımı siyasete girdiğim gün açıkladım, kendi siteme koydum. Cumhurbaşkanlığı adaylığım kesinleştiğinde mal varlığımı bütün Türkiye’ye göstereceğim. Herkes görecek. Temiz bir siyaseti getireceğiz.
BAHARLARIN AÇTIĞINI, AĞAÇLARIN AÇTIĞINI, GENÇLERİN UMUTLA BAĞIRDIĞINI BURADA DA GÖRÜYORUM VE MUTLUYUM: Beş buçuk milyon gençten söz istiyorum. Evet, iktidar. Evet, halkın iktidarı. Evet, milletin iktidarı. Görmek isteyenler için her zaman çiçekler vardır. Her zaman baharlar vardır. Ben o baharları, bu ülkenin çiçeklerinde, bu ülkenin renklerinde, bu ülkenin insanlarında, bu ülkenin gençlerinde görüyorum. O çiçeklerin açmaması için her türlü şart vardı. Ama o çiçekler, yine de açtı. Bütün zorluklara rağmen açtı. Gençlerimizi gördükçe, sizleri dinledikçe her türlü soğuk, çetin kış koşullarına rağmen etrafımızda açan erken bahar çiçeklerini gördükçe hepimizin morali yükseliyor. Hepimiz moral buluyoruz. Konya’dayız bugün. Moralimiz çok yüksek. Hep yüksek olsun. Hep umutlu olalım. Hep geleceğe umutla bakalım. Ve diyorum ki, vay be! Konya’da da baharların açtığını, ağaçların açtığını, gençlerin umutla bağırdığını, haykırdığını; umut istediğini burada da görüyorum ve mutluyum.
BİRLEŞE BİRLEŞE TÜRKİYE’NİN BÜTÜN SORUNLARINI ÇÖZECEĞİZ: Bahar, gerçekten de yenilenme zamanıdır. Bütün çiçekler açar, bahar gelir ve kanımız kaynar. Doğayı görürüz. Tanrının yarattığı güzel doğanın, bütün zenginliklerini görürüz. Bütün canlıları görürüz. Dolayısıyla bahar, ayrı bir mevsimdir. Türkiye’yi yenilemek için, Türkiye’ye baharı getirmek için yola çıktık. İki değerli arkadaşım var, onlarla beraber geldim.”
Kılıçdaroğlu konuşmasının bu bölümünde; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı kürsüye davet etti. Kılıçdaroğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı… Ankara’yı Mustafa Kemal’in Başkenti yapan Mansur Yavaş… Ne dedik? Birleşe birleşe kazanacağız. Birleşe birleşe Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz” diye konuştu.
“BAY KEMAL VERDİĞİ SÖZDEN ASLA DÖNMEYECEK”
Kılıçdaroğlu, son olarak; “Şimdi sizden bir söz istiyorum. Her bir genci, arkadaşınızı ikna edeceksiniz. Sandığa gidecekler ve Millet İttifakı’na oy verecekler. Söz mü? Benim sözüm de söz. Gereğini yapacağım. Bay Kemal verdiği sözden asla dönmeyecek” dedi.