İşte Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden satır başları:
Değerli dostlarım siz ne söylüyorsunuz dediler. İyi söyleyeceğiz de burada olsanız söyleyeceğim de burada değilsiniz. Sözüm söz seçimlerde cevabımızı çok iyi vereceğiz.
Sizlerin önemini biliyorum. Hangi zorluklarla karşı karşıya olduğunuzu biliyorum.
Mayıs ayı 2002 TOBB genel kurulu var. O konuşmadan bir bölümü aynen size aktarıyorum. “Türkiye refah demokrasiden uzak, kalkınmış bir ülke mi olmalıdır, yoksa geride kalan bir ülke mi olmalıdır'” elbette kalkınmış bir ülke olmasıdır. Değerli dostlarım siz Mısır, Libya, Suriye’ye rahat gidebiliyor musunu? Dört büyük başkentte büyükelçimiz yok. Türkiye kendi bölgesinden soyutlanmış durumda. Bir zamanlar ortadoğudaki sorunların çözüm merkeziydi. Şu anda soyutlanmış durumda. Eğer bir ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı bir ülke ile ilgili açıklama yapar ve bu konuşma üzerinden iki saat geçmeden yalanlanırsa, bu benim gücüme gider.
Saygınlığı olan bir ülkenin cumhurbaşkanı yalanlanmamalı. Yalanlanıyorsa o ülkenin gururu incinir.
Dış politikayla neden başladım sayın dostlar. Dış politika milli olmaktan çıkıyorsa, o ülke sorun yaşar. Nitekim mısır’da, libya’da yaşanan budur. Bu ülkelerin hiçbirinde ana muhalefete bilgi verme yoktur.
Irak ve Suriye politikasının bize maliyeti 16 milyar dolardır. Adana’da, Mersin’de, Antep’te iş yapan değerli arkadaşlarım, bunu sizler zaten çok iyi biliyorsunuz.
TÜRK TİPİ EVRENSEL STANDART
Makul şüphe ifadesi getirildi yeni düzenlemede. Buna göre makul şüpheyle siyasilere laf ederseniz, sizi göz altına alabilirler. Şirketinizi kapatabilirler, mal varlığınıza el koyabilirler. Böyle bir demokrasi nerede var.
Sizin için de özel bir yasal altyapı oluşturuldu. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir sistemi sizin üzerinizde oynamak istiyorlar. Makul şüphe. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde, siz yabancı sermayeyi , büyümeyi bekleyemezsiniz.
TÜRK TİPİ BAŞKANLIK
Şimdi bir de Türk tipi bir başkanlık sistemi getirmeye çalışıyorlar. Valiyi o atacayacak, milletvekilini o atayacak. O zaman kuvvetler ayrılığına ne gerek var. Zaten başkanlık isteyen de yargı ve hukuk ayak bağı oluyor demişti.
SEÇİM BARAJI
Milli irade istiyorsak öncelikle yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız. Milletvekilleri adaylarının kapalı kapılar arkasında oluştuğu siyasi rejimi değiştireceğiz.
ÖZGÜR MEDYA
Medyası özgür olmayan bir ülkede, gerçek demokrasi olmaz. Medyası özgür olmayan bir ülkede, gerçek demokrasiden söz edilemez. Aman sesimi çıkarmayayım, yarın vergi müfettişleri kapıma gelmesin diyen medyanın olduğu bir ülke, demokrasiden nasibini almamıştır.
Demokrasi şudur: devletin kurumlarına sıcak siyasetin müdahale edemediği alanların genişletilmesidir. Genişleteyim. Eğer merkez bankası varsa, sıcak siyaset buna müdahale etmemelidir. Araçlarına müdahale etmemelidir. Tabii ki hedef gösterecektir, enflasyon hedefini aşağı çek diyecektir ama doğrudan araçlarına müdahale ederse orada demokrasi yoktur. Mesela kamu ihale kurumu. Gidip bu ihaleyi şu kişiye verin derseniz, o ülkede demokrasi yoktur. Kamu ihale mevzuatında, son 10 yılda 140’ın üzerinde değişiklik yapıldı. İki ihale yapıldı ikisi de iptal edildi. Neden fiyatı düşük diye. Sonra daha düşük bir teklife başkasına verildi
TOBB’A SİTEM
Ben isterdim ki TOBB yönetimi buna itiraz etsin. Sayın başbakan ihalede yasal bir sıkıntı varsa iptal edin desin, ama demediler. İhaleyi iptal ediyorsunuz ama yandaşa vermek için iptal ediyorsunuz.
Şimdi size bir soru sormak istiyorum değerli arkadaşlarım, gerçekten mutlu musunu? Gerçekten sabahları gazeteleri ürkerek mi alıyorsunu? Bunun nedeni demokrasi eksikliğidir. Bizim demokrasimiz hibrit demokrasidir. Ülkedeki huzursuzluğun nedeni demokrasi ve özgürlük eksiğidir.
CHP iktidarında bu ülkede birinci sınıf ekonomi için ne gerekiyorsa yapacağız, sözüm söz, sözüm sözdür.
Biz elbette ortadoğuya sırtımızı dönmeyeceğiz, ama biz Müslüman bir ülke olarak uygar dünyanın bir parçası olan ortadoğunun örnek aldığı, iç barışı olan, zenginleşen, sanayicisinin, çiftçisinin ürettiği bir ülke olmak istiyoruz.
Bu tablo bizi nereye götürdü. Orta gelir ve orta teknoloji tuzağına götürdü. Orta teknoloji tuzağına yakalandık. 500 büyük firmayı çıkardım.500 büyük firmanın yarattığı katma değerde teknoloji oranı yüzde 2. Diğer ülkelere bakalım. İsrail yüzde 11, Malezya yüzde 15, Güney Kore yüzde 25. Bu orta teknoloji tuzağıdır.Ekonomik özgürlük endeksinde Türkiye 178 ülke arasında 70. Olduk. Altı sıra geriledik. Yolsuzluk endeksinde nerelerde olduğumuz belli. Onu zaten siz de biliyorsunuz.
"İSTANBUL'DAKİ SAYI LONDRA VE PARİS'TEKİNDEN FAZLA"
Konyadan küçük Hollanda, Türkiye’den daha fazla ihracat yapıyor. Güneş var, toprak var, rüzgar var. Neyimiz eksik. Eksik olan siyaset arkadaşlar. Üretmek yerine tüketmeyi hedef alan bir ekonomi politikası izledik. Sadece İstanbul’daki AVM sayısı, Londra, Paris’teki AVM sayısından daha fazla.
Ne yapacağız diye soruyorlar ya. 4 ayaklı bir strateji izlemeliyiz. Devletin saydamlığı esas olacak ve hükümet hesap vermesini bilecek, öğrenecek.
YENİ BİR ANAYASA
Yeni bir anayasayı elbette yapacağız. Modern bir anayasa yapacağız. 12 eylül anayasasının basın özgürlüğü ile ilgili maddesi var. Darbe anayasası basın hürdür sansür edilemez diyor. Darbe anayasasında bile bu diyor. Şu anda basın özgürlüğüne inanmamız lazım. İngiltere’de yazılı anayasa yok. Demokrasi yok mu ingiltere’de. Demokrasinin beşiğidir diyorlar orada. Neden orada siyasi kirlilik yok. Sözüm söz iktidara gelişimizin hemen ardından siyaseti kirlilikten temizleyeceğiz. Birinci ayak bu.
"YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ"
İkinci ayak. Üreteceğiz. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. Soru 3. Katma değeri yüksek ürünü nasıl üretiriz. Üniversitelerin eğitim sistemini değiştirerek olur. Eğer siz düşünen, bilgi üreten adamı cezalandırırsanız, o ülke yükselemez. Biz YÖKü kaldıracağız. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak.
Organize sanayi bölgelerine iş garantili eğitim getireceğiz. Bütün OSB’lere yatılı okul kuracağız. Teşvik sistemi. Bu teşvik sistemiyle yol alamazsınız. Bir iş adamı çıktı ben Türkiye’de çip üretmek istiyorum bana 1 milyar dolar lazım dedi. Ben başbakan olsaydım, o 1 milyar doları gözüm kapalı verirdim o iş adamına. Ama biz o 1 milyar dolarları kime verdik. AVM’lere verdik.
"KİMİN PROJESİ DAHA İYİ BAKALIM"
Buradan TOBB Genel Kurulu’nda sayın başbakana rica ediyorum. Uygar dünyada, uygar demokrasilerde liderler bir araya gelirler. Gel bir herhangi bir televizyon kanalında, projelerimizi alalım konuşalım, kimin projesi daha iyi bakalım. 27 yılımı kamuya verdim. Ekonomide hesapları en iyi bilen kimdir diye sorun, her konuda birinci sırada beni gösterirler.
EN BÜYÜK TANIĞIM BÜLENT ARINÇ'TIR
Kaynak bulma konusunda en önemli tanıdığım Bülent Arınçtır. Dedi ya bu kadar israf olmasaydı vergi bile toplamaya gerek kalmazdı. En büyük tanığım Bülent Arınç'tır.
İlk kez işsiz sayısı çalışan sayısını geçti Türkiyede. İşsizlik Türkiye'nin en büyük sorunudur. İstihdam yaratmak çok önemlidir. İşsizlik sorununu 13 yılda çözemediler. Nede? Çünkü Türkiye üretmiyor. Biz aile sigortasını getireceğiz. Zaten bu da bizim bulduğumuz bir sigorta dalı değildir. 9 sigorta kurumunun geliştirdiği bir şeydir. Aile sigortasını getireceğiz. Herkes huzurlu olacak. Aylığı al kiraya verecek diye bir şey. Bizim kitabımızda bu yazılı: Sağ elini gördüğünü sol el görmeyecek.
Vatandaş borç batağında. 1 milyon 220 bin kişi hakkında dava açıldı. Hapse giren kişi sayısı 89. 500 bin kişi de hapse atılmayı bekliyor. Taahüdü ihlal cezasını kaldıracağız arkadaşlar. Ekonomik suça ekonomik ceza verceğiz.
Stratejimizn dördüncü ayağı. Var olan kazanımlarımızı artırmalı ve derinleştirmeliyiz. Gelir idaresi başkanlığına, merkez bankasına müdahale etmeyen bir sistem geliştireceğiz. Korkunun egemen olduğu bir iklimde yaşamaya başladık. Sayın hisarciklioğluna bir şey daha hatırlatmak isterim. Türkiyenin en büyük şirketine aramalı inceleme yapıldı. 12 yıl hesap uzmanlığı yaptın. Vergi hesapları adam gibi yapılmalı. Elinde sopayla gidemezsin. Gelir İdaresi Başkanlığı'nı bu bağlamda yeniden yapılandıracağız.