Kılıçdaroğlu, partisince Zübeyde Hanım Sosyal Tesisi'nde düzenlenen, Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları herkesin bildiğini, el birliğiyle Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak gerektiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir barış ortamı getirmemiz lazım. Bir huzur ortamının olması lazım. Siyaset kurumunun topluma güven vermesi lazım. Karşılıklı güvenin, saygının oluşturulması lazım." değerlendirmesini yaptı.
"Devleti devlet yapan şey, tasada, kıvançta beraber olmaktır." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yani o devletin bütün vatandaşları bir arada huzur içinde yaşasın. Elbette ki herkesin siyasi görüşü farklı olabilir. Elbette ki farklı siyasi görüşlere saygı duymak zorundayız. Dolayısıyla beraber önce milli değerlerimizi, milli hasletlerimizi bir arada tutmak zorundayız. Siyasetin de asıl amacının bu olması lazım. Şimdi devletin organları nedir? Devletin organlarını bu anayasa belirler, referanduma sunulmuş vatandaşlar da kabul etmişlerdir. Diyorlar ki devletin organları burada var. İlk 4 madde, zaten değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddeler, bunlar da tartışılıyor son günlerde ama o tartışmaların tamamı yapay. Hiç kimse ilk dört maddeye dokunamaz. İlk dört maddenin teminatı, Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli vatandaşlarıdır. Bunu herkesin bilmesini istiyorum."
Kılıçdaroğlu, geçmiş konuşmalarında da ifade ettiği, "Şu anda Türkiye'de var olan hükümet, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıyadır." görüşünü tekrarlayarak 1921 Anayasası ve sonraki bütün anayasalarda yazan "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir." hükmünü hatırlattı. Milletin egemenliğini, yine bu anayasaya göre, organlar aracılığıyla kullanacağını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, yetkinin bir kişiye değil, 3 organa yayıldığını söyledi. Yasama, yargı ve yürütme organları aracılığıyla milletin egemenliğini kullanacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunlardan birincisi yasama organı, yani TBMM. TBMM'de sizin seçtiğinizi sandığınız milletvekilleri gerçekten de milleti temsil ediyorlar mı? Bu önemli bir soru. Sizin de altına mühür bastığınız listeler, sizin seçtiğiniz milletvekilleri mi, başkalarının seçtiği milletvekilleri mi? Siz aslında seçim sandığına gittiğinizde milletvekili seçmiyorsunuz, bir partiye oy veriyorsunuz. Öyle olunca, TBMM'de görev yapan milletvekilleri kendisini seçen organa bağlı oluyor, yani genel başkana bağlı oluyor. Dolayısıyla çoklu organ yetmezliğinden iktidarı kurtarmanın yolu, ilk yapacağımız iş milletin vekilini milletin seçmesidir."
İkinci konunun, "yürütme" olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, TBMM'nin çıkardığı kanunların gereğini yürütme organının yaptığını anlattı. Kılıçdaroğlu, dün önemli bir belgenin ellerine ulaştığını, bir temelin önce atıldığını ve sonra ihalesinin yapıldığının belgelendiğini aktardı. CHP Lideri, "Önce temeli atıp ihaleyi temel atan firmaya verirseniz, ortada bu milletin cebine göz dikenlerin iradesi var demektir." diye konuştu.
Üçüncü olarak "yargı"nın geldiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, mahkemelerin bağımsız olması gerektiğinin altını çizdi. Anayasanın 138. maddesindeki, "Hiç kimse mahkemelere ve hakimlere emir veremez" hükmünü hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Hakimlerin bugün iradeleri yok ve baskı altında. Böyle bir yapı içinde Türkiye'nin sağlıklı yönetilmesi mümkün değildir. Hepimizin sorumluluğu var. Bizler çocuklarımıza ve torunlarımıza evlatlarımıza güzel bir Türkiye bırakmayacaksak niye siyaset yapıyoruz?" dedi.
Alt mahkemenin Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamadığını, bunun yargıya duyulan güveni yok ettiğini söyleyen CHP Lideri, "Yargı, 'can ve mal güvenliği' demek. Bir haksızlıkla karşılaştığımda ilk başvuracağım yer hakimdir. Eğer orası adalet değil de adaletsizlik dağıtıyorsa hepimizin oturup konuşması lazım." açıklamasında bulundu.
"FARKLI DÜŞÜNCELERDEN KORKMAYACAĞIZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasi kavramına da vurgu yaparak demokrasinin, herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesi anlamına geldiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Farklı düşüncelerden korkmayacağız. Farklı düşünceleri dile getirmek, bir ülkenin kalkınmasını sağlamak demektir. Bizim atalarımız 'akıl akıldan üstündür' demiş. İstişarenin olmadığı yerde bir devlet yönetilebilir mi?" şeklinde konuştu.
Yeni anayasaya göre, kanun tekliflerini milletvekillerinin verdiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, eskiden bu tekliflerin bakanlıklarda bürokratlar tarafından hazırlandığını ve Bakanlar Kurulunda görüşüldükten sonra TBMM'ye getirildiğini aktardı. Bir işin ehline teslim edilmesi gerektiğini vurgulayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi nasıl? Ben oturuyorum bir kanun teklifini yazıp veriyorum. Teklifi verenler, hangi teklifin altına imza attıklarını bile bilmiyorlar. Böyle bir sistem olmaz. Bunları değiştirmemiz lazım. Sağlıklı, tutarlı bir rejimi inşa etmemiz lazım. Bir kişiye devlet teslim edilemez. Dünyanın hiçbir ülkesinde, tarih boyunca da bir kişiye bir devlet teslim edilmemiştir. Osmanlı'da Padişah vardı, aynı zamanda Veziriazam da vardı, yani Başbakan da vardı. Aynı zamanda ulema heyeti vardı. Şimdi bunların hiçbirisi yok. Devleti bir kişiye teslim etmişiz, olmaz, yanlıştır. Oturup beraber düşünmemiz lazım. Eğer bunu düzeltemezsek sonu felaket olur, nasıl? İşte yaşıyorsunuz zaten. Türk lirasının nasıl eridiğini görüyorsunuz. En çok 'milliyetçiyiz' diyen insanların iktidarında eriyor. Nasıl oluyor da bir hükümet veya bir cumhurbaşkanı kendi vatandaşından dolar üzerinden borçlanıyor. Senin paran Türk lirası, senin paranın itibarının olmadığını sen yönetirken millete söylüyorsun zaten, bu mudur milliyetçilik? Milliyetçilik her şeyden önce kendi ülkesinin, bu milletin çıkarlarını savunmaktır. Eğer Merkez Bankasından yasa dışı 128 milyar dolar yok edildiyse ve bunun hesabı verilmiyorsa ortada bir sorun var demektir. Eğer biz 190 milyar doların üzerinde bir faizi Londra'daki tefecilere ödüyorsak, kim ödüyor bunu, sizler ödüyorsunuz. Doğalgaz alırken, elektrik alırken bedel ödüyorsunuz. Nereye gidiyor bu paralar?"
Demokrasinin, düşünce özgürlüğünün hep beraber savunulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Düşüncesinden ötürü insanları suçlamak kadar kötü bir şey yoktur. Her düşünceye saygı duyacaksınız, düşüncesini söyledi diye insanı hapse atarsanız, bu doğru değildir." dedi.
Orta Çağ'da bir kişinin, milyarlarca insanın "Dünya düzdür" demesine rağmen dünyanın yuvarlak olduğunu canı pahasına savunduğunu ve haklı çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, dayatma kültürüyle, kavga kültürüyle siyasetin olamayacağını söyledi.
Bundan 25 yıl önce siyasi parti liderlerinin televizyona tartışma programlarında konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi bu olmuyor, niye olmuyor, nedir bu düşmanlık, gerginlik? Öyle bir noktaya geldik ki hasletlerimizi unuttuk, komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale geldik. Komşu komşudur. Nasıl bir anlayış, nasıl bir siyaset bizi buralara getirdi, silkineceğiz, yeniden Türkiye'yi inşa edeceğiz." diye konuştu.
"MUHTARLAR DEMOKRASİNİN TEMEL TAŞIDIR"
Muhtarların demokrasinin temel taşı olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Muhtarlara değer verilmediğini gayet iyi biliyorum ama muhtarların hayal edemeyeceği demokratik standartları Allah'ın izniyle ve sizlerin desteğiyle bu ülkeye getireceğim. Hiçbir endişeniz olmasın. Muhtarlık kurumu güçlü olduğu zaman demokrasi güçlü olacak çünkü en alttan başlayacak demokrasi yukarıya doğru filizlenecek ve büyüyecek, bunu sizler yapacaksınız. 1833 yılı, bu topraklarda yapılan ilk seçim Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimidir. Bunu kaç muhtar arkadaşımız biliyor? Eğer bu topraklarda ilk seçim bir muhtarlık seçimi ise muhtarlık değerlidir ve demokrasinin temel taşıdır."
Kemal Kılıçdaroğlu, 82 değişik kanunda, 354 maddede "muhtar" adının geçtiğini, buna rağmen temel bir muhtarlık kanununun bulunmadığını belirtti. Çoğu muhtarın oturacak doğru düzgün bir yeri bile olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, hatta bazılarının kirada oturduklarını söyledi.
"Muhtarlara birer personel vereceğim." dediği için "kıyamet koptuğunu" aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 10 milyonu aşkın işsiz olduğuna dikkati çekti.
Her muhtarlığın bir bütçesinin olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Seçimle gelen herkesin bütçesi var, sizin yok. Bütçe olması demek aynı zamanda denetlenebilir olması anlamına gelir. Oturduğunuz mahallede emlak vergisi toplanıyor, nereye gidiyor, belediyeye. Emlak vergisinin yüzde 1'i, 2'si muhtarlara verilesi ne olur, hiçbir şey olmaz. Bunun yapılması lazım." açıklamasında bulundu.
Muhtarların seçim sırasında birleşik oy pusulasında adlarının olması gerektiğini de kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "Belediye meclislerinde toplantı olur sizin mahalleyle ilgili ancak sizin hiç haberiniz olmaz. Ne olması lazım, mahallenizle ilgili bir konu belediye meclisinde görüşülecekse muhtar kanunen mutlaka davet edilmeli, söz ve karar hakkı olmalı. Şimdi öyle bir yetkiniz yok, bunların da değişmesi lazım." dedi.
"TÜRKİYE MUHTARLAR BİRLİĞİ KURULMALI"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Muhtarlar Birliği"nin kurulması gerektiğini de dile getirerek "Çok parçalı bir yapınız var, bir temel çatı örgütünüzün olması lazım. Bizim istediğimiz, muhtarlık kurumunu korumaktır, güçlü hale getirmektir. Bu, muhtarları çok sevdiğimiz için değil, demokrasiyi sevdiğimiz için." dedi.
Muhtarlara ödenek değil, maaş verilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, CHP olarak muhtarların sorunlarını ve çözüm yollarını içeren bir kanun teklifi hazırlayarak, bütün muhtar derneklerine gönderdiklerini ve çalışmanın son aşamasına geldiklerini bildirdi.
Hep birlikte güzel bir Türkiye'yi inşa etmek istediklerini yineleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sizlerin takdiriyle iktidar olduğumuzda, Türkiye'ye öyle uzun değil, 6 ayda rahat bir nefes aldıracağız. Hiç kimseyi düşüncesinden, inancından, yaşam tarzından ötürü ötekileştirmeyeceğiz. Benim derdim, o ailenin çocuğunun işi var mıdır, yok mudur? Yapacağımız işler, Sakarya'da Katar ordusuna peşkeş çekilen tank palet fabrikasını bir hafta içinde alıp şanlı ordumuza teslim edeceğim. Esnafın pandemi döneminde bankalara faiz borcu var, bir hafta içinde faizleri tamamen sıfırlayacağız, ana parayı da normal taksite bağlayacağız. Esnafın kira stopaj borcu var veya kesiliyor onu sıfırlayacağız. Çiftçilerin bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları borçların faizlerini sileceğiz, ana parayı da taksite bağlayacağız. Kredi Yurtlar Kurumundan fakir ailelerin çocukları para alıyorlar, üniversite bitiyor, işi yok, gidip yakasına yapışıyorlar 'Borcunu öde' diye. Önce iş vermen lazım, onu da bir hafta içinde düzelteceğiz, devlet o çocuğa iş verdikten sonra veya sigortalı bir işe girince borcunu ödeyecek. 15 Temmuz şehitleri ve Beşiktaş'ta terör saldırısında hayatını kaybeden şehitler için toplanan paraların tamamını, bir hafta içinde hak sahiplerine hepsini iade edeceğiz. El koydular, paranın üzerine çöktüler. Şartlar ne olursa olsun Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda, Süleyman Şah Türbesini ve şanlı bayrağımızı yine kendi topraklarımıza götürüp, bayrağımızı dikeceğiz. İçimde ukdedir, bir hafta içinde yapmazsam siyaseti bırakacağım."
"ANKARALILARIN KENDİ BANKASINA, MERKEZ BANKASI'NA SAHİP ÇIKMASI LAZIM"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün Ankara'nın başkent oluşunun yıl dönümü olduğunu da hatırlatarak Ankara'nın görkemli bir şehir haline gelmesi gerektiğini söyledi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın elinden geleni yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, Yavaş'a hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasını İstanbul'a taşımak istiyorlar. Hemen hemen bütün dünyada ülkelerin başkentlerinde Merkez Bankaları vardır. Şimdi İstanbul'a taşıyoruz, niye taşıyorsun? Ankaralılar buna izin verecek mi? Yarın gelecek 'TBMM'yi de taşıyacağız' diyecekler. Ankaralıların kendi bankasına, Merkez Bankasına sahip çıkması lazım. Sen finans merkezi ayaklarını bırak, Londra'daki tefecilerden 83 milyonu kurtar. Bizim oturup konuşmamız lazım, memleket bu haldeyken, beraber bu ülkeyi ayağa kaldıracağız, bu ülkeye huzuru, bereketi beraber getireceğiz." diye konuştu.
Açıklamalarının ardından basına kapalı yapılan oturumda, Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarların ve kanaat önderlerinin sorularını yanıtladı. (AA)