Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Antalya’da miting düzenledi. Kılıçdaroğlu, mitingde şunları belirtti:
“Değişime hazır mısınız? Değiştirecek miyiz? Eski köhnemiş zihniyeti değiştirecek miyiz? Halkın iktidarını iktidara getirecek miyiz? Sizin için çalışacağım ve mücadele edeceğim. Bu ülkeye barış, huzur, kardeşliği getireceğim. Bu ülkede hiç kimsenin kimliği, inancı, yaşam tarzı siyasete konu olmayacak. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve Bay Kemal’in başının üstünde yeri vardır.
Dünyanın en güzel kentlerinden birisinde, Antalya’da yaşıyorsunuz. Allah aşkına söyler misiniz? Dünyada kaç tane Antalya var. Bir Antalya var. Olağanüstü güzel bir Antalya’da yaşıyorsunuz, olağanüstü bir doğa. Dağları var, ovaları, güzel insanları, tarihi, sanayisi var. Her şeyi var. O kadar güzel bir kentte ve bu kentte herkesin huzur içinde yaşamasını isterim. Siz huzuru bütün Türkiye satına yayarsanız, bundan son derece mutlu olurum.
"HER SEFERİNDE DAHA FAZLA TURİST GELECEK"
Kısaca bazı temel notlara değineceğim. Bir, şöyle bir laf ediyorlar. Kılıçdaroğlu’nu seçerseniz gelecek Rusya ile kavga edecek, Rusya’dan turistler gelmeyecek. Bunların halini size anlatıyorum. Sandığa gideceksiniz, dersini vereceksiniz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün felsefesine inanmış bir insanız. Yurtta barış, dünyada barıştır. Barıştan, huzurdan daha güzel ne olabilir. Bereketten daha güzel ne olabilir. Herkesi kucaklayacağız. Herkes turist olarak bizim ülkemize elini kolunu sallayarak gelecek. Antalya, Muğla, Bodrum onu ağırlayacak. Türkiye’nin her tarafında onu ağırlarız. Güler yüzle kendi ülkesine döner. Bizim kavga etme gibi niyetimiz yok. Bunu herkesin bilmesini isterim. Buraya Rusya’dan turist olarak gelen herkesin başımızın üstünde yeri var. Niye olmasın? Bizim misafirimiz zaten. Gelecek Türkiye’yi, Antalya’yı görecek. Güzelliklerini görecek. Gidecek Rusya’da Antalya’yı anlatacak, her seferinde daha fazla turist gelecek. Hiçbir sorunumuz yok.
"YARDIMLARIN SAYISI 4 KAT ARTTI"
İki, yine diyorlar ki, aman ha sakın Bay Kemal’e oy vermeyin. Niye? Gelirse bütün sosyal yardımları kesecek. Yahu niye keselim? Akıl, mantık var. Ben yalan sözcüğünü kullanmak istemiyorum, bulunduğum konum itibariyle. Ama doğruyu söylemiyorlar. Niye keselim? Sosyal yardımları aile destekleri sigortasını kurarak, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek mantığı içinde yapacağız. Hiç kimse endişe etmesin. Bizim belediye başkanlarımız, onlara da diyorlardı, sakın ha bunlara oy vermeyin, gelince yardımları keserler. Tam tersi oldu. Belediye başkanlarımızı yaptığı yardımların sayısı 4 kat arttı.
Yine söyledikleri bir şey daha var. Efendim bunlar gelirlerse terör örgütleri ile iş birliği yapacaklar. İş birliği yapan, bütün numaraları çeken sizsiniz. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Açık ve net söylüyorum. CHP’nin ve Millet İttifakı’nın iki kırmızı çizgisi var. Bir bayrağımız, iki vatanımız. Bayrak ve vatan bizim için vazgeçilmezdir. Bayrağımızı ve vatanımızı her şeyin üstünde tutarız. Bunu da herkesin bilmesini isterim. Kuvayi Milliye geleneğinden gelen bir partinin, öyle onlar gibi arka kapıda pazarlık yapıp, öne çıktıktan sonra da CHP’yi suçlamak gibi bir zaafın içine düşmeyeceğimiz gibi, böyle bir şeyi de asla kabul etmeyiz. Halka her yerde ve ortamda doğruları söylemek bizim görevimizdir.
Bir şey daha. Yazar ya, askerliğini yapanlar görürler; ‘Hudut namustur’ diye yazar. Bizim hudutlar yol geçen hanına döndü. Kim çıkıyorsa Türkiye’ye geliyor. Kim çıkıyorsa Türkiye’ye geliyor. Resmi rakamlara göre 3 milyon 600 bin Suriyeli var. Afganların sayısını ise hiç bilmiyoruz. Bay Kemal’in sözü var. Antalyalılara ve Türkiye’ye sözü var. 85 milyona sözü var. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye yolcu edeceğiz, onları uğurlayacağız. Onlar bunu söyleyemiyorlar, diyemiyorlar. Ama biz kendi ülkemizde geliyorsa Suriyeli turist olarak gelebilir, eğlenebilir, yemeğini yiyebilir, düğününü yapabilir. Her şey Türkiye’de mümkün. Onları ağırlayabiliriz. Ama Suriye’den gelip Türkiye’de asgari ücretin yarısı ile insan haklarına aykırı koşullarda çalışmalarını doğru bulmayız.
Birleşe birleşe kazanacağız. Oylarımızı bölmeyeceğiz. Bir araya geleceğiz. Sandığa gideceğiz. Birlikte kazanacağız. Demokratik yöntemlerle bir otoriter rejimin sonuna noktayı koyacağız. Noktayı koyacak olan sizsiniz, bu ülkenin saygı değer vatandaşları. Hep beraber gideceğiz sandığa.
YURTTAŞLARA AKP VE MHP'Lİ SEÇMEN TALEBİ
Sandığa giderken geçen seçimlerde AK Parti’ye veya MHP’ye oy veren bir vatandaşımızı da ikna edeceksiniz. Gelin diyeceksiniz. Türkiye çok kamplaştı. Türkiye neredeyse kavga eder noktaya geldi. Değişime ihtiyacımız var. Yeni bir hamle yapalım. Değişime imza atalım. Benimle beraber gel, oyumuzu bu kez Kılıçdaroğlu’na verelim. Türkiye’ye huzuru getirecekse, bu getirecek. Gel beraber gidelim, kol kola, eğlenerek, bir bayram havası içinde gidelim diyecek misiniz? (Yurttaşlar ‘Evet’ diye yanıt verdi)
Gençler ilk kez sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız. Yaklaşık 5,5 milyon genç sandığa gidecek ve oy kullanacak. Sizler değişimin tarihini yazacaksınız. Dünya siyaset tarihine önemli bir not bırakacaksınız. Dünya siyaset tarihini yazanlar şunu söyleyecek, Türkiye’de gençler otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştirdiler, helal olsun onlara diyecek. Ben de söylüyorum, bu ülkenin demokrasiyi isteyen bütün gençlerine helal olsun.
"AKDENİZ HAVZASININ EN GÜÇLÜ ÜLKESİ HALİNE GELECEĞİZ"
Biliyorsunuz, iklim değişikliği var. İklim değişikliği orman yangınlarına yol açıyor. Burası da yaşadı. Antalya da orman yangınlarını yaşadı. Pek çok yerde sorunlar çıktı. Büyükşehir belediye başkanımız sağ olsun, bütün ekipleri ile birlikte orman yangınlarını söndürmeye çalıştı. Allah nasip eder sizin oylarınız ile Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda, Cumhurbaşkanlığına bağlı 16 tane uçak var. Niye 16 uçak var bilmiyorum. 16 uçağı satacağım, yangın söndürme uçağı alacağım ve yangın çıktığı zaman söndüreceğiz. Böylece sadece Antalya’yı değil bütün Akdeniz ve Ege’de çıkacak olan yangınlara anında müdahale edeceğiz. Belki başka ülkelerde çıkarsa, örneğin komşumuz Yunanistan’da. Oraya da gideceğiz. Orada da yangınları söndüreceğiz. Bütün Akdeniz havzasının en güçlü ülkesi haline geleceğiz. Bundan da emin olmanızı isterim.
Taşeron işçilerimiz var. Bütün taşeron işçilere kadro vereceğiz. Devlet taşeron işçi çalıştırmaz. Kadrolu işçi çalıştırır. İşçi işçidir, o çerçevede görevini yapar. Bunu da bilin. Hafızanızın bir yerine yazın. Taşeron işçiler de yazsınlar. Bay Kemal Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda, sizin kadrolarınızın nasıl verildiğini Antalya da, bütün dünya da görecek. Emin olun.
“NE OLDUĞUNU DA BİLİYORSUNUZ, EVİMİZİN MUTFAĞINDA”
Allah nasip etti, sizlerin oyları ile Cumhurbaşkanlığına geçtiğimde saraylarda oturmayacağım. Saray bana göre değil. Ailem de saraya göre değil. Biz sarayda oturmayız, sizler gibi yaşar ve oluruz. Mütevazı yaşarız. Ben, eşim ve çocuklarım gayet rahat yaşıyoruz. Zaten evimizin mutfağını siz daha iyi biliyorsunuz. Ne olduğunu da biliyorsunuz, evimizin mutfağında. Gayet güzel. Keyifli yemeğimizi yiyor, kahvaltımızı yapıyoruz. Şunun için söylüyorum, saraylara gitmeyeceğiz, saraylarda oturmayacağız. Sizler gibi mütevazı yaşayacağız. Eğer bir yere gideceksek, Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya Köşkü’ne gideceğiz.
“TAMAMI BİR ARAYA GELDİ”
Olayları geriyorlar, germek istiyorlar. Gerginlikten bir şeyler kazanmak ve toplumu birbirine kırdırmak istiyorlar. Her birimiz sakin olacağız. Her birimiz dikkatli olacağız. Her birimiz o provokasyonlara kapılmamak için dikkatli olacağız. Bugün Erzurum’da… Bu ülkede hiç kimse yalnız olmamalı. Ne der Gazi Mustafa Kemal Atatürk? Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir der. Gazi Mustafa Kemal öyle söyler. Hiç kimse kendisini kimsesiz hissetmesin diye. Bakınız, her birimiz sükûnetle bakmalı ve davranmalıyız. Domuz bağına bağlayıp, insanları öldürenler, SADAT’çılar, beşli çeteler, o çetelerin avaneleri. Bunların tamamı bir araya geldi.
“OLAYLARI GERMEK İSTİYORLAR”
Bunlar olayları germek istiyorlar. Toplumu birbirine kışkırtmak istiyorlar. Bunların bazı adamları var. Sinan Ateş’in katilleri de o çerçevede. Onlar da torbacılar. O torbacıların da ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum. Hiç endişe etmeyin, Sinan Ateş’in katillerini yakalayacağım, kulaklarından tutup yargının önüne çıkaracağım. Gaffar Okan’ın katillerini de yakalayacağım, kulaklarından tutup yargının önüne çıkaracağım. Bizi birbirimize düşürmek ve gerginlik yaratmak istiyorlar. Gerginlikten kaçınacağız. Gerginlik yapamayacağız. Şunun şurasında 4-5 gün kaldı. Bakın olayları germek istiyorlar. Bir kişi terör örgütünden medet umamaz. Terör örgütünden medet umar hale geldiler. Yazıklar olsun onlara gerçekten. Yazıklar olsun.
“YAPANLARI DA YAPTIRANLARI DA BİLİYORUZ”
Erzurum, Milli Kurtuluş Savaşımızın en önemli kentlerinden birisidir. Erzurumlular dadaştır, bu işlere girmezler, insanları sever. Erzurum’u ta öğrencilik yıllarımdan bilirim. Erzurumluları da bilirim. Ama oradaki provokasyonlar, Erzurumlu kardeşlerimi çok üzdü. O konuda pek çok telefon da aldık. Erzurumlu böyle değil ama bir avuç kişi yaptı. Yapanları da, yaptıranları da biliyoruz. Bir yerlerden medet umuyorlar. Acaba ne olur da biz iktidarı bırakmayız diye bir arayışın içindeler.
“UZUN SÜRE KOLTUĞUNDA OTURUP KALKMAYAN BİR İNSANIN YAPTIĞI BİR PİSLİK VARDIR… YANİ ALTINA ETMİŞ DEMEKTİR”
Unutmayın, uzun süre koltuğunda oturup, koltuğundan kalkmayan bir insanın yaptığı bir pislik vardır. Oradan kalkmıyor çünkü. Yani altına etmiş demektir. Koltuklarından kalkmak istemiyorlar değil mi? Niye kalkmak istemiyorsunuz, neden halkın iradesine saygı göstermek istemiyorsunuz?
“BAYRAM HAVASI İÇİNDE GİDECEĞİZ SANDIKLARA”
Halkın iradesine saygı gösterin. Sandıklar gelecek. Bayram havası içinde gideceğiz sandıklara. Söz mü? (Yurttaşlar ‘Söz’ diye yanıt verdi). Bayram havası içinde, güle oynaya, kol kola takılarak gideceğiz. Şarkılar, türküler söyleyeceğiz ve sandığa öyle gideceğiz. Çünkü biz bu ülkeye demokrasiyi yeniden getireceğiz. Yeniden demokrasi gelecek. Gençlerimiz tweet attığı zaman anneleri ve babaları uyarmayacak. Aman oğlum, kızım sakın bunu yapma, gözaltına alınırsın diye endişe duymayacak. Gençler size bir sözüm var, Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat beni eleştireceksiniz. Rahatlıkla eleştirebileceksiniz ve ben sizin eleştirilerinizden ders çıkaracağım.
“YILLARDIR YAPAMADIKLARINI YAPTI”
Ekrem Başkan, Avrupa’nın en büyük metropolünü yöneten ve hiçbir metropolün yapmadığı 10 büyük metro inşaatını aynı zamanda başlatıp, bitirmeye çaba harcayan bir kişidir. Yıllardır yapamadıklarını yaptı. Burada da sizin Büyükşehir Belediye Başkanını Muhittin Bey, o da güneş enerjisinden yararlanarak, çok sayıda çiftçimize çok düşük ücretle güneş enerjisi, elektrik veriyor. Kooperatifler her türlü desteği yapıyor. Göreceksiniz, bizim belediye başkanlarının yaptığı bütün başarıları Türkiye satında göreceksiniz. Türkiye satında herkes görecek. Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü ve kalkındığını görecekler. Yoksulluğun nasıl bittiğini görecekler. Sözüm söz. Bizim iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir fakirin suyu kesilmeyecek, hiçbir yoksul ailenin elektriği kesilmeyecek, bizim iktidarımızda hiçbir yoksul ailenin kışın ortasında doğalgazı kesilmeyecek."