CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile seçim sonrası ilk kez karşılaştım…
Zaferden çıkmış bir lider edası yerine, işe yeni koyulmuş vakur duruşlu komutan havası vardı.
Parti içi muhalefet dahil, her türlü eleştiriye göğüs gerip aday gösterdiği belediye başkanlarının Bursa hariç hepsinin kazanmış olmasının yarattığı gurur yerine, bundan sonraki süreci nasıl yürüteceğine yönelik planlamalar içindeki bir lider tavrı hakimdi.
Bunu da yazılı basının temsilci ve yazarları ile yaptığı 1,5 saatlik sohbet sırasında her adımda sergiledi.
Anlaşılan o ki 1989’da yerel iktidara gelip, beş yıl içinde İSKİ skandalı başta olmak üzere bir anda heba olmasını istemiyor.
Bundan dolayı belediyeler ile Genel Merkez arasındaki irtibatı sağlamak üzere bir irtibat görevlisi tayin edilmesini istemiş.
Genel Merkez’de de bir denetim mekanizması kurulması için kolları sıvamış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “demiri soğutmak gerekir” ve “Türkiye ittifakını sağlamalıyız” yaklaşımlarına olumlu baktı, “Milli konularda ittifak yapmak zorundayız” dedi.
Ancak bu konuda hükümetten adım beklediğini ve bu konudaki kararlılığın gösterilmesi gerektiğini de kayda geçirdi.
Belediye başkanlarına, “devri sabık yaratmayacaksanız” ve “enkaz edebiyatı yapmayacaksınız” talimatı verdiğini de bildirdi.
Bu aşamada yeni seçilen CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a Ankara ile ilgili öneride bulunduğunu da sohbetimiz sırasında dile getirdi.
İstanbul sanılmasına karşın, sanatçıların ağırlıklı bölümünün Ankara’da yaşadıklarına dikkat çekti ve Yavaş’a önerisini şöyle açıkladı:
“Mansur Beye (Yavaş),Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Şinasi ve Rıfat Horozcu’nun fötr şapkalı meşhur fotoğrafını gösterdim ve bunun heykelinin yapılmasını önerdim. Melih Cevdet Anday da o fotoğrafa çok güzel bir şiir yazmıştır.”
Yavaş da kabul etmiş ve heykelin yapımı için söz vermiş…
"ERKEN SEÇİM OLMAMALI"
Kılıçdaroğlu’na sorularımız ve yanıtları şöyle oldu:
Siz şartlar oluşursa erken seçimin de olabileceğini söylediniz. Bu bir erken seçim çağrısı mıydı'
Erken seçim çağrısında bulunmuyoruz; öyle bir ortamın olduğunu da düşünmüyorum. Seçimlerden önce de erken seçimin doğru olmadığını toplumun bunaldığını ifade etmiştim. Erdoğan şöyle bir cümle kurmuştu, ‘ekonominin sorumlusu benim, her şeyin sorumlusu benim’ demişti. Her şeyin sorumlusu olan Sayın Erdoğan’ın ülkeyi sağlıklı yönetmesi, ekonomideki kırılganlıkları azaltması, işsizliği azaltması temel hedefleri olmalı. Erdoğan ne yapacak bilmiyoruz, hangi adımları atacak bilmiyoruz. 100 Günlük Eylem Planı diyebilirsiniz ama, 100 günlük eylem planının içi boş. Ekonomi konusunda sağlıklı kararlar alamıyorlar, bunu tüm dünya görüyor. Temel nedeni devlette liyakat sistemi çöktü. Bürokraside liyakat değil, sadakat, partililik esas alındı. Bunların, Türkiye’yi sorunları doğru okuma, sağlıklı okuma, teşhis koyma kapasitesi yok. Kapasitenin yeniden olması için liyakat sistemi geri gelmeli.
"GERİLİMİ AZALTACAK KENDİSİ"
Erdoğan gerilimsiz Türkiye istiyor. Bugüne kadar seçim öncesi de seçim sonrası da gerilimin olduğu Türkiye’yi doğru bulmadım. Gerilimi yaratan kendisidir, sonlandıracak olan da kendisidir. Ama Erdoğan’ın günü gününe dakikası dakikasına uymuyor. Olaylardan çok hızlı etkileniyor. Etkilendiği olaylarla da gerilimin dozunu yükseltiyor. Böyle bir alışkanlığı var. Erdoğan’ın, milletvekili seçimi öncesi verdiği sözü ortada duruyor; ‘bunların sorumlusu benim çözeceğim’ demişti. Damat beyin (Berat Albayrak) de 2,5 milyona iş bulma sözü vardı. O sözü yerine getirmesini bekliyoruz. Erdoğan, ‘Türk Lirası değer kazanacak, ekonomi rayına oturacak’ demişti; yapmasını bekliyoruz, yaparsa kendisini alkışlarız. Yapamazsa bunun herhalde bir sorumluluğu var, onu da kendisi yerine getirecektir diye düşünüyorum.
"ÖNCE VAATLERİNİ YERİNE GETİRSİNLER"
Bizim için bir erken seçim söz konusu değil. Biz tam aksine belediye başkanlarımızın vaatlerini yerine getirmesini, vaatlerimizi verdik ve yerine getirdik diye toplumun önüne çıkmalarını istiyoruz. İktidar verdiği sözünü yerine getirmezse, yerelde iktidar olanların sözlerini yerine getirmesini istiyoruz. Toplumun iki farklı profili görmesini istiyoruz. Bu tablonun ortaya çıkması için de erken seçim olmaması lazım diyorum.
"KHK’LILAR KARARI DEMOKRASİYE AYKIRI"
YSK’nın KHK’lılara mazbata verme kararına itirazı da ret etti, bunu nasıl yorumlarsınız'
YSK’nın KHK ile görevine son verilen kişilerin seçime girmesini kabul etmesi, sonra ‘siz kazandınız, ama kazandıktan sonra size vermeyeceğiz bu işi, siz belediye başkanı olamazsınız’ gibi bir karar verdi. Bu karar demokrasi ve hukuka aykırıdır. Kişilerden bağımsız olarak söylüyorum. Hangi partinin adayı olursa olsun, hukuk öngörülmesi gereken alandır. Sürprizlere kapalıdır, yasaların gereği yerine getirir. Böyle bir tablo aydınların siyasetçilerin doğal kabul etmesi gereken bir tablo değildir. YSK şunu yapabilirdi; ‘ben sizi kabul ettim ama hata yapmışım, dolayısıyla ben bu seçimi yeniliyorum’ diyebilirdi. Daha adaletli bir davranış olabilirdi. Bu ileride Türkiye’nin yüksek tazminatlar ödemesine neden olacak bir durumdur. Çünkü bu kişiler gidip haklarını arayacaklardır. Yasa dışı kuralların uygulandığı bir Türkiye tablosu tüm Dünyanın önüne konulacaktır.
"ERDOĞAN DEMOKRASİ TARİHİNE GEÇER"
Bu konuda Erdoğan'a bir çağrınız var m? AKP’liler KHK ile ihraç edilenlerin yerini aldı. Onlar eğer istifa ederlerse seçime gidilir…
Erdoğan sizin söylediğiniz bir hareketi gerçekleştirirse demokrasi tarihine geçer. Ben YSK’nın kararını adil bulmuyorum ama AK Partili görevlendirenler istifa ederse, yolu Erdoğan açarsa farklı ve güzel bir tablo ortaya çıkar.
Evet, 10 maddede medya yok. Yerel yönetimler TV kanalı kuramıyor. Onların medya ile ilişkileri bağımsız ve tarafsız olmalı. Medyanın desteklenmesi, haberlerin sürekli okunuyor olması lazım. Haklı haksız eleştirilerin dikkate alınıp gözden geçirilmesi lazım. Özel bir gazete çıkarmak, mesela İstanbul doğru bulmuyorum.
Olağanüstü kurultay da demokratik çağrılardı. Bu süreçte böyle bir çağrı yapılır mı yapılmaz mı bilmiyorum. O takdire hep saygı gösterdik. Yine gösteririz.
İYİ PARTİ’YE KADRO YOK
Siz kurultay düşünüyor musunuz'
Zaten belli bir süre sonra yapacağız. Az kaldı.
Belediye başkanlarınız açısından İYİ Parti ile işbirliği devam edecek m? Onlar da görev alacak m? Sizin yeni dönemde partide odaklanacağınız konular ne olacak'
Seçimler sırasında işbirliğimiz oldu ama bunun yönetimlere yansıyacağını sanmıyorum. 10 ilkemizdeki dikkat ederseniz dördüncü maddede atamalarda liyakat esas alınmalı. Partizanca girişimlere fırsat verilmemeli diyoruz. Meral Hanım (Akşener) da aynen benim gibi düşünüyor. Bunu bir buluşmamızda da söyledi. Biz partizanlığa yol açan sadece partililerin olduğu bir belediyeyi doğru bulmuyoruz. Bu belediye başkanlarımızın belde halkına verdiği sözü tutmadığı anlamana da gelir. Ben Meral Hanımın yönetimde illa şu olsun bu olsun gibi özel bir talep geliştireceğine inanmıyorum. Bunu yaptığımız görüşmede kendisi de ifade etti.
BELEDİYELERE İRTİBAT GÖREVLİSİ
Bundan sonra bu on ilkeye belediye başkanlarımız ne kadar uyuyor bunları izleyeceğiz. Belediye başkanımız yoğun olacaktır. Onun yetkilendireceği bir kişi olanları takip etmemiz yani sözlerin ne kadar yerine getirildiği için onunla temasla olacağız.
Kaybettiğimiz belediyeler var. Giresun, Zonguldak; kıl payı kaçırdığımız Bursa gibi. Yüreğimde yaradır Bursa. Bunları masaya yatıracağız. Biz MYK olarak değerlendireceğiz.
Belediye başkanlarımız seçildi, hepsi keyifli, sıcak mesajlar veriyor. Vatandaşlar mesajlardan memnun. Görev yeni başladı. Asıl bundan sonra çalışmak gerekiyor. Verilen sözlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Örneğin yoksul mahallelere kreş açılacak. Bunun yapılması izlenmesi gerekiyor.
Örgütlerle ilgili sorunlarımız da var. Kaybettiğimiz yerlerde örgütün kusuru var ise bakacağız, belediye başkan adayımızın kusuru var ise bakacağız, soğukkanlı değerlendireceğiz.
"BELEDİYELER İSTİHDAM YARATMALI"
İşsizlik için belediyelerinizin bir çözümü olacak m? S-400 konusunda Milli Savunma Bakanı Ankara ve İstanbul’u koruyacak dedi. Oysa daha önce İran ve Suriye’ye karşı denmişti. Çelişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz'
Belediyeler yatırımla istihdam yaratmalıdır. Bunu yapıyor belediyelerimiz kooperatifler aracılığıyla zaten yapıyor; İzmir, Aydın, Eskişehir gibi. Belediyenin her yatırımı zaten istihdam yaratır. Mesela kreş, açtığınızda zaten 15 kişiye yakın çalıştırmanız gerek. Bu şu anlama gelmesin bizim belediyeler tüm işsizlik sorununu çözecek.
Mesela Seyhan Belediyemiz en büyük meydanı yaptı; demokratikleşmenin olduğu, insanların düşüncelerini ifade ettiği alanlar CHP’li belediyelerin olduğu alanlardır. Meydan açmak sıradan bir iş değildir, etrafında yirmi otuz kahve açılacaktır. Onlarca yüzlerce genç çalışacaktır. Kentin enerjisini boşaltacağı yerdir.
S-400 KONUSUNDA BİLGİM YOK
Demokratik bir ülkede belli kararlar alırken, muhalefete bilgi verilir, ‘biz şu gerekçelerle bunu yapıyoruz’ denir. Türkiye Cumhuriyeti devlet geleneğinde de bu vardır. Dışişleri, MİT Müsteşarı gelir bilgi verir. Bu bilgi sadece Genel Başkan’da kalacaksa, kalır… Bu gelenek Türkiye’de bozuldu, şu anda yok. Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda tüm siyasi partilerin ortak ses çıkarmasına zemin oluşturuyordu. Her şeyi ben bilirim anlayışı bunu ortadan kaldırdı. S-400 Türkiye güvenliği için gerekli ise alınacaktır. Hadi bizi bilgilendirmedin, gizli oturum ile Parlamento’yu bilgilendirirsin. Partileri dışlayan, ben bilirim ile yola çıkanlar bazen dünyada yalnızlaşıyorlar. Tehlikeli bir şey…
Efendim S-400’leri alacağız Katar’a, Azerbaycan’a göndereceğiz denildiği tartışılıyor. Göndereceksen niye alıyorsun, niye para veriyorsun'
Dış politikada çok ciddi sorunlarımız var. Türkiye yalnız, dışlanan ülke... Bu bizi derinden üzüyor. Demokrasinin kan kaybettiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. S- 400’ler konusunda gelen bazı bilgiler var, resmi aktarılan değil. İhtiyaç var deniliyor; var ise alınacaktır.
"BİR UCUNDA TRUMP BİR UÇUNDA PUTİN"
Bir hava generali S-400 uçaklarımızı düşman görecek diyor. NATO tartışıyor…
Bugün Türkiye üzerinde pazarlıklar yapılan bir ülke konumuna gelmiştir. Acı ama gerçek. Bir ucunda Trump, bir uçunda Putin var. Türkiye hiçbir zaman böyle bir tablo ile karşı karşıya kalmamıştır. Tüm bu gelişmeler Parlamento dışında, Dışişleri Bakanlığı dışında. Devlette gelenek gereği yabancı ile görüşmede tutanak tutulur. Damat (Berat Albayrak) konuşuyor, büyükelçi yok, kimse yok. Erdoğan, Putin ile konuşuyor; hiç kimse yok. Ne konuşuyorlar'
"'ENKAZ DEVRALDIK' EDEBİYATI YOK"
Belediyelerin önünde nasıl bir yol var, merkezi iktidar nasıl katkıda bulunabilir'
Belediye başkanı koltuğuna oturduğunda tabloyu önüne alacak. Ama biz başkanlarımıza, ‘enkaz devraldık’ edebiyatı yapmayın, dedik. Baştan ağlama mahvolduk atmosferini asla yaratmayacak. Mesele belediyenin kredi notu nedir, borç verilebilir m? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin borcu var, ama kredi notu yüksek. Yeni bir anlayışı egemen kılmak istiyoruz. Hesap veren bir yönetim anlayışı. Bu anlayışı yaparsak güven kılarsak şu ortaya çıkar Türkiye’yi CHP çok daha güzel yönetir.
Kadrolaşma, liyakat esas alınacak dedik. Başarıl bir genel müdür var ise, ‘eskiler atadı görevden alayım’ mantığı doğru değil. Liyakat ile değil torpille gelmiş, birinin yakını ise doğal olarak gidecektir, gitmesi de gerekir.
MERKEZDEN DENETİM
CHP’nin sosyolojik tabanının uzun yıllardır belediyelerde, kamuda işe girme konusunda sıkıntıları vardı. Belediye başkanlıklarını alarak onlar açısından bir umut olarak bakıyor musunu? Tabandan gelen talepleri nasıl kontrol edeceksini? İSKİ skandalı siyasi değil, bürokratik kadroların işiydi. Kendi bürokratlarınızı belediyelerde nasıl kontrol altında tutacaksını? İmamoğlu’nun hafta sonundaki mitingine katılacak mısınız'
Yeni talepler elbette gelecektir, değerlendirilir bakılır. Gerçekten bilgisi yönetim anlayışı daha mükemmel ise partizanlık yapmayacaksa alınır. Ama siyaseti belediye başkanı yapacak. Bürokratlar talimatı yerine getirmiyorsa kusura bakmayın diyecek. Merkezden bütün belediyeleri denetleyeceğiz. Bağımsız bir denetim istiyoruz.
Yeni alanlar çıkar, emekli olan olur, görevinden ayrılan olur. Türkiye’de çok iyi yetişmiş kadrolar var. Bürokraside şu an çalışan nitelikli isimler var. Bunlara da fırsat vermek gerekiyor. Alan boşalırsa liyakatli isimlerin oturtulması lazım…
"GEÇMİŞ HATALARA DÜŞMEYECEĞİZ"
Geçmişteki hatalara yeniden düşmek istemiyoruz. Bu konuda çok dikkatliyiz.
"İMAMOĞLU ŞENLİĞİNE GİTMEYECEĞİM"
Ekrem Bey miting yapmıyor, şenlik yapacak; katılmayacağım. Kendi aralarında oturup eğlenecekler. Daha sonra ziyaretine gideceğim.
Diğer partiler kampa girdi, sizin de belediye başkanları ve il başkanları ile kampınız olacak mı'
Haftaya cuma günü büyükşehir belediye başkanlarımızı davet ettik. Onlarla ön görüşme sonra tüm belediye başkanlarımızla görüşme yapacağız.
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Belediyesi’nin dijital alt yapısını kopyalatmasının nedenini biliyor musunu? İşe gelmeden maaş alan belediye çalışanları olduğu iddiası doğru mu'
Böyle bir bilgi gelmedi. Ama hiçi denetlenmeyecek değil; haksızlık var ise usulsüzlük var ise işlem görmeyecek anlamına gelmiyor. Mesela eski belediye başkanına bir araç tahsis edilir ama üç tane beş tane ise bu olmaz. Biri kalsın diğerlerini iade edin denir. Başkan hukuk içinde yapılaması gerekeni yapacak, yapmazsa suç işler. Bunu yaparken kin ve öfke ile değil. Öyle bir anlayış doğru olmaz zaten.
Yolsuzluğa tabii ki izin vermeyeceğiz. Ama denetim olacaksa uzmanı gelecek.
"BELEDİYELERİ DEVLET DENETLEMELİ"
Belediyelerin iktidar tarafından sıkı denetim altına alınmasından söz ediliyor…
Devir teslimler yerel yönetimlerle ilgili. Yerel yönetimler idari mali açıdan özerk kuruluşları. Ama merkezi yönetimin denetimi altında. Bu denetimlerin tarafsız olması lazım. Hangi partiden belediye başkanı olursa olsun, bağımsız bir denetim kuralları olan, Sayıştay gibi kuruluşlar olması lazım. Bunların belli aralıklar denetlenmesi lazım. Hepsine aynı şekilde yürümesi lazım. Geçmişteki hata şu idi, iktidar kanadında ise belediye hiç denetlenmiyordu. Savurganlık, göreve gelmeden maaş alma ortaya çıkıyordu. Bütün denetim diğer belediyeler üzerinde idi. Biz tüm belediyelerin yasalar çerçevesinde denetlenmesinden yanayız.
"MİLLİ KONULARDA İTTİFAK OLUR"
Cumhurbaşkanı’nın Türkiye İttifakı çağrısına ne diyorsunuz'
Türkiye milli konularda ittifak yapmak zorundadır. İttifak arayışında olanlar yönetenlerdir, onların olması lazım. İttifakın önünü tıkayanlar kim onlardır. Bizler değiliz.
Belediyelerde sendika değişimi konusundaki eleştirilere ne diyorsunuz'
Kişiler kendi istekleri ile istedikleri sendikaya üye olabilirler. Memur-Sen’i sendika olarak görmüyoruz. İktidar sendikası. İktidar gittiği zaman bu sendikanın dağılacağını herkes biliyor.
"HAKİMLER VARSA İPTAL OLMAZ"
Seçim iptal edilirse sokak karışır m? Bir kaos ortamı yaratır mı'
Türkiye de hakimler var ise iptal edilmez… YSK’da da Yargıtay ve Danıştay’dan gelmiş hakimler var. Benzer konularda daha önce vermiş oldukları kararlar var. İptal edilmeyecek ki sokak hareketlensin. Arzu edenler olabilir. Hukukun kırıntısı kaldıysa iptal edilmezi. İptal edilecek bir durum yok. Bir sayıldı, iki sayıldı, her şey yapıldı. Hiçbir seçimde yapılmayan tüm yollar denendi. Her yolun sonunda da İmamoğlu çıktı. Nesini iptal edilece? Niye iptal edilsin.
"BENİ ÜZEN BAHÇELİ SUSKUNLUĞU"
Tank Paleti Fabrikası ile ilgili iddianızın ardında mısını? Sözcü Gazetesi ve yazarlarının FETÖ ile suçlanmasına ne diyorsunuz'
Tank Paleti Fabrikası’nın peşini bırakmayacağız asla… Umarım sendikalar da bırakmazlar. Beni asıl üzen Sayın (Devlet) Bahçeli’nin suskunluğu.
SÖZCÜ’YE FETÖ SUÇLAMASI
Sözcü Gazetesi en genç, en dinamik, en çok okunan, Türkiye’nin gazetesi. Böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. İktidarın hoşlanmadığı bir gazete. Övgüye çok meraklı olan iktidar eleştiriye tahammül edemiyor. Öteden beri yazıları ve manşetleri ile FETÖ’yü eleştiren, hatta dönemin hükümetini eleştiren bir gazeteye böyle bir davanın açılması trajikomik, inandırıcılığı yoktur. Davanın kabul edilmesi daha büyük bir ayıptır. Bu davadan bir şey çıkmayacağını ben de biliyorum. Az önce yumuşamadan söz ettik; Türkiye İttifakından ittifaktan söz ettik. Peki Sözcü ne olaca? Medya üzerindeki baskı ne olaca? THY’nin iktidarı eleştirmeyen gazeteleri dağıtması ne olaca? Ben bunu 15 Temmuz’dan sonra ziyarete gelen Binali Yıldırım’a söyledim kural konur, tiraj kuralı dedim. Türkiye ittifakı sağlanacaksa tüm bu alanlardan yola çıkılarak yapılır. Siz Sözcü’yü FETÖ ile suçlayacaksınız, Fettah Tamince 17/ 25 Aralık sonrası Pensilvanya’ya gidecek, Bank Asya’ya para yatıracak, ona ihaleler verilecek Sözcü FETÖ ile suçlanacak; kargalar güler. Saray tarafsız olmalı. Sözcü’ye baskı iktidar kaynaklı bir baskı.
KESİMOĞLU’NA VİZE YOK
Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu’na nasıl bakıyorsunuz'
Belediye Başkanı…
Partiye katılımı için kendisine davetiniz olacak mı'
Hayır…
HABERTÜRK