CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimiyle ilgili araştırma komisyonuna AK Parti'nin üye vermemesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Ana sorumlularının ortaya çıkması lazım" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Kılıçdaroğlu, 17 Ağustos 1999'da gerçekleşen Marmara depremini hatırlatarak aradan 17 yıl geçmesine rağmen hiçbir tedbirin alınmayarak, arazilerin imara açılmasını eleştirdi.
1999 depreminden sonra 1. deprem şurasının 2004'te, 2009'da da kentler şurasının toplandığını belirten Kılıçdaroğlu deprem için hiçbir önlem alınmadığını, insan hayatına değil ranta yatırım yapıldığını ifade etti.
Bu konuda iktidar kadar iktidarı şeçen halkın da sorumlu olduğuna değindi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ayrıca şu ifadeleri kullandı:
2002 de iktidarı ele aldılar terör var mıyd? Yoktu. Bugünse Türkiye’nin bir bölgesi yanıyor. Yeni şehitlerimiz geliyor. Neden şimdi terör terör batağı içind? 14 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ni kim yönetiyor'
Umarım darbe sonrasında güçlü bir özeleştiri olur, hatalar bir daha tekrar edilmez, Türkiye geleceğini daha sağlıklı inşa eder.
Türkiye tarihinin en derin krizlerini yaşamaya devam ediyor. 14 yılın sonunda nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti darbeyle karşı karşıya kaldı. Bu ortam nasıl oluştu'
Darbe girişiminde dört siyasi parti de onurlu bir duruş sergiledi. Parlemento üzerine düşeni yaptı.
Darbe araştırılmalıdır. Zemin nasıl oluştu, araştırılmalıdır. Araştırma komiyonuna milletvekili vermeyen sadece AKP’dir.
"BİNALİ BEY'E SORMAK ZORUNDAYIM..."
Şu soruyu sormak zorundayım Binali Bey'e: Neden arkadaş siz darbeyi araştırma komisyonuna milletvekili görevlendirmiyorsunuz, hangi gerekçeyl? Bu darbe girişiminin siyasal ayağının ortaya çıkarılması lazım. Bu darbe girişiminin ana sorumlularının ortaya çıkması lazım. Yasama organının, TBMM’nin bu olayı araştırması lazım.
"CAMİYE, KIŞLAYA,ADLİYEYE SİYASET BULAŞTIRILMAMALIDIR"
Yıllarca devletinin kurumlarına yapılan atamalar yanlıştır dedik. Yargıtay'a atama yapıldı, yanlıştır dedik. Bunun için hep söylüyoruz; camiye siyaset sokmayın, kışlaya siyaset sokmayın, adliyeye siyaset sokmayın. Cami bir siyasi partinin arka bahçesine dönüştürülür mü' Bu vatandaşı ayrıştırmaktır.
Kışlaya siyaseti sokarsanız, Türkiye darbeden kurtulamaz. Adalete siyaset sokulamaz. Yargıtaya 160 Yargıtay üyesi atandığında dedim ki siz yanlış yapıyorsunuz. ‘Yargıtay’a 160 militan atadınız’ dedim. Şimdi o 160 militanın hepsini Yargıtay’dan çıkardılar.
"ÜÇÜNCÜ SINIF DEĞİL TAM DEMOKRASİ İSTİYORUZ"
Bu olaylar laikliğin önemini, laikliğin insan inancına saygısını bize gösterdi. Herkes inancına özgürdür. Tam demokrasi istiyoruz biz. Üçüncü sınıf demokrasiyi bize layık görüyorlar. Birinci sınıf demokrasinin temeli, Türkiye’yi darbe hukukundan, yüzde 10 seçim barajından arındırmaktır.
Yüzde 10 seçim barajını 12 Eylül’de darbe yapanlar getirdi. Darbeye karşıysak bu hukuku değiştirelim. Bunu değiştirmeyenler darbe konusunda ikircikli davranıyor.
Yasama organını güçlendirmeliyiz. Meclis güçlü değil. Soru önergelerine 15 gün cevap verilmiyor. Bu, Meclis gücüne gölge düşürüyor. Meclis Başkanı buna el atmalı.
Bürokratların çoğu Meclis’i adam yerine koyup komisyona bilgi bile vermiyor. Bilgi ve isthbarat komisyonu kuruldu. Şimdiye kadar bir bürokrat gelip buraya bilgi vermiş değil. Binali Yıldırım’a sesleniyorum; İstihbaratın başında olan biri gelip Meclis’e bilgi vermiyorsa onun destekçisi başındaki bakan, başbakandır.
KURTULMUŞ'A İSTİFA ÇAĞRISI
Devletin temelinde liyakat olmalıdır. İş ehline teslim edilmelidir. Özel harekatçı olarak alına KPSS’ye girmeyecekler denildi. Niye girmeyecekle? Ayakkabı boyacısının, genel müdürün oğlu giriyor. Herkesin oğlu giriyor. Ama OHAL var diye KPSS’ye girmeyecekler deniliyor. Bu olmamalı. Başbakan Yardımımcısı Numan Kurtulmuş sözünün eriysen, Bakanlar Kurulu adına bu açıklamayı yapıyorsan ya geri çek açıklamanı ya da istifa et. ‘Ben liyakat dedim, uymadılar’ de, tavır koy ve istifa et.
Gazeteciler, özgürlüğün temsilidir, hapse atılamaz. 70 yaşındaki gazeteciyi hapse atmak nedir' Gazeteleri kapatmak, gazetecileri içeriye atmak darbecilerle aynı şeyi yapmaktır. Hukukun üstünlüğünü savunuyorsak medya üstünlüğünü de savunucağız. Kalemini kullanan bir gazeteciye hapse atmayı asla doğru bulmuyorum.
Darbe girişiminde bulunanlar da soruşturma açılsın. Yargılansınlar ama nasıl yargılanacaklar. Baskı, şiddet görmemeli; hukuk üstünlüğü ile yargılanmalıdırlar.
Cadı avı başlatmak çok tehlikelidir ve olmamalıdır. Herkes birbirini şikayet ediyor. OHAL’e biz bu yüzden karşı çıktık.
"SANATÇILARIN HAPSE ATILMASINI DOĞRU BULMUYORUM"
Tiyatrolarda sanatçılar FETÖ’cü diye içeriye atıldı. Oysa ki sanatçıların tek gayesi demokrasidir. OHAL’i fırsat bilip bir sanatçıyı işinden etmek Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır mı'
Bugün Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetten verdiği olay... Akıncılar Üssü’ne çağırıyorlar, Yüzbaşı Özkan, darbeye karşı çıktığı için hain ilan ediliyor. Yargılanıyor sonra hain değil deniyor. Ailesini düşünün... Bu olaylar doğru değildir.
"17-25 OLAYLARI DARBEYE ENDEKSLENEMEZ"
Bütün bu olaylar 17-25 Aralık’a endekslendi. Kimse 17-25 olaylarının aklamaya yeltenmesin. Darbeyi de bunun için kullanmasın. Devleti soyanlar da yargılanmalı.
"VERDİĞİNİZ HAKKI ALAMAZSINIZ"
Hakkari ve Şırnak’ın il kapsamı dışına çıkarılmasını doğru bulmuyorum ve bunun mücadelesini vereceğim.
Hakkari’nin, Şırnak’ın güvenliğini sağlayamıyorsan, hükümette ne işin var' Yüksekova ve Cizre’nin il olmasına karşı değiliz ama verilen bir hak geri alınamaz.
Hakkari ve Şırnak il olarak kalmalıdır. Umarım 83 il kararı alınır.