CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da CHP'li belediye başkanlarına hitap etti. Kılıçdaroğlu partinin ilkelerine vurgu yaptı. CHP Lideri, belediye başkanlarına "Söylemleriniz olumlu olmalı. Belediye başkanı negatif suçlayıcı bir dil kullanmamalı." uyarısında bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Öyle örnekler vermeliyiz ki belde halkı işte böyle yönetilmeli demeli. Dolayısıyla üstlendiğiz sorumluluk sıradan sorumluluk değil. Seçim bildirgemizi açıklarken bu sorumluluğu üstlendik. Belediye başkanı ile belde halkı arasında bir güven oluştu. bu güveni perçinleyeceğiz. Daha geniş kitlelere ulaşacağız. Türkiyenin bugünkü şartlarına bakınca kaygılanan milyonlar varken, beldenizdeki kaygıyı siz kaldıracaksınız. Neden Türkiye böyle şeffaf yönetilmiyor diyecekler.
Seçim dönemi verdiğimiz sözleri yerine getirmek zorundayız. Vaatlerimizi yerine getirelim ki bir daha seçime girdiğimizde daha yüksek oranlarla seçilelim. Sizler çalıştığınız sürece toplumun her kesimiyle güzel işler kuracaksınız. Göreve başladığınız zaman size 10 temel ilke gönderdik. Neydi bu ilkele? Bir belediye başkanı suçlayıcı bir dil kullanmamalı, olumlu bir dil kullanılmalı. Bize her türlü suçlamalar yapıldı. Ama biz bunları elimizin tersiyle ittik. Biz kendimize güveniyoruz. Halkımıza güveniyoruz. Halkımız bütün suçlamaları çöpe attı ve size oy verdi.
"İSTİHDAM YARATARAK GÜVEN VERECEKSİNİZ"
Sizlerin devri sabık yaratma derdi olmamalı. Kin intikam bunlar yok bizde. Bu şu anlama gelmemeli. Ancak yolsuzluk varsa onun üzerine gideceksiniz. Ama kim gidecek' O işin uzmanı. Ve siz o gerçekleri kamuoyu ile paylaşacaksınız. Sizin bir intikam duygusuyla hareket etmemenizi kul hakkı yemeyenin ne kadar kötü olduğunu gösterir. Koltuğa oturduğunuzda binlerce ihbar dilekçesi gelecek. İmzasız şikayetleri direkt çöpe atacaksınız. Bu tür işlerle uğraşmayacaksınız. Önünüzdeki 5 yıl rüzgar gibi geçer arkadaşlar. Kreşinden semt evlerine kadar tüm bu vaatleri yerine getirmek için hem para bulacak, hem zaman yaratacak hem belde halkına güven vereceksiniz.
İstihdam yaratarak belde halkına güven vereceksiniz. Hiçkimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bilgisi, liyakati olan herkesi kucaklayacağız. Partizanca davranmak yok. Belediyede bir kişinin politika yapma hakkı vardır o da belediye başkanıdır. Göreve getirdiğiniz kişiler de partizanlık yapmayacak.Yeni görevlere liyakat esasına göre insanlar getireceksiniz. Sizin verdiğiniz her talimatı derhal yerine getirecek.
"HARCANAN HER KURUŞUN HESABINI VERECEKSİNİZ"
Temel ilkelerimizden biri şudur: Şeffaflık. Harcanan her kuruşun hesabını vereceksiniz. Siyasi partiler içinde bağımsız dış denetimi yaptıran tek parti biziz. (sayıştay dışında) belediye başkanları şeffaf olması lazım. STK'larla işbirliği yapmakta yarar var.
Belediye meclis toıplantılarının kamuoyuyla paylaşılması. 3 buçuk milyon kişi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin toplantısını izliyor. Olağanüstü bir şey. Bazı belediye meclislerinde çoğunluk olmayabiliriz. Ama kimin doğru, kimin yanlış yaptığını herkes görmeli.
Belediye başkanının getirdiği bir proje halkın yararına. Halk o açık toplantıda kimin doğru kimin yanlış yaptığını görmeli.
Dini ve milli bayramlarda belediye otobüsleri bedava olacak. Vatandaş yakınını ziyaret edecek. Belki cebinde parası yok. Bu imkanların bir şekilde sağlanması lazım.
Engellilere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması lazım. Bu temel ilkeleri açık ayda bir okuyun. İş yoğunluğu arasında unutabilirsiniz.
Kreşler, kütüpheneler, spor salonları... Bunlar çok önemli. Çocuğu kazandığınız zaman bütün aileyi kazanırsınız. Çocukların üzerine titreyin. Belediye başkanları çocuklar için ne gerekiyorsa yapacak. Servis şoförleriyle oturup konuşacaklar. Gerekirse parasını belediye ödeyecek. Çocuklar güven içinde gelip gidecek.
Yoksulluk envanteri oluşturacaksınız. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Kimin yoksul olup olmadığını muhtarlarla beraber tespit edeceksiniz ve yardım edeceksiniz. Yoksulların onuruyla oynamak bizim kitabımızda yoktur.
"SEÇİMLERİ İPTAL ETTİRMEK İÇİN HER TÜRLÜ KUMPAS HAZIRLANIYOR"
Değerli arkadaşlarım, seçimlerden bu yana 1 aydan fazla zaman geçti. Bütün seçimler tamamlandı, İstanbul seçimleri tamamlanmıyor. Niçi? YSK bir türlü karar vermiyor. Hangi gerekçeyl? Yüksek Seçim Kurulu'na seslenmek isterim, siz dediniz ki bütün geçersiz oyları sayacağız. 39 ilçede bütün geçersiz oylar sayıldı, sonuç değişmedi. Yetmedi 6 ilçede bütün oylar sayıldı. Sonuç değişmedi. Yine itiraz geldi. 39 ilçede bütün oylar sayıldı. YSK 22 ilçededen sondajlama yöntemiye örnek alıcam dedi, sonuç yine değişmedi. YSK ne yapmak istiyo? Kısıtlılar oy kullanmış, daha önceden neden itiraz edilmed? Tutanaklara şerh neden koyulmadı. Devletin gücünü arkasına almış sahte delil üretiyorlar. Her türlü kumpasa tezgah hazırlıyorlar. YSK bütün şikayetleri dinleyeceğini söylüyor, şikayetler bitmezse ne olacak. İstanbul seçimleri bir demokrasi tercihi noktasına gelmiştir.
"İSTANBUL'DA EKREM İMAMOĞLU KAZANDI"
Bu işte gariplik var itiraz ediyoruz diyorlar. İstanbul'da kesinlikle bir şeyler oldu, sandık başında oldu diyorlar. Evet İstanbul'da sandık başında bir şey oldu. Ekrem İmamoğlu kazandı.
Hukuk olmazsa o devlet ne olu? Hukuk, kişinin haklarının korunduğu, demokrasinin olmazsa olmaz kurallarından birisidir. Hukuku çekip çıkarırsanız devlet organize suç örgütüne dönüşür. Devleti organize suç örgütü yerine sokmamak hakimlerin elindedir. Hiçbir yargıçın yasaları bir tarafa bırakıp 'biz anlaştık İstanbul seçimlerini iptal ediyorum' deme hakkı yoktur.
YSK'YE ÇAĞRI YAPTI
Yüksek Seçim Kurulu'na çağrı yapıyorum:
1- YSK, daha önce verdiği benzer kararlara uymak zorundadır.
2- YSK, sahte delilleri elinin tersiyle itmelidir.
3- YSK, iktidar sahiplerinin YSK üzerinde oluşturduğu baskılara boyun eğmemelidir.
4- YSK, kazanıncaya kadar seçim yapacağızı anlayışını reddetmek zorundadır.
Türkiye'de gerçek anlamda hakimler var mı, yok m? Bunu göreceğiz. Bütün dünya görecek. Say diyorlar sayılıyor, tekrar say diyorlar sayılıyor. Sağdan, soldan, aşağıdan, yukarıdan sayıyorsun sonuç değişmiyor. Yine Ekrem İmamoğlu. Bu ülkenin adalete ihtiyacı var.
5- YSK üyeleri, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmak zorundadır. Aksi halde adalet dağıtamaz.
6- İktidar sahiplerinin demokrasiye karşı kurduğu kumpası YSK reddetmeli.