İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Eğer adalet denilen kavramı yıpratırsanız o zaman devleti çökertirsiniz. Biz kendi ülkemizde adaleti aramak zorundayız. Hakimlerin adaleti yıpratmaması için hukukun üstünlüğü ve vicdanına göre karar vermeleri gerekir. Hukukun üstündeki bir güce teslim olmuşsa gücün iradesini dağıtmış olur. Bir uyuşturucu baronu tutuklanmıştı. Ergenekon davasında gizli tanıktı. Sonra onun kumpas olduğu çıktı. Bu uyuşturucu baronu tekrar uyuşturucudan gözaltına alınıp tutuklandı. Sonra serbest bırakıldı. Niye serbest bırakıldı. Tahliye kararını veren hakim ‘iktidar partisinden eski vekil beni sürekli aradı, tahliye olması için baskı yaptı’ dedi. Hakim serbest bırakıyor. Savcı itiraz ediyor, ama sırra kadem bastılar. Hepsi gitti. Bu mudur adale? Bu adaleti Türkiye’nin başına musallat eden kişi sarayda oturan kişidir.
'ADALETİN KENDİNE GELMESİ LAZIM'
İddianame yok. Bir yıldır tek kişilik odada. Mahkemeye çıkamıyor. Bunun için içeriden birisinin telefon etmesi mi lazım. Eren Erdem aynı şekilde. Yurt dışına kaçacak diye tutukluyorlar. O hareketin ne kadar tehlikeli olduğunu dünyaya duyurmuş, nasıl oluyor da Eren Erdem içeride uyuşturucu baronu dışarıda. Bu mudur adale? Avukatları aldılar tutukladılar. Bir süre sonra serbest bıraktılar. Ertesi gün savcı itiraz etti, kaçarlar diye. Avukatlar kendileri geldiler, tutuklandılar. Adaletin kendisine gelmesi lazım. Bu kadar haksız uygulamalara yapan yargıçların görevden alınması lazım. Adalet çökünce iktidardaki siyasette çöker.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Adamlar Kaşıkçı'yı nasıl öldüreceklerini program yaptılar. Cesedi parçalandı, nerede olduğu belli değil. Bu işi yapan bütün uzmanlar geldiler, ellerini kollarını sallayarak yut dışına çıktılar. Siyasetin adalete gölge düşürdüğünü bir kez daha gördük. Niçin izin veriliyor katillerin gitmesine. Papaz nasıl yurt dışına gittiyse katillerde öyle gitti. Katilleri Suudi Kralının isteği üzerine serbest bıraktılar Katilleri serbest bırakanlar cinayet ortağıdırlar. Beni üzen Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını yerlerde süründürmektir. Kaşıkçı cinayeti için Türkiye neden seçildi. Neden Türkiye’ye git dedile? Çünkü Erdoğan avuçlarının içinde her dediklerini yaptırabilirler. Başka hiçbir neden yok. Çünkü Erdoğan teslim alınmış vaziyette.
'TÜRKİYE BORÇ TUZAĞINDA'
Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı birilerin elinde. Tarıma bakın. Tükettiğimiz ne varsa batıdan geliyor. Et ithalatında AB’de dünya birincisiyiz. Sanayi aynı şekilde. Dışardan ham madde gelmezse üretim yapamazsınız. Türkiye, borç tuzağı içinde şu an. Egemen güçlerin talimat verip sonuç aldıkları süreç içindeyiz. Türkiye’nin batının egemen güçleri mi yönetiyor, sarayda oturan zat mı'
Hastanelerde ameliyat eldivenleri bile yakınlarından isteniyor. İlaç ateş pahası. Mutfak da yangın var. Gidin pazara markete ateş pahası. Maaşlar arttı m? Hayır.
Enflasyon geldi, mutfakta yangın var. Enflasyonla topyekun mücadele dediler, sonuç alınamadı. Satarak memleketi yönetmeye kalktılar. Borçlandılar. Teslim oldular, Türkiye’yi başkaları yönetiyor.
15 Temmuz şehitleri ve gazileri için para toplanmıştı. Nereye gitti bu para. Bu para dağıtılacak takipçisi de CHP olacak. Allah bilir bu parayı da iç ettiler. Neymiş, vakıf kurulacakmış da öyle dağıtılacakmış. Bir ayda kurulur bu vakıf. Nerede bu par? Hangi bankada.
Ak Parti demek pahalılık demektir. Sen de yanıyorsun. 16. Yılın sonunda geldiğimiz bu. AK Parti iktidarı enflasyon demektir. Ak Parti iktidarı işsizlik demektir. Gençler işsiz. İsraf demektir.
Sarayda kira var mı yok, ulaşım parası, emeklilikte yaş takılma, enflasyon derdi yok. Şimdi beyefendi maaşım az yüzde 26 zam yapacağım diyor. 74 bin 500 olacak diyor. Peki ayda 1600 lirayla geçinen bu garibanı düşünen var mı'