Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. CHP heyetinin vatandaşlarla yaptığı temaslar hakkında bilgi veren Kılıçdaroğlu, "Pahalılığın can yaktığını, insanların geçinemediğini biliyorum. Herkes büyük bir sıkıntı içinde. Saat başı etiketler değişiyor. Meraklanmayın, biraz sıkıntı çekeceksiniz, az kaldı, geliyor gelmekte olan. Buna inanın" dedi.
"İlk yapacağımız devleti derleyip toparlamaktır. Kanuni görevlerini kendilerine teslim etmektir" diyen Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetmek zor bir şey değildir. Liyakatle, adaletle, bilgiyle, erdemle yönetirseniz devleti yönetirsiniz. Merkez Bankası var. Düne kadar hiçbir sorunumuz yoktu. Mutfaklarda yangın var biliyorum, ama bu konuyla uğraşacak Merkez Bankası'nın eli kolu bağlanmış vaziyette. Yukarıdan talimat veriyorlar, o da Saray'ın talimatını yerine getiriyor" ifadelerini kullandı.
"BÖYLE BİR ŞEY YOK"
"Merkez Bankası'na müdahale ettiler de ne oldu?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Bir; 128 milyar dolar kayınpeder-damat arasında yok edildi. Nereye gitti 128 milyar dolar? Doları kontrol edelim derken 128 milyar dolar buharlaştı, dolar şimdi 10 liranın üzerine çıktı. Türk Lirası tarihinde bu kadar kötü duruma düşmemişti. Hedefleri şu, Türk Lirası erisin, dolar yükselsin, her şeyi ihraç edelim, cari fazla versin memleketi önce fakirleştirelim. Dünyada böyle bir şey yok. Son 7 yılda dolar bazında milli gelir sürekli düştü. İşsizliği rekor düzeye çıkardılar" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Bütün bunlar olurken, 'Biz ekonominin kitabını yazdık' diyor. Yazdıkları ekonominin kitabından bir sayfa okuyayım; Zafer Havaalanı bu yılın ilk 8 ayında dolar bazında garanti vermişler 878 bin 478 kişi uçacak. Giden yolcu 5 bin 725 kişi. Devletin hazinesinden 5'li çeteye giden para 4 milyon 650 bin Euro. Ne kadar yolsuzluk varsa ilk alkışlayan da Sayın Devlet Bahçeli'dir. Siz hiçbir zaman esnaf, çiftçi, emekli dediğini duydunuz mu? Talimat geldi el kaldıracağız, talimat geldi el indireceğiz. MHP bu hale nasıl geldi? Bu kitabın sonucu finansal çöküş getirdi. Ticari çöküş getirdi. Siyasi çöküş getirdi bir kişi her şeye egemen. THK Başkanı istifa dilekçesi vermiş, kabul edilmiyor. Sosyal çöküş getirdi, ahlaki temellerimizde ciddi zedelenmeler var. Dinden imandan bahseden bu iktidar en büyük ahlaki çöküşü getirdi. Uyuşturucu bataklığı içinde, baronlar el üstünde tutuluyor. Polisin yakaladığı baronlar mahkemeler tarafından serbest bırakılıyor. Ayda 10 bin dolar rüşvet alan kim? Kültürel çöküş başladı" diye konuştu.
HELALLEŞME POLEMİĞİ: BİRİSİNİN BUNU YAPMASI GEREKİYORDU
"Hafta sonu bir video ile milletimize seslenme ihtiyacı duydum" diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben evimden mütevazi hayatımdan memnunum. Ne yapayım konvoyları, sarayları. Ülkemizin makus tarihini kırabiliyor muyum? Kırabiliyorsam ben iktidar olayım. Ben ülkemize iktidar olmaktan çok iz bırakan biri olarak anılmak istiyorum. Bizden sonra gelecek 100 tane iktidara da ülkeye bir şeyler ekleyerek yürüsün istiyorum. Batıda nasıl iktidar değiştiğinde kaygı yaşamıyorsa böyle bir Türkiye olsun istiyorum. Yaralarımızı sarmak istiyorum. Yaralar hala açık. Bizim gördüğümüzü, yaşadığımızı milletimizin çocukları gelecekte yaşamamalı. Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Hukuk başka; kim ne suç işlediyse karşılığı başkadır. Hukuk ile helalleşmeyi karıştırmamak lazım.Devlet insanlara tazminat ödeyecek, ama bir taraftan da helalleşeceğiz… Ben gelecekte bu ülke çocuklarının ardımdan bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Hangi strateji çocuklarımızın geleceğinden daha önemli. Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız. 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla, Roboski'yle helalleşeceğiz. Sivas, Kahramanmaraş mağdurlarıyla, Diyarbakır Hapishanesi mahkûmlarıyla, mahallerinden sürülen Romanlar'la, varlık vergileri altında inleyen azınlıklarla, 6-7 Eylül mağdurlarıyla, mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleriyle, Ali İhsan Korkmaz'ın ailesiyle, Soma ile, darbeciler bir sağdan bir soldan gencecik çocuklarımızı astı, bu insanlarımızla helalleşeceğiz. 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in annesiyle, Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz. Bir gün çocuklarımız geçmişe baktığında 'helal olsun onlara' diyecek. Laik, demokrat, müreffeh, Atatürkçü ülkede yaşayan çocuklarımız teşekkür edecekler. Birisinin yapması gerekiyordu, nasip bize oldu."