Kocaoğlu Vali'ye rest çekti
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni feribotların imza töreninde yaptığı açıklamada, Vali Mustafa Toprak'a sert tepki gösterdi. Son günlerde, Soma'daki maden faciasını protesto edenlerin, Büyükşehir'in tahsis ettiği otobüslere doldurularak gözaltına alındığı şeklindeki iddiaları yanıtlayan Kocaoğlu, "Biz kesinlikle TOMA'lara su vermiyoruz. Otobüsleri de polisleri taşısın diye verdik.Gördük ki emniyet samimi değil. Bundan sonra su yok, otobüs yok, gelsinler el koysunlar" dedi.
ERMAN ŞENTÜRK / HABER SERVİSİ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Soma protestolarına katılanların, Büyükşehir'in tahsis ettiği otobüslere doldurularak gözaltına alındığı iddialarını yanıtladı. Kocaoğlu, "Otobüs de şoför de vermeyeceğiz. Gelip elkoysunlar, ama biz vermeyeceğiz" dedi.
SU YOK, OTOBÜS YOK, GELSİNLER EL KOYSUNLAR…
Biz kesinlikle TOMA’lara su vermiyoruz. Otobüsleri sadece ve sadece polisleri taşısın diye verdik. Kesinlikle tutuklama ya da ön karakol gibi kullanılmayacak şartı ile verdik. Ama gördük ki, maalesef ve maalesef emniyet samimi değil. Bizim otobüslerimizi Hükümet Konağı’nın önüne kalkan olarak sıralamışlar. Farklı bir düşünce var. Bu otobüsler oraya o şekilde sıralandığında ben Soma’daydım. Artık bundan sonra iyi niyetle otobüs de vermeyeceğiz… Herkesin kendi otobüsü var, o otobüsleri kullanmıyorlar, şoförlerini kullanmıyorlar. Biz ne otobüs, ne de şoför vermeyeceğiz. Biz vermeyelim gelip el koysunlar, alsınlar. Ama biz vermeyeceğiz. Devamlı izliyorum, son 3-4 olayın içerisinde, hatta bir tanesinde ben de bizzat vardım, edindiğim intiba kesinlikle ve kesinlikle kimsenin bir şey yapmasına ya da taşkınlığına bakılmadan hareket ediliyor. Tamamen insanları sindirme ve demokratik protesto hakkını yok sayma, insanları evden çıkmama noktasına getirmek üzere bu eylemlere daha insanlar konuşurken su sıkılıyor. Kani Beko’nun da başına gelen olay da böyledir. Bu konuda herkes bizi mazur görsün. Vatandaşın canını, malını korumak ve kollamak, emniyete valiliğe yardımcı olmak bizim görevimiz. Ama emniyet ve valilik bu görevi vatandaşı taciz etmek üzere, vatandaşı sindirmek üzere, vatandaşın demokratik hakkını kullandırmamak üzere ve hiç sorgusuz sualsiz insanların üzerine gitmemeli. Böyle bir şey olamaz” dedi.
YANGINI EMNİYET Mİ SÖNDÜRECE? VALİLİK Mİ'
Kocaoğlu, polisin şehir genelinde yer alan yangın vanalarından su aldığına dair iddialara ilişkin yaptığı değerlendirmede ise, “Gezi olaylarında da gördük, Gündoğdu Meydanı’nda hiçbir şey olmadı. Oradan çıktıktan sonra birçok olay oldu. Orada hiçbir protestoda bir şey olmadı, olay olmadı, olmuyordu. Siz olay yaratmak isterseniz, olay yaratabiliyorsunuz. Gündoğdu Meydanı’nda yüz binlerce kişi toplandı. Ama Basmane’ye giden kişi sayısı sınırlıydı. Şunlar bunlar karışıyor, o zaman bu işi kökten bitirelim diye bir şey yok demokratik bir ülkede. TOMA’lara su vermiyoruz. Sokak aralarında yer alan yangın vanalarının anahtarlarını da değiştirip değiştirmeyeceğimizi arkadaşlarımızla oturup düşüneceğiz. Onlar sadece yangın için kullanılan vanalar. İtfaiyede var ve arıza olursa diye de İZSU’da var. Emniyet bunu temin ettiyse, bunu kullanıyorsa, onun da hukuki boyutuna bakacağız. Onlar vatandaşa su sıkmak için değil. Yangın olursa emniyet mi, valilik mi söndürece? İtfaiye teşkilatı Büyükşehir Belediyesi’nin. Yangını da itfaiye teşkilatı söndürecek, gerekli suyu da gerekli yerden temin edecek” dedi.
“BELEDİYEYİ DE ALSINLAR, GİDELİM KORDONM’DA ÇADIR KURALIM”
İl Özel İdare taşınmazlarının tamamının Maliye’ye devredilmesine de değinen Kocaoğlu şunları söyledi: “O liste bizim elimizde yok. Biz de komisyon üyesiyiz. Bizde uyarılarımızı yazılı olarak yaptık. Köy ve belde mallarının gayrimenkullerinin tutanakları henüz vali bey tarafından imzalanıp bize gönderilmedi. İl özel idare napacağız bi? Bize yazılı olarak bildirecekler. Biz tarafız, biz de bakacağız. Makul olanları, başka kurumları verilmesi gerekenlere ses çıkartmayacağız. Kurumlara verilmemesi gerekenleri yazılı olarak bildireceğiz. Ondan sonra da hukuki yollardan, tapularına, şirketlere şerh koyacağız. Dava süreci başlayacak. Sonuna kadar hukuki mücadele vereceğiz. Başka çaremiz var m? Bir an evvel vermelerinde fayda var, biz de bir an önce başlayacağız. Ben bu il özel idare mallarının yangından mal kaçırır gibi bir yerlere götürülmemsinin çok yanlış olduğu kanaatindeyim. Daha önce de açıklamamı yaptım, bu doğru değil. bu yerelin İzmirlinin malıdır. Benim belediye binam nasıl İzmir’in malı ise, il özel idaresinin malı da şirketleri de yerel sermayenin malı ise, yerel sermaye ile kurulmuşsa, binası, aleti, edevatı, aracı, donanımı sağlanmışsa, il özel idaresi de aynı statüde. Bu mallar İzmir büyükşehir belediyesinin hakkıdır. Ben de İzmir büyükşehir belediyesinde tapusu olan okul yerini, hastane yerini seve seve veriyorum zaten. Oralarda bir problem yok. Paraya dönüştürülmek istenen, satılmak istenen, yerelin malı, geneli bitti, satılıyor işte… Karayolları, vesaire, kuş cennetine varıncaya kadar... şimdi il özel idaresinin mallarına mı sıra geld? Gelsinler belediye binasını da alsınlar o zaman. O da para yapar. Belediyenin binasını da alsınlar satsınlar kurtulalım. Çadıra geçeriz biz kordonda. Öyle şey olur m? Bu mantıkla bu ülke yönetilemez. Sıkıntı büyük. Çok büyük hem de. Türkiye bu mantıkla gitmez, hiçbir ülke gitmez, Türkiye de gitmez.”
“HEPİMİZ BU ÜLKENİN VATANDAŞIYIZ”
“Soma’daki olaylar, diğer olaylar, polisin tutumu… Soma’da adamın yüreği yanmış, yürüyüş yapacak, basın açıklaması yapacak. Atatürk Anıtı’na çelenk koyacak. Bu insanların üzerine TOMA’larla ilaçlı su sıkarsanız, cildi yakan kimyasallar sıkarsanız…. Nereye gidiyoruz bi? Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız…”