İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirinin sorularını yanıtladı. Kocaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı "Veysel Bey'in bakanlığı döneminde İzmir’in susuzluk sorunun biz çözdük. İZBAN bizimle yapıldı. Bunların yaptığı değil ama ‘havasını biz yaptık’ diye atıyorlar. Biz yaptık. Körfez kokuyor. Aynı benim belediyeyi göreve geldiğimde Haliç’in o dönemdeki durumuna dönüştürdüler Körfezi. Bir makine alın da oraları temizleyin. Dertli olacaksınız dertli" yönündeki sözlerine yanıt verdi. Kocaoğlu, "O baraj, içme suyu sağlayan bir baraj değil. Tarım alanlarını sulama barajı. Biz oradan bir damla su almıyoruz. Ayrıca o barajın boru sisteminin yapılmasında gecikme vardı. Şu anda kesin bir şey söyleyemiyorum ama sanırım o gecikmeler devam ediyor" dedi.
'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A İZMİR'LE İLGİLİ FARKLI BİLGİLER VERİLİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a İzmir ile ilgili farklı bilgiler verildiğini düşündüğünü aktaran Kocaoğlu, "Biz burada yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı'nın İzmir konusunda söylediklerinin, onun açısından ne gibi bir anlam ifade ettiğini bilemem ama İzmir Körfezi de burada, kokusu da burada. İzmir Körfezi kokmuyor, o eskidendi. Sanıyorum Sayın Cumhurbaşkanına öyle bilgi veriyorlar. Mutlaka şehrimizi ziyaret edecektir. O zaman da körfezin kokup kokmadığını, kendisi bizzat müşahade edecektir" dedi.
‘NEDEN BENİM FİKRİMİ ALSIN’
Aziz Kocaoğlu, yakın arkadaşı olan Alaattin Yüksel’in, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olmasını da şu sözlerle değerlendirdi:
"Her arkadaşa olduğu gibi Alaattin Yüksel’e de hayırlı olsun diyorum. Her adaya dilediğim gibi başarılar diliyorum. Alaattin Yüksek ile biz üniversite yıllarından beri birlikteyiz. Birlikte önemli mücadeleler verdik. Bir çoğunda da başarılı olduk. Alaattin Yüksel’in kendi adaylık tercihi var. Ben bu çıktığı yolda başarılar diliyorum."
Kocaoğlu, Yüksel’in aday adaylık kararını açıklamadan önce kendisine fikrini sorup sormadığına yönelik soruyu da "Aday adaylığı kararı benimle alakalı değil. Fikrimi neden alsın, kendi özgür iradesi ile karar verecek. Aday olup olmama konusunda Alaattin Yüksel ve diğer arkadaşların, hiç kimsenin benim fikrimi almasına gerek yok. Öyle bir konumda da değilim. Ama Alaattin Yüksel ile görüşüyoruz. Aday olduktan sonra da görüştük. Biz sürekli görüşüyoruz" sözleriyle yanıtladı.
'31 MART AKŞAMI BELEDİYEYİ TESLİM EDİP EVİME GİDECEĞİM'
Adı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında geçen CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’nin kentte çalışma yaptığının hatırlatılması üzerine, açıklama yapan Kocaoğlu, "Hayırlısı olsun. Bir şey diyemem. Adaylık konusunda kimseye ‘aday olma’ diyemezsin. Öyle bir hakkımız yok. Adaylık kişinin kendi özgür iradesi ile vereceği karardır. Ben nasıl ‘3 defa aday olacağım’ dedim, genel merkezimiz yaptı, İzmirli hemşehrilerimiz destek verdi kazandık. Ama şu anda da aday olmayacağımı açıkladım. Hem aday olanların önü açılsın, hem de partimiz ona göre karar versin diye bu açıklamayı yaptım. Şu anda biz görevimizi 31 Mart akşamına kadar yapacağız. Ondan sonra da kimi atarlarsa, kim kazanırsa, ona teslim edeceğiz. Ondan sonra evimize gideceğiz" dedi.
‘ŞU ANDA SAHADA ÇALIŞAN TEK KİŞİ BENİM’
Aziz Kocaoğlu, yerel seçim için sahada çalışan tek kişinin kendisi olduğunu öne sürerek, şöyle dedi:
"Belediye başkanları toplantısında Sayın Genel Başkanımızla bir görüşme yaptık. ‘Bir çalışma yap, getir’ dedi. Ben de gittim, sözlü olarak 30 ilçe ve İzmir’i kendi penceremden değerlendirmeye çalıştım. Konuştuk ve döndüm, geldim. Bu ana kadar bir dilek, istek söz konusu değil. Olursa biz partiliyiz, seçim için çalışıyoruz. Seçim için zaten sahada şu anda tek çalışan benim. Sahada da bilgiler topluyorum. Eğer lütfederlerse gider, bilgi veririz. Bu işler tamamen genel merkezin ve genel başkanın takdirinde. Aday olmadığımız için bu konularda fazla aktif olmamız gerekmez. Biz seçimin kazanılması cephesindeyiz. CHP’nin 30 ilçe ve Büyükşehir’de seçimi büyük farkla kazanması için ne yapabiliriz, Aziz Kocaoğlu olarak, onun peşindeyiz. Gerisi genel merkezin takdirdir."
İZBAN'DA 'SÜRECİ TCDD YÜRÜTSÜN'
İZBAN’da işçiler 10 Aralık’ta greve çıkacak. Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Devlet Demiryolları (TCDD) yüzde 50 ortak olduğu İZBAN’da, bu dönem süreci TCDD’nin yürütmesi gerektiğini söyleyen Aziz Kocaoğlu, "Geçen grev zamanında biz süreci aktif olarak yürüttük. İZBAN bir ortaklık. Bu kez de işin yürütücülüğünü TCDD yapsın. Bizim de bir yere gittiğimiz yok" dedi. İZBAN işçilerinin örgütlü olduğu Türk-İş’e bağlı Demiryol-İş yöneticilerinin yaptığı açıklamaları hatırlatan Kocaoğlu, "Sendika başkanlarından çeşitli söylemler geliyor. Hiç gerek yok. Geçen sefer biz yürütürken, ‘TCDD karışmıyor’ diye bir beyanatta bulunmadılar. Böyle bir yaklaşımları veya serzenişleri olmadı. Eleştirileri de olmadı. Şimdi biz açık açık diyoruz ki, TCDD’de buranın yüzde 50 ortağı, onlar süreci bir yürütsün. Çalışmaları yapsınlar. İZBAN yönetim kurulu yapsın. Son tahlilde, oturur karar verilir. Sendika ile görüşmeleri İZBAN ve TCDD ayağı götürsün. Geçen sefer süreci biz yürüttük. Çok aktif bir rol aldık. Şimdi de ‘TCDD aktif bir rol alsın’ diyoruz. Şimdi biz geride duruyoruz, onlar da sonuçlandırsınlar. Kimse o zaman TCDD nerede’ demedi. Şimdi neden ‘Büyükşehir Belediyesi nerede’ diyorlar. Gitsinler görüşmelerini sürdürsünler. Bu çifte standart yanlış. Bize o zaman yaptıkları eleştiriyi ve bugün yaptıkları eleştiriyi lütfetsinler, diğer ortağımıza da söylesinler. Bir görelim bakalım" diye konuştu.
‘SENDİKANIN YAKLAŞIM GÖSTERMESİ GEREKİYOR’
İZBAN’ın 8 Kasım 2016 yılında yaptığı grevde, Büyükşehir Belediyesi’nin, yolcuların mağdur olmaması için önlem aldığını söyleyen Kocaoğlu, şöyle dedi: "Geçen sefer de greve çıktılar, İzmir Büyükşehir Belediyesi elinden geleni yaptı. Yolcularımızı, vatandaşlarımızı mağdur etmemek üzere her türlü önlemini aldı, yine alır. Bugün İZBAN 300 bin yolcu taşıyor. Bunu otobüslerle taşımak kolay değil. Türkiye’nin durumu belli, İZBAN’ın durumu belli, belediyelerin, makro ekonominin durumu belli. Sendikanın bu konuda yaklaşım göstermesi gerekir. Çok yüksek perdeden zam isteyerek mücadele etmeleri, toplu sözleşme görüşmelerini bu şekilde götürmeleri bir yöntemdir. Ama her yönetim uygulanacağı güncel sürecin dayattığı koşullar da vardır. O koşulları değerlendirerek yaklaşımda bulunmalarında fayda var." (DHA)