Ege Postası
Geri

Kocaoğlu’ndan Büyükşehir çalışanlarına uyarı!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, katıldığı radyo programında yapılan delege seçimleriyle ilgili “Taraf değilim. Belediye çalışanlarının taraf olmasını istemiyorum. Belediyenin adını kullanarak şunu yaparım, bunu yaparım diye belediyeyi kullananları ilişkisini keserim” dedi. Kocaoğlu, Metro'dan katı atık bertaraf tesisine birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Kocaoğlu'ndan belediye çalışanlarına sert uyarı
Kocaoğlu’ndan Büyükşehir çalışanlarına uyarı!
Haberler / Yerel Politika
14 Eylül 2017 Perşembe 09:28
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı geçtiğimiz hafta  İzmir’in kurtuluş günü için kente gelen Başbakan Binali Yıldırım’ın katıldığı Selçuk’taki İZBAN törenlerinde yaşananların ayrıntılarını anlattı. Romantik Türk'tan Abdullah Polat, Can Radyo'dan Gökhan Kafalı ve Yıldız FM'den Melih Bilgöl'un sorunlarını  yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, programda son günlerde yaşananlarla ilgili  açıklamalarda bulundu. Kocaoğlu, delege seçimlerinde taraf olmadığını da vurgularken, "Belediye çalışanlarının da taraf olmasını istemiyorum. Belediyenin adını kullanarak şunu yaparım, bunu yaparım diye belediyeyi kullananların ilişkisini keserim" dedi. 

İŞTE PROGRAMIN SATIRBAŞLARI:

Kocaoğlu, “İZBAN’ı yerel yönetim-merkezi hükümet birlikte yapıyoruz. Bugüne dek temel atma yaptık, açılış yaptık.  Bu törenden önce de Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri hazırlıklar yaptı. Bu arada başbakanın basında Selçuk’un kurtuluşunu kutlamaya geleceği ve Tepeköy’de ineceği 15 gündür dolaşıyordu. Arkadaşlarımız TCDD’ye soruyor. Sonra beni açılıştan önce TCDD  genel müdürü aradı. Programı anlattı. Kurtuluş etkinliği sonrası Selçuk’ta başbakanın trene binip Torbalı’da ineceğini söyledi.  Biz de ‘tamam’ dedik. Ve müdür ‘sadece trene binilecek, başka bir durum yok. Siz de katılacaksınız” dedi. Bize davetiye törenden bir gün önce geldi. Veli bey tarafından bize program gönderildi. Bir baktık ne Selçuk’un kurtuluşu ne de ortada başka bir şey vardı. Ve oraya gittiğimizde İZBAN’ın açılışını gördük” dedi.

“KİMİN ORGANİZE ETTİĞİNİ BİLİYORUZ”

Başkan Kocaoğlu, alana gittiğinde kendisine verilen konuşma hakkını kullanarak kürsüye çıktığını da söylerken yaşananların ayrıntılarını kendi penceresinden anlattı. Kocaoğlu, “Sıram geldiğinde kürsüye çıktım. Önce yuhalandık, in aşağı gibi şeyler söylendi. Sonra Recep Tayyip sloganı. Ben sloganlar bitene kadar dinledim. Baktım gergin. Konuşturulmamak üzere gelinmiş. Bende tepki göstererek indim. Şimdi bu son derece çirkin bir tavırdı. Orada Sayın Başbakan, bakanlar, milletvekili var. Hiçbirisinin yüzünde üzüntü, ekşilme olmadı. Aksine bir tavır vardı. O törenlerde gelenleri kimlerin getirdiği, kullandığı, yönettiği hepimiz tarafından biliniyor. Ben buradan isim vermiyorum ve karşılıklı cevap hakkı olsun istemiyorum. Kimin organize ettiğini biliyoruz. Yanlıştı, yapılmaması gerekiyordu. Biz bunu hak etmedik. Eğer sayın başbakan lütfeder beni telefonla arar ve sorarsa kim olduklarını da tek tek kendisine söylerim” diye konuştu.

BİRLİKTE TÖRENLERE KATILSAYDIK…

Başbakan Binali Yıldırım’ın törende kendisinden sonra kürsüde söylediği, “Recep Tayyip Erdoğan isminden rahatsız olanlar var” sözlerinin çok ağır olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu daha önce İzmir Fuarı açılışında hükümetin bakanı olarak gelen Nihat Ergün’ü, valilik yetkililerini yuhalatmadığını, bunu yapanlara tepki gösterdiğini söyledi. Kocaoğlu, “Ben belediye başkanıyım. Ne biliyorsam onu yaparım. Orada yuhalamayı, konuşturmamayı ‘in aşağı’ kelimelerini ne yapacağız. Bu durumun kazananı yok. Başbakan burada operasyonu yapanlara hesap sormalıdır. Bir daha böyle şeyler yaşanmamasını istiyorum. Sayın başbakan törenlerden bir gün önce 8 Eylül’de geldi. Birlikte törenlere katılsaydık, İzmir’in kurtuluşu etkinliklerine gitseydik. O da çelenk koymaya gelseydi iyi olmaz mıyd? Cumhuriyet Meydanı’nda törenler varken Başbakan Buca’da temel atma törenine gitti. Bu çelişki değil m? Bunu kim kurguladı, programı kimler yapt? Ben haksızlıklar karşısında konuşurum. Kişiliğimi, karakterimi rencide etmeye kalkarlarsa gerekleri yaparım. Kişilik olarak kimseyi üzmem ama kendimi de rencide ettirmem. Kırmızı  çizgilerim var. Buna partili arkadaşlarım, çocuklarım da olsa tepki gösteririm. Kimseye kırmızı  çizgilerime dokundurmam” dedi.

Başkan Kocaoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Bilal Doğan’ın, “Özür dile” çağrıları içinse, “Bu iki ismin oradaki operasyonda bir dahilleri yok. Onlar bu işin içinde değiller ama konuşuyorlar. Asıl işi organize edenler susuyor. Biz kim olduklarını biliyoruz. Bu işin ve operasyonun arkasında iki arkadaşın dışında İl Başkanı Bülent Delican’ın da dahili, müdahalesi yok. Ama kimler olduğu ortada. Onlar susuyor, konuşmuyor” ifadelerini kullandı.

BİLİRKİŞİ RAPORU ALEYHİMİZDE

Başkan Kocaoğlu Yamanlar'a yapılması gerek çöp tesisi için, "Çöp için birçok yer arayışımız oldu, Harmandalı'nın kapasitesinin kat ve kat üstündeyiz. Orası tıkandı. Yeri kimseye söylemeden meslek odalarıyla alana gittim. Yeri gösterdim. Neler olabileceğini konuştuk. Onlarda yeri beğendi. İlgili bölge ve il müdürlerini götürdük. Kurumlardan olumlu görüş aldık. Ancak bazı avukatlar ÇED Raporu'na itiraz ettiler. Mahkeme yürütmeyi durdurma verdi, bilirkişi raporu aleyhimize geldi..

Üniversitelerden raporlar aldık. Üniversitelerden alınan raporlarımız olumlu... Şu anda Çevre Bakanlığı'nın da en ufak tereddüt yok. Mahkeme süreci var.

BU KONUDA BİR KURUL KURALIM

Mahkeme aynı bilirkişilere üniversiteden gelen rapora istinaden rapor hazırlanmasını istedi. Aynı kişiler daha şiddetli bir rapor hazırladı. Ben bursdan kime ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu iş tıkandı. Ağaçlandırma, çevre, körfezin temizlenmesi konusunda yaptıklarımız herkesin malumu. Çevre yatırımlarında açık ara öndeyiz. Bu dava açan arkadaşlara tekrar kararlarını gözden geçirmelerini dilerim. Yahut yeni bir biliri kişi istenir mi. Başka da yer yok. Bürokrasi bu şekilde giderse bu iş benim dönemimde de olmaz. Benim dönemim sonrasında da ortalarında olur.

Termik santrallere herkes karşı. Bugüne kadar vahşi depolama yapıldığından termiğe gösterildiği gibi tepki var. Bugüne kadar örnek bir tesis gösteremedik. Ancak biz uluslararası standarda bir düzenli depolama tesisi kuracağız. Bizim daha birçok yere ihtiyacımız var. Sadece Yamanlar'ın eteğinde İzmir merkezindeki çöpün 40'ını geri dönüşüme tabi tutacağız. Diğerini de kentin yakınında yapacağız. Önerim şu, Herkese bu faaliyette bulunsun. Bu konuda bir kurul kuralım. Kurul, yapımdan işletme sürecine kadar denetlesin. Hatalarımızı değerlendirsin"

METRO KREDİ ONAYI NEDEN VERİLMEZ

İslam Kalkınma Bankası gerçeğini açıkladı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'ın “İzmir Büyükşehir Belediyesi, İslam Kalkınma Bankası da dahil bir çok yere kredi için başvurduğu halde olumlu dönüş alamadı" yönündeki iddiasına da oldukça çarpıcı yanıtlar verdi. Programda tüm dinleyicilerin ve İzmirlilerin bu konuyu can kulağı ile dinlemesini isteyen Başkan Kocaoğlu, İslam Kalkınma Bankası’ndan alınacak krediye ilişkin süreci şöyle anlattı:

“Narlıdere metrosu için kredi arıyoruz. Zaten bu tür işler dışında kredi almıyoruz. Dünya finans kurumlarından krediyi bulduk. Bize maliyeti Euro olarak libor + yüzde 2.85 ile 3 arası. Bu krediyi bir hafta içinde alabiliyoruz. Belediyemizin güçlü mali yapısı nedeniyle benim kredi bulamamam söz konusu değil zaten. Bunu Hamza Dağ da çok iyi biliyor. Bilmiyorsa da şimdi öğrensin. Ben diğer kurumlarla pazarlık ederken, İslam Kalkınma Bankası’ndan yetkililer randevu alarak bana geldiler. İslam Bankası ile İller Bankası birlikte çalışıyor. İslam Bankası, Türkiye’deki işlerini İller Bankası ile anlaşarak çözüyormuş. 'Yüzde 1.35 maliyet, yüzde 0.50’de İller Bankası komisyon alıyor. 1.85 maliyetle kredi veririz' dediler. İller Bankası’nın 150 milyon Euro aldığını, 40 milyonunu Antalya’ya verdiğini ve ellerinde 110 milyon Euro'nun hazır olduğunu söylediler. Hatta ben de Buca Metrosu için 350 – 400 milyon Euro’ya daha ihtiyacımız olduğunu bildirdim. ‘Onu da çözeriz’ dediler. Biz de hemen (Mart ayında) İller Bankası’na 110 milyon Euroluk kredi için yazı yazdık; ses yok. İller Bankası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı olduğundan Bakanımızı ziyaret ettim. Bu konuda destek olmasını istedim.  Bakanımız bu konuda artı ya da eksi bir şey söylemedi. Ben o tarihten itibaren Sayın Başbakanımızdan randevu bekliyorum. Görüşeceğim 5-6 konu var. Bu konuların içinde en önemlilerinden biri de bu. Krediyi yüzde 1.85 maliyetle alabilirsem alacağım;  alamazsam metroyu durduracak halim yok;  2.85 ten alacağım. Ancak 1.85 dururken Başbakandan randevu alamadım diye böyle bir şey olmaz.  Ciddi bir tasarruf söz konusu. Sonra tekrar Ankara’ya gittim, İller Bankası Genel Müdürü ile görüştüm. Beyefendi ‘biz bu 110 milyon Euro’yu kentsel dönüşümde kullanacağız;  onun için veremeyiz’ dedi.  Ben de teşekkür ettim;  çıktım.  Ertesi gün İslam Kalkınma Bankası’na gittim. Oradaki yetkililer de, ‘110 milyon Euro alt yapı yatırımlarına çıktı, kentsel dönüşümde kullanılamaz’ dedi. Ramazan ayında Binali Bey geldiğinde görüşemedim.  O zamandan bu zamana, ben bu konuları konuşmak için randevu talep ettim; bekliyorum.  15 dakika görüşeceğim, olmazsa 2.85’e  imza atacağım. Hamza Dağ İslam Bankası’ndan ‘büyükşehir kredi alamadı’ diyor. Siyaset yapıyoruz. Siyasette yüzde 3, yüzde 10 bazıları yüzde 50 abartı yapabilir.  Ama İslam Kalkınma Bankası kredisi ile ilgili şu anlattığımdan başka bir şey yok”.

BELEDİYE BAŞKAN TACİZE UĞRARSA OLMAZ

Belediye başkanlarının ilçe seçimlerine, kongrelere müdahale etmesi konusunda ise, “Yakın çalışmak isteyebilir ama ‘benim yakınım, akrabam şurada olsun’ demek doğru değil. Bu yanlıştır.  İlçe başkanı ile belediye başkanı neden konuşması? Belediye başkanının diğer siyasi aktörlerden farkı bütçe yönetmesi ve kadro yönetmesidir. Başkan bu bütçeyi milletvekilinin, ilçe başkanının, il başkanının insiyatifi ile yönetmez, yönetmemelidir. Belediyenin bir planı, programı vardır. O zaman siyasiler belediye başkanına yardımcı olmak zorundadır. Belediye başkanı akşama kadar tacize uğrarsa olmaz. Elindeki imkan belli, yapacakları ortada. Sonra ‘benim dediğimi yapmadı, yakınımı almadı’ der. Sadece iş ve istihdam meselesi ortalığı karıştırmaya yeter bile” dedi.

BELEDİYENİN ADINI KULLANARAK SİYASET YAPANIN İLİŞKİSİNİ KESERİM

Ben bırakın odaları, dernekleri ben partide de 13 yıldır büyükşehir başkanlığı yaptım. İki ya da üç defa çok zorda kaldığımda taraf oldum. Bugün mahalle seçimleri yapılıyor, taraf değilim. Büyükşehir belediyesi çalışanlarının da taraf olmasını istemiyorum. Gider üye olur, oy kullanır. Ancak belediyenin adını kullanarak vesaire zaten ilişkisini de kesiyorum. Bir yetkili makamdaki bir kişi büyükşehir belediyesini kullanarak, şunu yaparım bun yaparım diyerek bir şeyde bulunduğunda,. Burası siyaset makamı değil. Burası herkese hizmet makamıdır. Herkesin içinden başka şey geçer.

ODA SEÇİMLERİNE DE KESİNLİKLE MÜDAHİL OLMAM  

Oda seçimlerine de karışmam. Odada bir değişim isteniyorsa çalışma yapılır. Ona kurullar karar verecektir. Şu anda biz mahalle, ilçe ve il seçimleri olacak. Ben bilmiyorum kimin nerede ne yapacağını, kazanacağını. 180-200 meclis üyesi var. Onlar seçilmedi. Ticaret odasının meclis üyeleri seçilecek. Onlar da gidip yönetim kurulunu seçecek. Yani en fazla 200 kişi. 101 oy alan yönetim kurulu oluşacak. Bu yetişmeyecek bir şey yok. Yüz kişiyle iki yüz kişiyle bir günde görüşürsün, irtibat kurarsın, anlatırsın, mektup yazarsın. Ama ben kesinlikle müdahil olmam. Müdahil olmak isteyenler gruplaşır aday çıkartır. Herkese başarılar.

ÖRGÜTÜ YEREL GÜÇLER DİZAYN ETMELİDİR

Başkan Kocaoğlu parti içindeki yarış ve yerel seçim adaylığı ile ilgili de konuştu. Kocaoğlu, “2019’da aday olursam ve ölmez sağ kalırsam 2024’te de aday olacağım” dedi.

İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile tartıştığı dönemlerin hatırlatılması üzerine Kocaoğlu, “Mahalle seçimlerinde, ilçe seçimlerinde, ilde de müdahale etmem. Eğer çok zorda kalmazsak. Sözün özü fuar açılışı gibi, siyaset gibi konularda dikkat edilmesi gereken hususlar var. İzmir’den kontenjandan aday olabilirler herkes için geçerlidir. Ama örgütü yerel güçler dizayn etmelidir. Örgütte emek verenler olmalıdır. Kontenjandan gelebilirsiniz, yine olursunuz bir şey demiyorum ama örgüt yereldir. Bugün CHP, AKP ve MHP gibi partilerin örgütlerinde binlerce, on binlerce kişi var. Bunları cebinizde getiremeyeceğinize göre örgütte olanlara saygı duyacaksınız” diye konuştu.

Parti içindeki yarışta il başkanlığı konusunda ise, “İzmir’de siyasi olarak il başkanlığı dikenli koltuktur. Bunu siyaset bilen, örgütü tanıyan birisinin yapması gerekir. Kriter budur. Benim de dahilim olan bir mesele değildir” ifadelerini kullandı. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası