İzmir Körfez Geçişi Projesi'ne fizıbıl olmadığı, körfezi kirleteceği, sulak ve doğa alanlarına zarar vereceği gerekçeleriyle iptal davası açan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) temsilcileri, projenin körfezin temizliği ve canlı yaşamı için sirkülasyon kanalı açılması projesiyle de çeliştiğini öne sürdü. Karayolları Genel Müdürlüğü ise davacıların bu itirazlarına projenin sirkülasyona olumsuz etkisini giderecek ek önlemler alacakları yanıtı verdi.
İzmir'in Balçova, Çiğli, Narlıdere, Karşıyaka ilçeleri sınırları içerisinde yapılması planlanan İzmir Körfez Geçişi (Otoyol ve Raylı Sistem Dahil) projesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından olumlu karar verilen ÇED raporunun yürütmesinin durdurulaması ve iptali için TMMOB, EGEÇEP, Doğa Derneği ve 85 kişi dava açtı. Davacılar başta imar planlarında yer almadığı, fizıbıl olmadığı, körfezi kirleceği, sulak ve doğa alanlarına zarar vereceği gibi gerekçeleri ortaya koydu. Davayla ilgili konuşan EGEÇEP ve Doğa Derneği ile 85 kişinin açtığı davanın avukatı Arif Ali Cangı, Körfez'in rehabilitasyon projesi (sirkülasyon kanalı açılması) ile İzmir Körfez Geçişi Projesi arasında giderilemeyecek çelişkiler olduğunu söyledi. İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon projesinin ÇED onayının kısa süre önce verildiğini, projenin sorunlu yanları olsa da Körfez'i yaşatmayı amaçladığı için doğrudan karşı çıkılmadığını ve dava açılmadığını belirtan Cangı, 'İzmir'in Efes Olmaması' için hazırlanan projenin hayata geçirilmesi çalışmaları sürecinde Başbakan Binali Yıldırım'ın İzmir için 35 projesi arasında yeralan Körfez Geçişi Projesi'nin de ÇED raporunun onayladığına dikkat çekti.
BAKAN ASLAN'A SORDU
İzmir Körfez Geçişi'ne karşı açıkları davanın ardından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın, davalara yönelik "ÇED sürecinde tarafların düşüncelerini aldık. Bütün sorular soruldu, cevabı verildi. Mahkemeye götürmelerini anlamlı bulmuyorum" sözlerine dikkat çeken Cangı, "Bakan'ın sözünü anlayamadım. Bu taraflar ki? Kimin düşünceleri alınmı? Kimin soruları yanıtlanmı? Bilinen, projenin nihai ÇED raporu İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün web sitesinde 22 Mart 2017 tarihinde yayınlandı. Halkın görüş ve önerilerine açıldığı duyuruldu. Duyuru üzerine, şu anda davacı olan kurumlar ve yurttaşların da içinde yer aldığı çok sayıda kişi tarafından nihai ÇED raporuna karşı görüş, öneri ve itirazlar iletildi. Başvuru süresi hafta sonu tatili nedeniyle 3 Nisan'da doldu, 4 Nisan'da da ÇED olumlu kararı verildiği duyuruldu. Sayın Bakan'a sormak istiyorum, başvurular ne zaman incelendi, ne zaman kimin sorularına ve ne yanıtlar verildi" dedi.
"İKİ PROJE BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR"
Avukat Cangı, kendisinin 3 Nisan'daki ÇED'in olumsuz değerlendirmesi başvrusuna ÇED onayı sonrası 25 Nisan 2017 tarihini taşıyan Karayolları Genel Müdürlüğü Etüt, Proje ve Çevre Dairesi'nden çıkan bir yazının 8 Mayıs'ta ulaştığını söyledi. Yazıda, körfezin tamamanın tünelle geçilmesinin çok maliyetli olması nedeniyle bir kısmının köprü olarak projelendirildiği ve yapay ada yapmak zorunda kaldıklarının belirtildiğine dikkat çeken Cangı, ayrıca Körfez Geçiş Projesi'nin yapılması durumunda Körfez'e giren suyun debisinin azalacağını, sirkülasyon ve navigasyon kanalının etkisinin bir miktar düşeceğinin kabul edildiğini, bu olumsuz etkinin yapay adanın kuzeyinde bir alanın -4 metreye taramasıyla sorunun giderileceğinin kendisine bildirildiğini açıkladı. Cangı, "Açılan davalarda olayın teknik boyutu, Körfez'e, sulak alanlara, doğal sit alanlarına etkileri, planlama esasları ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararına uygun olup olmadığı tartışılacak ve bir sonuca varılacak. Rehabilitasyon projesi ile geçiş projesi birbiri ile çelişen projelerdir, aralarındaki çelişkinin giderilmesi olanaksızdır. Onun için Körfez ile ilgili herkesin sorması gereken soru şudur: Körfezi yaşatmak mı istiyoruz yoksa yol mu yapmak istiyoru? Bu soruya en başta İzmir'in yerel yönetimi ve yöneticileri yanıt vermelidir" diye konuştu.
YALÇIN: SİRKÜLASYONUN POZİTİF ETKİSİ NERDEYSE YOK OLACAK
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu dönem sözcüsü Melih Yalçın ise İzmir Körfez Geçişi projesinde yer alan 880 metre uzunluğundaki adanın yapılması durumunda İç Körfez ile Dış Körfez arasında su sirkülasyonuna olumsuz etkisi olacağının projenin ÇED raporunda da yer aldığını söyledi. Bu durumun İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yıllardır üzerinde çalıştığı, hem İzmir Limanı'nın geliştirilmesi hem de "Yüzülebilir Körfez" hedefiyle hazırlanan İzmir Körfezi'nin su kalitesinin iyileştirilmesi için açılması planlanan "Sirkülasyon Kanalı ve Navigasyon Kanalı Projesiyle" çeliştiğini belirten Yalçın, "İç Körfez'in yenilenme süresini kısaltıcı etkisi olan navigasyon ve sirkülasyon kanallarından sonra yerleştirilecek olan İzmir Körfez Geçişi adası bu pozitif etkiyi neredeyse yok edecek. ÇED raporunda, yapılacak bazı değişikliklerle adanın etkisinin minimize edilebileceği senaryoların çalışıldığı ve en optimum çözümün bulunduğu belirtilmiştir" dedi.
EK TARAMA MALİYET GETİRİR; DENİZ KABUKLULARININ BULUNDUĞU BÖLGE ORTADAN KALKACAK
ÇED raporunda; İzmir Körfezi'nde inşa edilecek olan adanın iç körfez ile dış körfez arasındaki su değişimini engellemesini minimize edecek çözümlerden birisinin, adanın kuzeyindeki bir alanın -4 metreye kadar taranması önerisi olduğunu belirten Yalçın, "Ek olarak taranacak miktar yaklaşık 17 milyon metreküptür. Bu, 17 milyon metreküp tarama maliyetinin yanı sıra ve tarama malzemesinin dökülmesi için de ek maliyet demektir. Çıkarılan malzeme ile doğal yaşam adası yapılacaksa ayrıca maliyet getirecektir. Doğal yaşam adası ile ilgili proje öncesi ve ÇED çalışması sırasında yapılması gerekli (oşinografik, hidrografik, flora fauna vb) çalışmalar henüz yapılmamıştır. Ek taramanın yapılması durumunda Karşıyaka, Bostanlı bölgesindeki deniz kabuklularının bulunduğu bölge tamamen ortadan kalkacaktır" diye konuştu.
KARAYOLLARI "EK İMALATLARLA SİRKÜLASYON OLUMSUZ ETKİLENMEYECEK"
Karayolları Genel Müdürlüğü Etüt, Proje ve Çevre Dairesi'nin Avukat Cangı'ya gönderdiği bilgilendirme yazısında ise Körfez Geçiş Projesi'nin sirkülasyon ve navigasyon projelerine olumsuz etkisini gideren ek imalatlarla bilgi verildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitisü tarafından, 'İzmir Körfez Geçişi kapsamında yapılacak olan adanın körfez akıntı sistemine olan etksinin modellenmesi' raporu hazırlatıldığını belirten Karayolları Genel Müdürlüğü, raporda Körfez'e giren ve çıkan su deseni, miktarı ve hızları, mevcut durum, İZSU ve TCDD Genel Müdürlükleri tarafından yapımı planlanan sirkülasyon ve navigasyon kanallarının gerçekleşmesi durumu ve her ikisinin üzerine İzmir Körfezi Geçiş Projesinin gerçekleştirilmesi durumunun değerlendirildiği bildirildi. Bu amaçla proje kapsamında alınması gereken önlem ve ek imalatlar belirlendiğini ve projeye dahil edildiğini belirten Karayollar'nın yazısında, "İzmir Körfez Geçişi kapsamında yapılacak imalatların tamamlanması sonrasında projenin Körfez'in sirkülasyonuna olumsuz etkisi bulunmamaktadır" denildi.
KARAYOLLARI: "GEÇİŞ PROJESİYLE SİRKÜLASYON YÜZDE 40 İYİLEŞECEK"
Karayolları Genel Müdürlüğü, mevcut durumda körfez geçişi projesi gerçekleştirildiğinde Körfez'e giren suları fazla değiştirmeyeceğini, sirkülasyona herhangi bir etkisi olmayacağını belirtti. Bunun nedenin ise Körfez'e giren suların halihazırda İç Körfez ile Orta Körfez arasındaki eşik nedeniyle zaten sınırlı, hızlarının çok düşük olması olarak açıklandı. Yazıda "İZSU ve TCDD tarafından yapımı planlanan sirkülasyon ve navigasyon kanallarının gerçekleşmesi durumunda içeriye giren su debisi artacak, sirkülasyon hızlanacaktır. Sirkülasyon ve navigasyon kanallarının yapımının gerçekleştirilmesi sonrasında Körfez Geçişi Projesi'nin yapılacak olması durumunda, Körfez'e giren sular azalacak ve kanalların pozitif etkisini bir miktar düşürecektir. İzmir Körfezi Geçiş Projesi kapsamında adanın kuzeyinde yeralan bir alanın - 4 metreye taranması durumunda projenin sirkülasyon ve navigasyon kanallarının pozitif etkisini azaltan etkisini tamamen ortadan kaldıracak, giren su debisi ve sirkülasyon artacaktır. Bu bağlamda İzmir Körfezi Geçiş Projesi tamamlandığında İzmir Körfezi'ndeki su sirkülasyonu bugünkü duruma göre yüzde 40 ve üzerinde bir oranda iyileştirilmiş olacağı, bununla birlikte deniz suyunun temizlenmesine olumlu etki sağlayacağı görülmektedir" bilgisi yer aldı. (DHA)