TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Dünya bir yıldan uzun bir süredir Türkiye ise yaklaşık 11 aydır koronavirüs salgınıyla mücadele ediyor. Tüm dünyanın ilk kez karşılaştığı koronavirüse ve tedavisine ilişkin çalışma ve araştırmalar hız kesmeden devam ediyor.
Bazı aşı firmalarının aşı çalışmalarında FAZ3 çalışmalarını da tamamlamaları salgın konusunda insanlara umut ışığı oldu. Ancak koronavirüse karşı aşı çalışmalarında uzun bir yol katedilirken salgına karşı uygulanan ilaç tedavisi ile ilgili başarısı kanıtlanan bir ilaç geliştirilemedi. Salgına karşı kullanılan mevcut ilaçlarla ilgil ise birçok spekülasyon ortaya atılıyor.
Tedavide kullanılan bazı ilaçların işlevsiz olduğu söylenirken bazılarının ise yüksek yan etkileriyle hastaların bünyelerinde daha fazla zarara yol açtığı söyleniyor. Tedavilere ilişkin ortaya atılan iddialar kamuoyunda da karışıklara yol açıyor.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Zeynep Altın, dünya üzerinde etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olmadığını belirtti ve hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulandığını söyledi.
Koronavirüsün ilk kez karşılaşılan bir virüs türü olduğunu ve dünyanın bu virüse yabancı olduğunu belirten Dr. Altın, “Etkinliği tam olarak kanıtlanmış bir tedavi dünyada henüz yok zaten. Ama etkili olabileceği varsayılan tedaviler var ve değişik tedavi protokolleri uygulanıyor. Virüs ortaya çıktığından beri birçok çalışma yapıldı ve hala yapılıyor. Her ülkenin uyguladığı ayrı tedavi protokolleri var. Türkiye’nin de kendisine göre pandeminin ilk günlerinden bugüne kadar zaman aralıklarıyla bazen ufak değişikliklerin yapıldığı bir tedavi protokolü var” dedi.
“HİDROKSİKLOROKİN İLE İLGİLİ BAZI SPEKÜLASYONLAR VAR”
Enfeksiyonun hastanın bünyesindeki ilerleme durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulandığını söyleyen Dr. Altın, “Tedavi protokolünde ‘Yanlıştır’, ‘Kullanılamaz’, ‘Kesinlikle kullanılması doğru değildir’ denilebilecek bir tedavi yok. Sprekülasyonlar daha çok şu anda kullandığımız Hidroksiklorokin ve Sovipivavir tedavisi ile ilgili. Hidroksiklorokin, enfeksiyon başladıktan sonra enfeksiyonun öldürücülüğünü arttığı sitokin fırtınasının gelişmemesi için uygulanıyor. Bir nevi daha kötü olumsuz etkilerin önünü kesmek için veriliyor. Sovipivavir, daha çok akciğer tutulumunu engellemek için veriliyor. Yaklaşık 4 aydır da steroit tedavisi kullanıyoruz. Bu tedavi hemen hemen her ülkede kullanılıyor. Bu da enfeksiyonun en başında hastanın ilerleyici nefes darlığı, yaşamını zora sokacak bir semptom yoksa vermiyoruz. Hastaneye yatan bütün hastalarda ve nefes darlığı olan hastalarda kullanıyoruz. Hidroksiklorokin ile ilgili sosyal medyada bazı spekülasyonlar var. Ama bu ilaç yeni kullandığımız ya da ilk defa karşılaştığımız bir ilaç değil. Daha evvelden sıtma gibi bazı farklı hastalıkların tedavilerin de zaten kullanılıyordu. Yani bizim bu ilaçla ilgili birikmiş bir deneyimimiz var. Bu ilacın kalple ilgili bazı yan etkileri var ama o da kabul edilemeyecek düzeylerde değil. Yani tedaviyle ilgili açıkçası ‘Kesinlikle yanlıştır’, ‘Şunun uygulanması kesinlikle doğru değildir’ denilebilecek bir tedavi yok” diye konuştu.
“İLAÇLAR SINIRLI SAYIDA”
Bazı ilaçlara ulaşmakta güçlük çekildiğini ve ilaçların sınırlı sayıda olduğunu ifade eden Dr. Altın, “Bunların yanında Remdesivir ilacı üzerinden yürütülen bazı tartışmalar var. Bu ilaç bazı hastalarda Sağlık Müdürlüğü’nden talep edilerek kullanılabiliyor. Bütün dünyada etkinliği tam olarak kanıtlanmış bir ilaç olmadığı gibi bu ilacın da yok. Remdesivire ulaşmamız zaten çok kolay değil. Bütün dünyada ilaçlar sınırlı sayıda. Bu ilaçlar eczanelerde satılmıyor. Filyasyon ekipleri tarafından hasta kişilerin eline kullanacağı doz kadar sayıyla veriliyor. Yani ilaçlara hasta ve hastanın semptomu bazlı ulaşabiliyoruz ilaçlara” dedi.
Dr. Altın son olarak şunları söyledi; “Kısacası bu konu spekülasyona çok açık bir konu. Yeni çıkan bir virüs. O yüzden Türk Tabipler Birliği’nin de herhangi bir tedavi için yanlıştır ya da doğrudur diye kesin bir söylemi olmadı. Çünkü yeni karşılaştığımız bir virüs ve bizim bunu söyleyecek yeterli veriye sahip değiliz.”