Manisa Salihli’ye bağlı Hacıbektaşlı köyünde kurulmak istenen jeotermal enerji santralına (JES) karşı mücadele başlatan köylülerin direniş çadırı, dün sabaha karşı jandarma müdahalesiyle söküldü. Köylüler ne olursa olsun direnişe devam etme kararı aldı.
Bölgeyi dört bir yandan saran JES’lere kimi köylüler “Kanser Santralı” adını vermişler. Gülgün Yalvaç, “JES Gediz Ovası’nı öldürecek. Zengin daha zengin olurken sağlıklı bedenler ölüme bir adım daha yaklaşıyor” diyor.
ÖFKELİ GÖZLER
Çadırların sökülmesinin ardından Salihli Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen toplantıya katılmak üzere kent merkezine geçtiğimizde de öfkeli gözlerle bakan köylülerle karşılaşıyoruz. Kentin tanınan aktivistlerinden Hakkı Uysal’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıya CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve Manisa milletvekilleri Bekir Başevirgen ile Vehbi Bakırlıoğlu da katıldı. Söz alan Firdevs Erdem, jandarma baskını hakkında bilgilendirme yaptı.
3 kadın ve 13 gencin çadırda süren bekleyişine 200’den fazla askerin saldırmasına anlam veremediklerini vurgulayarak “Jandarma çadıra girdiğinde telefonlarımızı kapattırdı. Cemevinin getirdiği tencereleri bile yerlere attılar” diyerek tepkisini yansıtıyor.
Hakkı Uysal da Salihli’nin tam anlamıyla kuşatıldığını söylüyor. Ağlayarak yaptığı konuşmada, en çok ağrına giden davranışın ise 20 yaşındaki bir kadın köyde konuşma yaparken bürokratların “Sen sus, sen konuşma” demesi olduğunu söylüyor.
YİYECEK VE SU...
Gediz Havzası’nda faaliyet gösteren JES’ler hakkında sunum yapan Dr. Teoman Cüneyt Karataş, “JES’ler tek başına zararlı olmayabilir. Fakat işin içine kâr hırsı girdiğinde her şey değişiyor. Buna karşı çıktığımızda da bizi suçlu gösteriyorlar. Hem tarım arazilerinize sahip çıkın diyorlar, hem de sahip çıkanı tehdit ediyorlar” diyor ve ekliyor:
“Elektrik için tarımı ve suyu tehlikeye atıyorlar. Biz insanız, elektrikle değil yiyecek ve suyla çalışıyoruz.” (Cumhuriyet)