









İran ile Almanya, Fransa ve İngiltere arasındaki üst düzey katılımlı toplantı İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleşti.
İran, Almanya, Fransa ve İngiltere dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıda, İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan çatışmalar ve İran'ın nükleer programının ele alınması öngörülüyordu. Cenevre’de bir otelde başlayan toplantıya İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile beraberindeki heyetler katıldı.
KRİTİK ZİRVE SONA ERDİ
Cenevre'de İran ile Fransa, İngiltere ve Almanya (E3) dışişleri bakanları ve AB Yüksek Temsilcisi arasındaki toplantının ardından Avrupalı temsilciler ortak basın toplantısı düzenledi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Orta Doğu'da gerilimin azalması ve İran'ın nükleer programı dahil güvenlik sorunu teşkil eden sorunların çözümü için Cenevre'de bir araya geldiklerini söyledi.
"İran'ın nükleer meselesine kesin bir askeri çözüm olmadığına inandığımız için İran Dışişleri Bakanı ile bir görüşme başlatmak istedik. Askeri operasyonlar bu sorunu erteleyebilir ancak ortadan kaldıramaz." diyen Barrot, bu meselenin yalnızca müzakere yoluyla çözülebileceğini ifade etti.
Barrot, Cenevre'deki görüşmeyi kast ederek, "Bu diplomatik girişimin, müzakerelerin yolunu açması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
İran'ın nükleer programının "askeri amaçlı" olduğunu savunan Barrot, bunun İsrail dahil bölgedeki ülkelerin yanı sıra Avrupalı ülkeler için "varoluşsal tehdit" oluşturduğu değerlendirmesinde bulundu.
İran'ın "terör gruplarına", dronlar aracılığıyla Rusya'ya desteğinin ve Avrupalı vatandaşların keyfi olarak tutulmasının kendileri için sorun teşkil ettiğini dile getiren Barrot, "İran Dışişleri Bakanı, nükleer programı ve genel olarak tüm konularla ilgili konuşmaya devam etmeye hazır olduğunu belirtti." dedi.
Barrot, Tahran hükümetinden, İsrail'in İran'a saldırısıyla başlayan çatışma durumunun müzakere edilerek çözülmesi için ABD'yle de konuşmaya açık olmasını beklediklerini kaydetti.
"İRAN'I DA ABD İLE GÖRÜŞMELERE DEVAM ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, görüşmelerde İran’ın nükleer silaha sahip olamayacağı konusunda net bir tutum sergilediklerini söyledi.
İran'la görüşme ve müzakereleri sürdürme konusunda istekli olduklarını bildiren Lammy, "İran'ı da ABD ile görüşmelere devam etmeye çağırıyoruz. Bu tehlikeli bir an ve bu çatışmanın bölgesel bir tırmanışa yol açmaması son derece önemli. Bu sadece hepimiz için değil, aynı zamanda yaşam maliyeti konusunda endişe duyan vatandaşlarımız için de ciddi sonuçlar doğurabilir." ifadelerini kullandı.
"GÖRÜŞMELERİ SÜRDÜRME KONUSUNDA MUTABIK KALDIK"
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, bugün İran temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde bölgesel gerilimin kimseye fayda sağlamadığı konusunda hemfikir olduklarını belirterek, "Nükleer konuların yanı sıra daha geniş kapsamlı konuları da görüşmek ve görüşmeleri sürdürme konusunda mutabık kaldık." dedi.
ALMANYA'DAN ABD VURGUSU
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul da yaptığı açıklamada, İran tarafıyla ciddi görüşmeler gerçekleştirdiklerinden dolayı memnuniyetini dile getirdi.
Tüm bölgenin olağanüstü kritik bir durumda bulunduğunu ifade eden Wadephul, herkesin tansiyonun artmasını önlemek ve müzakerelerde ilerleme kaydetmek için ortak çaba sarf ettiğini söyledi.
Wadephul, "Bugünkü iyi sonuç, İran tarafının prensipte tüm önemli konuları konuşmaya devam etmeye hazır olduğu izlenimiyle odadan ayrılmamızdır. Biz Avrupalılar için buna dahil olmamız önemli ancak her şeyden önce ABD’nin bu müzakerelere ve bir çözüme dahil olması çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.
İran’ın nükleer programına büyük endişeyle baktıklarını aktaran Wadephul, Almanya için, özel olarak yükümlü oldukları İsrail devletinin güvenlik çıkarlarının korunmasının büyük önem taşıdığını ve bunu diğer görüşmelerde de önceleyeceklerini kaydetti.
İRAN'DAN DİKKAT ÇEKEN MESAJ
Basına kısa bir açıklama yapan İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise E3 ülkeleri ve Avrupa Birliği'nin İsrail'in ülkesine yönelik "çirkin" saldırılarını kınamamasından derin endişe duyduğunu belirtti.
"İran, saldırganlık sona erdiğinde ve saldırgan işlediği suçlardan dolayı hesap verdiğinde, diplomasiyi yeniden değerlendirmeye hazır." diyen Erakçi, bu bağlamda, "İran'ın savunma yeteneklerinin pazarlık konusu olmadığını çok açık bir şekilde belirttiğini" ifade etti.
Erakçi, "E3 ve AB ile görüşmelerin sürdürülmesini destekliyor ve yakın gelecekte yeniden bir araya gelmeye hazır olduğumuzu belirtiyoruz." dedi.
'İSRAİL’E KARŞI DÜNYA HAREKETE GEÇMELİ'
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Avrupalı ülkeler ile gerçekleşen kritik toplantının ardında Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde devam eden BM İnsan Hakları Konseyi’nin 59’uncu oturumunda konuştu.
Yaklaşık 100 milyon nüfusa sahip ve köklü medeniyetlerden biri olan İran’ın, Filistin’de korkunç bir soykırım gerçekleştiren İsrail tarafından haksız ve acımasız bir saldırıya maruz kaldığını ifade eden Erakçi, “İnsan Hakları Konseyi’nin her bir üyesi ve gözlemci devletin bu adaletsizliğe karşı durması ve ahlaki sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurgulamak isterim” dedi.
Erakçi, “İsrail, BM Şartı ve bu Konsey’in savunduğu tüm ilke ve kurallara aykırı olarak İran’a sebepsiz bir saldırı başlattı. Bu, 13 Haziran Cuma gününden itibaren halkıma karşı sürdürülen haksız bir savaştır. İsrail, askeri personel, akademisyenler ve sivillere karşı hukuka aykırı ve suç teşkil eden bir dizi operasyon düzenliyor” ifadelerini kullandı. İsrail’in hastanelere, ulaşım altyapısına ve yerleşim alanlarına yönelik saldırıları nedeniyle yüzlerce vatandaşını kaybettiğini belirten Erakçi, “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) tam denetimi altındaki barışçıl nükleer tesislerimiz de hedef alındı. Oysa bu tür tesislere saldırmak uluslararası hukukta kesinlikle yasaktır. İsrail’in nükleer tesislere yönelik saldırıları, radyolojik sızıntı riski nedeniyle çevresel ve sağlık açısından ciddi tehditler oluşturmakta olup ağır savaş suçları kapsamına girmektedir” dedi.
Erakçi, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının asla meşrulaştırılamayacağını vurgulayarak, bunu desteklemenin bir suça ortaklık anlamına geldiğini belirtti. İran’ın kendini savunma hakkını kullandığını ifade eden Erakçi, “Toprak bütünlüğümüzü, ulusal egemenliğimizi ve güvenliğimizi tüm gücümüzle koruma hakkımız ve görevimizdir; bu konuda kararlıyız. Bu, BM Şartı’nın 51’inci maddesinde açıkça tanınan doğal bir haktır” açıklamasında bulundu.
Erakçi, İsrail’in savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediğini, 1949 Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini vurgulayarak, “Son 80 yılda insan haklarını ve onurunu korumak için oluşturduğumuz bu değerli sistem ve mekanizmalar eğer bir işe yarayacaksa, şimdi yaramalıdır. Harekete geçmeliyiz, aksi takdirde BM temelli uluslararası hukuk sistemi ciddi şekilde zarar görecektir” dedi. Devam eden diplomatik bir süreç sırasında saldırıya uğradıklarını belirten Erakçi, bunu diplomasiye ihanet ve uluslararası hukuk ile BM sisteminin temellerine yönelik eşi görülmemiş bir darbe olarak nitelendirdi.
İsrail’e karşı harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Erakçi, “Bu, insanlık medeniyeti için tarihi bir andır. Medeni bir ulus haksız bir saldırganlık savaşına maruz kaldığında, dünya, her devlet, her BM mekanizması ve organı; saldırganı durdurmak, cezasızlığı sona erdirmek ve suçluları sorumlu tutmak için derhal alarma geçmeli ve harekete geçmelidir. Bu, hayatını diyaloğa ve diplomasiye adamış birinin çağrısıdır” ifadelerini kullandı.