İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturması kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasıyla açılan davada, 13'ü tutuklu 90 sanığın yargılanmasına devam edildi.
2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Esasa ilişkin savunmaların alınmaya başlandığı duruşmada, tutuksuz sanık eski İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanı Sadık Altınkaynak, olayla bir alakasının olmadığını savunarak "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasına ilişkin ise dosyaya somut bir delilin olmadığını ifade etti.
Altınkaynak, teftiş kurulu başkanlığı yaptığı sırada, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısını dahi tanımadığını, irtibatının olmadığını iddia ederek İzmir'deki askeri casusluk soruşturmasına ilişkin yazılan bir araştırma raporundan müfettişlerin sorumlu olmadığı yerde kendisinin sorumlu tutulmasının şaşkınlığını yaşadığını anlattı.
"Asıl kumpasa uğrayan ve mağdur olan ben oldum. Asıl tasfiye edilen ben oldum. Yerime getirilen isim örgütle bağlantılıydı." beyanında bulunan Altınkaynak, suçsuz olduğunu savunarak beraatini istedi.
Altınkaynak'ın avukatı Mevlüt Evren, yaklaşık 40 yıl devletine hizmet eden ve vatan sevdalısı olan müvekkilinin aleyhine tanık ifadesini olmadığını dile getirerek, FETÖ mensubu olduğuna ilişkin suçlamaları reddettiğini söyledi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu'nun müvekkili hakkında verdiği ifadenin mahkemece dikkate alınması gerektiğini aktaran Evren, Altınkaynak'ın "Suçsuzluğu sabit olduğu"ndan beraat etmesi gerektiğini savundu.
Tutuksuz sanık eski Hatay Vali Yardımcısı Mustafa Uysal, soruşturma aşamasında hazırlattığı raporla, FETÖ'nün kurduğu kumpası ortaya çıkarttığını öne sürerek, "FETÖ ile mücadele eden birinin, 'FETÖ'ye yardım ediyor' denilmesi acı bir durumdur. Beraatimi istiyorum." dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.
Öğleden sonraki oturumda esasa ilişkin savunma yapan tutuksuz sanık A.Y, soruşturma aşamasında idari büroda polis memuru olarak yazışmaları yapmakla görevli olduğunu, FETÖ ile mensubiyetini ortaya koyacak herhangi bir somut delilin ortaya çıkmadığını ileri sürdü.
Suçsuz olduğunu ifade eden A.Y, beraat talebinde bulundu.
Tanık olarak ifade veren polis memuru V.Ö. de olay tarihinde İzmir Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçlarla Mücadele Şubesinde çalıştığını ancak askeri casusluk soruşturmasında görevli olmadığını belirtti.
Soruşturma sırasında ele geçirilen materyallerde imaj alma konusunda kendisinden de yardım talep edildiğini dile getiren V.Ö, "Daha sonra yeterliliğim olduğu halde operasyonda ele geçirilen dosyaları başka ilden getirilen bilişim personeline incelettiler." dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.
Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ilk başta 25 şüpheli tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
Dava dosyasındaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle önce 83'e, birleşen başka dosya nedeniyle de 91'e yükselmişti.
Halen 13 kişinin tutuklu yargılandığı davada, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı da 90'a düşmüştü. (AA)