Açıklamasında “Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlarmış. İşte; İzmirlilerin durumu, bu cümleyle izah edilecek noktaya gelmiştir. Çünkü bu şehrin insanlarına hizmet etme makamını işgal eden Tunç Soyer; muvazenesini tamamen yitirmiş, zembereğinden boşanmıştır” ifadelerini kullanan Osmanağaoğlu; "Tunç Soyer adı; rüşvet, usulsüzlük, adam kayırma, torpil gibi hadiselerle gündeme gelmektedir.” dedi.
OSMANAĞAOĞLU'NDAN MİTİNG ELEŞTİRİSİ
Tunç Soyer’in geçtiğimiz hafta sonu Emek ve Demokrasi Güçlerinin İzmir’de gerçekleştirdiği mitinge katılmasını da eleştiren Osmanağaoğlu “İzmir gitgide çamur deryasına dönmekte, şehrin en mutena muhitlerinde pislikten geçilmemektedir. Fakat Tunç Soyer’in sebep olduğu öyle facialar vardır ki tüm bu kirliliği bile gölgede bırakmakta ve bütün çöplüklerden daha pis kokmaktadır. Bunların en yakın tarihli olanı ise Tunç Soyer’in HDP mitingine iştirakidir. Bu mitingte; HDP Eş Genel Başkanı “Tecrit kalksın” diyerek terörist başının hapishane şartlarına iyileştirme gelmesini talep etmiştir. Mitingin bir başka assolisti olan Tunç Soyer ise 'Omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. Sonuna kadar beraberiz” demiştir. Kurtarılması bir ülkü olan, Atatürk’ün şehri İzmir’de; Atatürk’ün partisini işgal edenlerin temsilcisi Tunç Soyer, PKK’nın siyasi uzantısıyla omuz omuza durmuştur.” İfadelerini kullandı.
"SOYER TARZI BELEDİYECİLİK; AMBALAJ VE İMAJ BELEDİYECİLİĞİDİR"
MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun açıklamasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
“İzmirliler Tunç Soyer tarzı çözüm önerilerinin içeriğini vakıftır. Bu yüzden hiçbir hemşerimiz umutlanamamıştır. Zaten umut, 2019 yerel seçimlerinden bu yana, güzel İzmir’e uğramaz olmuştur. Çünkü bu şehirde artık umut değil, Tunç Soyer vardır. Körfezin kirliliğine karşı, Tunç Bey’in önerisi; Körfez’i kirletmemek ve meseleyi doğal dengeye bırakmaktır. İzmirlinin hayatını zehir eden trafiğin çözümü; araba sayısını azaltmaktır. İzmir sokaklarında Çav Bella söyleyerek dolaşmak varken, Gastroshow isimli organizasyonda Ekrem İmamoğlu’yla karşılıklı göbek atmak varken; İzmirlilere vakit ayıracak olması, gerçekten sevindirici bir gelişmedir.
Devrimci maskesi altında, burjuva yaşam tarzını sürdüren Tunç Soyer’e göre; sınıf dayanışması gereği, kendi arkadaşlarını üst düzey görevlere getirmek ve onlara çifte maaş bağlamak da olağandır. Tunç Soyer’in istihdam politikasına göre; ya kendisinin yakın arkadaşı olmak yahut da uygun bir terör örgütünden referans getirmek lazımdır. Çünkü İzmir Valiliği’nin devlet güvenliği açısından sakıncalı bulup iş akitlerini feshettiği belediye çalışanları; yeniden işe alınmaktadır. Soyer; İzmirliye verdiği hiçbir sözü yerine getirmese de seçimde işbirliği yaptığı marjinal gruplara verdiği bütün vaatlerin takipçisidir. İstihdam edilmemiş tek bir terörist kalmayıncaya dek uğraşmaya kararlıdır. Tunç Soyer için öncelik kabiliyet ve liyakat değildir. Örgüt mensubiyetidir. Burada bahse konu örgüt de CHP’nin yasal örgütlenmeleri değil, terör şebekeleridir. Mesela sanat camiasının eğitim ve tecrübe açısından yetersiz bulduğu MLKP militanı Orçun Masatçı; bir dönem, aynı şehir tiyatrolarının koordinatörü olarak belirlenmiştir.
Kurtarılması bir ülkü olan, Atatürk’ün şehri İzmir’de; Atatürk’ün partisini işgal edenlerin temsilcisi Tunç Soyer, PKK’nın siyasi uzantısıyla omuz omuza durmuştur.
Yunan işgalinden sonra, bu şehrin başına gelen en kötü şey; Tunç Soyer’in bizatihi kendisidir. Zaten kendisinin İzmir’i işgal eden müstevlilerle kan bağı olmasa da zihinsel akrabalıkları vardır. İzmir’e yeni bayraklar hazırlamakta; bu şehrin iskelelerine, Yunan kralı Agamemnon ismini; şanlı al sancağın dalgalandığı Kadifekale için Pagos adını uygun görmektedir.
Hâlbuki yüreği gerçekten Atatürk için atanlar; İzmir’i al sancaktan ayrı görmemek için, yeni bir milli mücadele verebileceğimizin farkındadır. Kalbi Atatürk’ün hatırasıyla çarpanlar; Anadolu’ya saldıran Agamemnon’un ismini yaşatma vazifesinin İzmir Belediye Başkanı’na ait olmadığını bilmektedir.
Agamemnon’un ismini yaşatmak isteyenler; bundan bir asır önce Çanakkale’ye saldıran İngiliz kuvvetleridir. İşgal gemilerinden birisine Agamemnon adını vererek, Anadolu’ya hücum eden bir başka müstevlinin anısına saygılarını sunmuşlardır. Atatürk’ü unutmayanlar; Çanakkale’yi işgale gelenlerin değil, can pahasına Çanakkale’yi geçilmez kılan Mehmetçiklerin yanındadır.
Tunç Soyer; 100 yıl geç doğduğu için, işgalci bir İngiliz komutanı olma fırsatını kaybetmiştir. Bu yüzden de önündeki tek seçenek Yunan vatandaşlığına geçmek ve Atina’dan belediye başkanı seçilmektir. Öylesi bir durumda istediği iskeleye Agamemnon’un adını verebilecektir. Fakat bunu Hasan Tahsin’in, Zübeyde Hanım’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’inde yapmasına asla izin verilmeyecektir. Aksi takdirde İzmir’i Symrna yapma hayali kuranların yüzünde patlayan tokat; Tunç Soyer’in de hayallerini kâbusa çevirecektir.
İzmir’in her karışında, İstiklal Harbi şehitlerinin kan hakkı, Milli Mücadele kahramanlarının emek hakkı vardır. İzmir’e bu rezaletleri yaşatan Tunç Soyer; altına girdiği vebalin ağırlığıyla ezilecek ve imza attığı rezaletin hesabını bu şehrin insanlarına elbette verecektir.”