Ege Postası
Geri

Madra Barajı'nda vahim tablo: Köy muhtarından çarpıcı iddialar!

Çamavlu Köyü Muhtarı Mustafa Kocataş, İzmir ile Balıkesir sınırlarında bulunan Madra Barajı’yla ilgili çarpıcı iddialar öne sürdü. Kocataş, maden şirketlerinin ÇED raporları için çevre köylere 60 kamyon yem dağıttığı iddialarını, yine çevredeki belediyelere sponsor olunduğunu, ayrıca geçtiğimiz yıl Çobanlar köyü karşısında bulunan ormanlık alandaki yangının ÇED raporuna ret cevabı geldiği için ise bilinçli olarak maden şirketleri tarafından çıkarıldığı iddiaları olduğunu ifade etti.
Madra Barajı'nda vahim tablo: Köy muhtarından çarpıcı iddialar!
Haberler / Ege
30 Temmuz 2025 Çarşamba 11:54
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- İzmir ile Balıkesir sınırlarında bulunan ve sulama ile içme suyu amacıyla inşa edilmiş Madra Barajı’nda skandala imza atıldı.

Bölgenin hem tarımsal su ihtiyacını hem de içme suyunu sağlayan Madra Barajı’ndaki su seviyesindeki azalma bölge halkının dikkatini çekti.

Bunun üzerine su seviyesindeki azalmayı araştıran vatandaşlar, köy muhtarları ve Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP), maden şirketinin barajın doğal su kaynağını sondajladığını ifade etti.

“ŞİRKET ÇED RAPORU İÇİN ÇEVRE KÖYLERE KAMYON KAMYON YEM DAĞITTI”

Çamavlu Köyü Muhtarı Mustafa Kocataş, “Madra Dağı’nı bir apartman gibi düşünün. Doğusu dağ batısı maden… Arka tarafta sondajlar yapıldı. Sondajlardan sonra sular her yıl yüzde 10 azaldı. Bu kışa da yansıyor. Madenin bulunduğu nokta İzmir ve Balıkesir il sınırında. Maden Balıkesir’de ama en yakın yerleşim yerine 15-20 kilometre uzaklıkta ama benim köyüme 9 kilometre mesafede. İzmir olarak biz buraya herhangi bir müdahalede de bulunamıyoruz. ÇED raporunda veya herhangi bir durumda… Şirket ÇED Raporunu alırken Balıkesir’deki civar köylere, hayvancılıkla uğraşanlara bedava kamyon kamyon yem dağıttı. 60 kamyondan bahsediyorlar. ÇED raporu için yem dağıtımından tutun işçi çalıştırmaya kadar her şeyi yapıyor. Ama bunun zararın İzmir görüyor, Madra Barajı görüyor. İşin ilginç tarafı da madenin belediye başkanlarının atanması konusunda bütün belediyelere ‘sponsor’ olduğu söyleniyor. Hiçbir belediyeden bir basın açıklaması göremezsiniz. Marda dağının 100-200 metre yeraltına su damarları var. Şirketler su damarlarını sondajlıyor. Betonla damarın geçişini engelliyor. O damar zamanla kuruyor. Biriken suyu pompalarla yeryüzüne aktarıyor. O su boşa akıyor. Maden sularını ayrıştırmada ise resmi olarak attığı sondajlar var” dedi.

KÖY MUHTARINDAN ÇARPICI İDDİALAR!

Köylülerin yapılan yardımlar nedeniyle seslerini çıkarmadıklarını belirten Kocataş, “Ev hanımlarına Bağ-kur sigortası bağlandığı bile söyleniyor. Böyle bir iddia da var. Geçen yıl çıkan orman yangınlarıyla ilgili o kadar vahim iddialar var ki. Maden şirketinin geçen yıl Çobanlar köyünün 400 dekarlık bir alanında ÇED raporu aldığını duyduk. Aynı zamanda da köyün karşısında da ormanlık bölge vardı. Oraya da başvuru yaptıklarını duyduk. Burada, orman için bakanlığın ret verdiği söylendi. Köylülerin çektiği bir video var elimde. O ret verilen ormanda aynı anda üç tane yangın başlıyor. Orman müdürümüz de o yangında şoförünün yaptığı kazayla şehit düştü” ifadelerini kullandı.

TÜMAD MADEN ŞİRKETİ YILDA 800 BİN TON YERALTI SULARINI TÜKETİYOR!

Ege Çevre ve Kültür Platformu Bergama sorumlusu Erol Engel, “Madra Barajı zaten geçen yıl da kurudu bu yıl da pek suyu yok. Burada Madra’nın sularını hızla tüketen iki tane altın madeni var. Bunlardan ilki hemen bizim Kozak Yaylası’yla sınır olan Balıkesir İvrindi ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nurol Holding’e bağlı Tümad Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş geçtiğimiz günlerde kapasite artırımına gitti. Şu an Burhaniye’nin yıllık tükettiği su 200 bin ton. Bu maden ise yeraltı sularını yılda 800 küsur bin ton tüketiyor. Mayıs ayındaki kapasite artırımıyla ilgili yaptıkları ÇED halkı bilgilendirme toplantısında öğrendik ki Madra Barajı’ndan da su talebinde bulunmuşlar. Orada açtıkları sondaj kuyularından zaten şu an neredeyse 500 bin insanın yaşadığı kentin suyunu tüketiyorlar. O yetmiyormuş gibi Madra Barajı’ndan ayrıca su talep etmişler. Kendileri bunu dillendirdiler” dedi.

“OVACIK ALTIN MADENİ BİN YILLIK SU AKIŞIYLA OYNADI…”

Engel, bir diğer maden şirketini açıklayarak, “Kozak yaylasının eteklerinde de yine Koza Altın İşletmeleri tarafından işletilen Ovacık Altın Madeninin Dikili’nin Çukuralan köyündeki ocağında da cevher çıkarabilmek için 400 metre derinliğe kadar indiler. O derinlikle Madra’nın yer altı su kaynaklarını çıkarabilmek için oraya döktükleri kimyasal çimentoyla bin yıllık yer altı su akışıyla oynadılar. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde bu ülkede yüzde 1.5,2 vergi veren altın madenleri bu ülkenin bugününü, yarınını, geleceğini yok ediyorlar. Her şey para değil. Sonuçta Madra’nın zengin yer altı su kaynakları bütün bölgede, Bergama’dan tutun Dikili’ye, Ayvalık, Burhaniye, Gömeç, Edremit’e kadar tüm bu bölgeyi besleyen bir dağ. Marda Dağı’nda bu acımasızca, hoyratça bu suyu tüketmeleri tarımsal bölgelerde yaşayan köylülerin tarımsal faaliyetten uzak kalmasına sebep oluyor. Ciddi bir bölgeye tahribat yaratılıyor. Bununla da kalmıyor. Midilli Adası da Madra’nın yer altı su kaynaklarından yararlanıyorlar. Onlara da geçtiğimiz aylarda durumu izah eden metinler ulaştırmıştık” ifadelerini kullandı.

“İKTİDARIN RANT ÇABALARI KENTE BÜYÜK ZARAR VERİYOR”

İktidarın ‘rant’ çabalarını eleştiren Engel, “Burada günü kurtarmak amacıyla siyasi iktidarın ne olursa olsun doğayı ranta çevirmeye yönelik çabaları uzun vadede doğaya, doğadaki canlılara, bölgede yaşayan kente büyük zarar veriyor. Madra’da Kaz Dağları’nda hiçbir şekilde madenciliğe izin verilmemesi gerekiyor. Bunlar ülkenin göz bebeği yerler. Ama maalesef son çıkardıkları torba yasayla da bu acımasızlığı da daha da büyüterek gidiyorlar. Kozak yaylası özelinde nisan ayında 3. Derece doğal sit ilan edildi. Taş ocakları son yıllarda çok arttı. Son bir yıldır izin verilmiyordu.  Bir koruma programına tabi olacak diye beklendi. Dağ fare doğurdu. O anlamda çıkarttıkları sit kararında da aslında ortada açık açık ifade etmişler. ‘Doğal silüet korunmak suretiyle madencilik faaliyetleri yapılabilir’ demişler. Madencilik faaliyetini koruyormuş gibi yapıp var olan durumu meşrulaştırdılar” diye konuştu.

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası