Çeşme'ye bağlı Ovacık Mahallesi'nde, sondaj yöntemiyle jeotermal kaynak arama faaliyeti için firma tarafından proje hazırlandı. Maliye Hazinesi'ne ait 9 parselde, toplam 215 bin 92 hektarlık alanda arama yapmak için hazırlanan proje için İzmir Valiliği'nce 'Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir' kararı verildi. Arama ruhsatı alan ve her biri yaklaşık 372 metrekare büyüklüğünde 9 sondaj kuyusu açacak firmaya verilen 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali için İzmir 5'inci İdare Mahkemesi'nde dava açıldı.
Bölgede yaşayanların yanı sıra çevrecilerin de müdahil olduğu davada, karar çıktı. Mahkemece 'ÇED gerekli değildir' kararının iptaline hükmedildi. Kararda, açılmak istenen jeotermal enerji santrali (JES) kuyularının, kuru tarım arazisi değil sulu tarım arazilerinin bulunduğu bölgede olduğu, tarımsal üretim ve tarımsal bütünlük ilkelerinin parsel bazında değerlendirilemeyeceği, havza bazında değerlendirmenin esas olduğu kaydedildi.
'MUTLAK KORUNMASI GEREK'
Kararda; dava konusu sondaj alanlarının tüm çevresinde özellikle zeytin ve üzüm bağlarının olduğu, bölgenin 'dikili tarım arazisi' niteliğinde bulunduğu belirtilerek, 5403 sayılı 'Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'na göre bu tür alanların, tarım dışı faaliyetlerde kullanılamayacağı hatırlatıldı. Mahkeme heyeti, hem dikili alanların yoğunluğu hem de tarımsal bütünlük dolayısıyla 9 parselde sondaj açılmasının, tarımsal bütünlüğü bozacağına, mutlak korunması gereken verimli tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılmasına neden olacağına hükmetti. Jeotermal akışkanların kontrolsüz olarak yüzey üstü su kaynaklarına boşaltılması durumunda, yüzey ve yeraltı sularının kirleneceği, jeotermal atık suların yüksek miktarda tuz, tarımsal üretim için zararlı madde, arsenik gibi fiziksel zehirli maddeler ve su kirliliği yapan maddeler içerdiği vurgulandı. Ayrıca yüksek derişimlerin (çözeltideki çözünen madde miktarı) hem kullanılan yüzey ve yeraltı suları hem de toprak için tehdit oluşturduğu, bu kirletici unsurların önlenmesi ile ilgili açıklamanın, proje tanıtım dosyasında bulunmadığı belirtildi.
'İZLEME KUYULARI AÇILMALI'
Kararda, sondaj kuyuları açılmadan önce daha detaylı inceleme yapılması gerektiği, bunun da ancak sondaj alanı ve çevresini de içeren ayrıntılı ÇED çalışması ile mümkün olduğu, olayı sadece 'sondaj kuyusu açmak' olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı, ilerleyen süreçlerde açılan sondaj kuyularının üretim veya reenjeksiyon (tekrarbasma) kuyuları şeklinde kullanılarak jeotermal enerji santrali kurulabileceği, bu nedenle daha projenin başlangıcında çok genel hazırlandığı görülen tanıtım dosyası yerine daha detaylı ÇED raporunun hazırlanması gerektiği belirtildi. Mahkeme heyeti, ayrıca jeotermal suyun çıkarılması sırasında yüzey tatlı su tabakasına bulaşımı olup, olmadığının anlaşılması için izleme kuyularının açılmasının gerekli olduğunu vurguladı. (DHA)