TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Eylül ayı Olağan Meclis Toplantısı üçüncü bileşimi Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Oturuma damgasını vuran konu ise Aliağa’daki çevre kirliliğine ilişkin hazırlanan rapor ve usul üzerine yapılan tartışmalar oldu. Mecliste ayrıca, Aliağa’yı ilgilendiren ilk maddenin görüşülmesinin yaklaşık 2 saat sürmesinin ardından oylama aşamasına geçilmesiyle birlikte karar almak için yeterli sayı olup olmaması da salonda gerginliğe neden oldu.
Oturumun başlamasından 2,5 saat sonra salonda sadece 48 meclis üyesinin kalmış olması ise dikkat çekti. Salonda hazır bulunan meclis üyesi sayısının 48 olduğunun tespit edilmesinin ardından karar için yeterli evet sayısı üzerine tartışma çıktı.
Tartışmaların ardından oturuma 1 saat ara verildi. Arada süresince salonda hazır bulunan CHP’li 30 meclis üyesinin bulunduğu ve meclisten giden CHP’li meclis üyelerinin aranarak geri çağrıldığı öğrenildi.
Oturum, gündem maddelerinin oylanması noktasında usul ve meclis yönetmeliği tartışmasıyla başladı. CHP grubu, gündemin madde başlıklarıyla oylanmasını talep ederken söz alan AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, gündem maddelerinin içeriklerindeki önergelerin raporlarıyla tek tek okunması önerisini sundu.
Boztepe’nin ardından söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, meclis yönetmeliğinin 11. Maddesine atıfta bulunarak önergelerin okunarak oylanması önerisini sundu.
Tartışma üzerine söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili, uzlaşmacı bir tavırla grup başkanvekilleriyle toplantı yapmayı ve konunun karara bağlaması önerisinde bulundu. Sevinç’in önerisinin ardından oturuma ara verilirken aranın ardından gündemin madde başlıklarıyla oylanması hususunda mutabık kalındı.
MECLİSTE ‘ALİAĞA VE RAPOR’ GERGİNLİĞİ
Oturumda, Ziraat Fakültesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi’nin Büyükşehir’in Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına sunduğu 'Aliağa Bölgesi Toprak ve Bitki Kirliliği Sonuç Raporu' ve daire başkanlığı tarafından hazırlanan “Aliağa Çevre Kirliliği Sonuç Raporu” gündeme geldi. Rapora ilişkin sunum mecliste sunum yapılırken raporlardan hareketle Büyükşehir tarafından bölgede 5 ayaklı bazı önlemlerin hayata geçirilmesi meclis üyelerine sunuldu.
BARÇIN: EKONOMİK ÇARKLAR DÖNMELİ
Önergeye ilişkin CHP grubu adına söz alan Hakan Barçın, sunumlu konuşmasında bölgede bir an önce önlemlerin alınması gerektiğini belirtti ve “Bu süreç, pandemi gibi nedenlerle sekteye uğradı ancak 3 yıldır çok ciddi bir çalışma sonucunda oluştu bu raporlar. Bu raporlar, birilerine sipariş verilmesiyle oluşmadı. Bu raporlar İzmir’in tüm raporları bir araya getirilerek yapıldı. Bir iklim felaketiyle karşı karşıyayız. Dünyamız süratle ısınıyor. Dünya üzerinde üretilen tüm kirliliğin yüzde 50’si son 35 yılda üretilmiş. Doğal eşik denen bir şey var. Bu da bir canlının hayatını sürdürebilmesi için gerekli asgari ortamdır. Yani siz o doğanın kendini yenileyebilmesini sağlarsanız hayat devam ediyor. Ancak raporda, gelecek 50 yılın sonunda bölgede devam eden sanayi faaliyetlerinin toprak ve bitki varlığına etkileri yönünden sürdüremez aşamaya ulaştığı görülmektedir. Henüz Yeşil ve mavinin içiçe olduğu Aliağamızdan gelecekte de bu gurur duygumuzun devamı için birbirini destekleyen, doğrulayan bu raporları dikkate alarak kentimizi, kentlimizi, doğamızı yaşam kaynaklarımızı korumaya dönük önlemleri almak zorundayız. Ekonominin çarkları dönmeli, bu tesisler yaşamalı ama başka yaşamları tehdit etmemeliyiz. Yaşamın sürdürülebildiğini sağlayan, doğal dengenin bozulmadığı, insanların yaşam alanlarını terk etmeyeceği şartları sağlamalıyız” diye konuştu.
HIZAL: BU MECLİSİN BİR İTİBARI VAR
Önerge üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, meclisin bu konuda karar alam yetkisi bulunmadığına dikkat çekti ve “Bu mecliste şehrin sorunları ve çevre problemleriyle ilgili verilen onlarca önergemiz var. Bu önergeler ne yazık ki CHP grubunu oylarıyla bu konuda karar alınmasına yer olmadığına dair bir gerekçeyle burada önergelerin gündeme alınması dahi engellenmiştir. Geldiğimiz noktada bir önerge verilmiş ve önerge neticesinde bir rapor düzenlenmiş. Bu rapor, güzel bir çalışma. Gönül isterdi ki bu raporun talebimiz üzerine meclisten 1 gün önce bize verilmesi değil, hazırlanması sürecinde en azından grup başkanvekillerine verilmesini isterdik. Ben bu raporu Ege Üniversite Ziraat Fakültesi’nden aldım. Komisyon üyesi arkadaşlara konu görüşülürken kendilerine bilgi verilip verilmediğini sorduk ve hayır dediler. Bir bürokrat elinde 630 sayfalık raporla gelmiş. Burada bir gariplik ve bir sorun var. Onun ötesinde başka bir sorun daha var. Bu komisyon raporunu önümüze getiren hukuk komisyonu başkanı, usule uygun olarak yaptığımız toplantıyı haddi olmayarak eleştirdi. Ama aynı hukuk komisyonu başkanı gayet iyi biliyor ki İBB’nin böyle bir karar alma yetkisi yok. İBB’nin bu yasal mevzuatlar gereği çevreyle ilgili hakları, görev ve yükümlülükleri var. En genel anlamda İBB’nin kentin çevre sorunlarını görerek onlara göre işlem yapma sorumluluğu yok. Ben o nedenle böyle bir yetkim yokken bu önergenin oylanmasına karşıyım. Çevre diyorsunuz ama yönetmeliğe ayrı hareket eden tesissilere cezai işlem uyguladın mı? Hayır. Arıtma tesisiyle ilgili olumsuzlukları gösteren raporu meclise sunmadın. Tire’de mera alanı içerisinde hala vahşi yöntemlerle çöp depolandığını ilerek oraya giderek bir rapor hazırlamadın. Sizin asli göreviniz bunlar. Bunları görmezden geliyorsunuz ama İBB ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’yla İşbirliği yapalım diye böyle bir karar almak istiyorsunuz. Bakanımız Sayın Murat urum bu belediyeyi ziyaret ettiğinde böyle bir sorundan bahsedilmedi bile. Bir kere bu önergenin oylanması teamüllere aykırı. Bugüne kadar derelerin ve Körfez’in temizliyle ilgili verdiğimiz önergeler reddedildi. Neden derelerin kirliliğini ve Körfez’in durumunu görmezden geliyorsunuz? Kararımız net. ÇŞB ile işbirliği yapacağız. Zaten siz kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yapmak zorundasınız. Son 2 meclistir burada garip şeyler oluyor. Bu karar bu meclisi gülünç duruma düşürüyor. Raporun hazırlanmasına hiçbir şey demiyorum. Ama bu rapor üzerinden birtakım siyasi kazanımlar elde etmek adına çıkıp şov yapmanın hiçbir anlamı yok. Bu meclisin bu konuda bir karar alma hakkı yok. Bu meclisin bir itibarı var. Bu meclis önce kendi görev ve sorumluluklarını yerine getirecek. 3,5 yıl içinde Körfez’de yüzeceğini deniyorsa onun için çalışacak” dedi.
KÖKKILINÇ: MECLİS YETKİSİNDE OLAN BİR KARAR ALIYORUZ
Hızal’ın ardından söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, belediye yönetmeliğinin ilgili maddesine dikkat ekerken yetkiler çerçevesinde karar alınacağının altını çizdi ve “Aliağa İzmir’in en önemli ilçelerinden biri. Hem ağır sanayi hem de turizm var. Bu ilçede çevreye hassasiyet de çok yüksek. Belediye yönetmeliğinde mahalli ihtiyaçlar konusunda çalışma ve kararlar alma hakkı tanımlanmış. İBB, burada sadece cezalar vererek caydırıcı olmasının konuya büyük bir faydası yok. Biz cezayı vereceğiz parayı ödeyecekler ama çevre kirliliği devam edecek. Orada uzun yıllar boyunca gemi söküm tesislerinin sağlığa etkisi incelenmiş. Gerek İBB gerek bakanlık gerekse STK ve odalarla birlikte çalışmamız gerekiyor. Bölgeyle ilgili çok değerli bir çalışma yapılmış ve bir rapor ortaya konulmuş. Bunda gocunulacak ne var? Meclisi yetkisi yok demek olmaz. Zaten belediye yönetmeliğinde yetki ve görevler tanımlanmış. Bizler, yasalarda belirlenen bakanlıklarla işbirliği maddesinden hareketle bu işbirliğinin çoğaltılmasını istiyoruz. Bizim bazı taleplerimiz var sadece bakanlıktan. Mesela gemi söküm tesisleriyle ilgili bazı önlemlerin alınmasını istiyoruz. Neden bu kadar tepki gösteriyor arkadaşlarımız? Bu aldığımız karar, yerel yönetimlere daha fazla inisiyatif verilmesini isteyen bir karar. Kaldı ki meclis yetkisinde olan bir karar alıyoruz” diye konuştu.
ŞİMŞEK: BÜYÜKŞEHİR’İN YETKİLERİNİN YÜZDE 10’UNU ALİAĞA’YA VERİN…
Konuya ilişkin MHP grubu adına söz alan Aliağa meclis üyesi Hakan Şimşek, Aliağa’nın kamuoyunda yanlış lanse edildiğini belirtti ve şunları söyledi; “Bazı konuşmalarda siyasetçi ve insanoğlu kimliğinin belirli noktalarda giyildiğinde insanı nerelere götürebileceğini gördüm. İlk sunumda eksiklerimiz ve neler yapılması gerektiği söylenildi. Oldukça yapıcı bir konuşmaydı. Ama ikinci arkadaşımız çok farklı bir sunumla karşımıza çıktı. İlk resim bir algıydı. Çünkü Aliağa’nın hiçbir yerinde olmayan bir resimdi o. Arkadaşın istediği dünyaya ulaşmak için bizim avcılık ve toplayıcılığa dönmemiz gerekiyor. Sözümona çevreci ülkeler şimdi birilerini sözcü tutmuşlar, ülkemizle ilgili siz bunları üretmeyin yapmayın, inşalarınız yaşayamaz hale gelir dedirtiyorlar. Hazmedemediğim bu. Aliağa’da 55 yıldır sanayi var. Biz MHP olarak 8,5 yıldır Aliağa’yı yönetiyoruz. Bizden önce de Aliağa’da sanayi vardı bizim dönemimizde de var. Biz yola çıktığımızda bu kadar sanayi bacasının burada işi ne demedik. Biz Aliağa sanayisi olan dünyanın en modern kenti olacak dedik. Buna göre projelerimizi yaptık ve uygulamaya koyduk. Hangi çevre örgütü gelip ölçecekse ölçsün. Aliağa’da 8,5 yıl içinde kişi başına düşen aktif yeşil alan 13,5 metrekareye düşmüştür. Bazı arkadaşlar var öyle bir konuşuyorlar ki… Aliağa İzmir’in ilçesi olmasın. Körfez’i Aliağa kirletti, Aliağa olmasaydı yağmur suyu ayrıştırma hattı yapılmış olacaktı, Aliağa olmasa İzmir turizmde birinci olurdu… Aliağa İBB’den medet ummayan tek ilçedir. Aliağa olumsuzluklarını bilerek bunları iyileştirmek için çalışıyor. Ama biz bunları aleni bir şekilde göstererek yapmayalım. Kendi içimizde çözelim. Aliağa’yı dünyaya rezil etmenin anlamı yok. Ama birileri sürekli Aliağa’yı nasıl görüyor bilemiyorum ama ilçenin ayağına kum torbası bağlayıp aşağıya çekmeye çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin mevzuatlardan gelen yetkisinin yüzde 10 yetkisini Aliağa’ya verin. O zaman görün bakalım neler oluyor.”
AYDIN: BU TAVIR NE BAKANLIĞA NE DE İKTİDARA KARŞIDIR
Biz aldığımız kararları şov yapmak için almıyoruz. Bu yapılan çalışma çevre kirliliğine dikkat çekmek içindir. Bu rapor bilimsel bir rapor. İBB’nin yaptığı şey, bu bilimsel raporu ve ciddi tehlikeye dikkat çekmek. İzmir halkının karar almadaki en yüksek merci olan İBB meclisinin tavrını ortaya koymaktır. Bu duruş ve tavır ne bakanlığa ne de iktidara karşıdır. Burada bir çağrı yapılıyor. Dünyamız ve şehrimiz için birlikte çalışalım deniliyor. Sayın Şimşek Aliağa olmasa mutlu mu olacaksınız dedi. Hayır. Bizim 30 ilçemiz de kıymetli. Meclisteki arkadaşlarımız dertlerini anlatabilmek adına söz aldılar. Hepsi bu şehrin yararını peşindeydiler. Ben isterdim ki arkadaşçalarımız ayrık düşünceleri ortaya koymakla birlikte şehrin sorununun çözümüne ilişkin oybirliği yapsalardı” dedi.
Son olarak söz alan CHP Sözcüsü Kökkılınç, önergeye raporun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderilmesinin de eklenip o şekilde oylanmasını talep etti.
Kökkılınç'ın önerisinin ardından ise mecliste karar yeter sayısını olup oladığı husunda tartışma çıkarken oturuma 1 saat ara verildi.