Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, mayıs ayı olağan toplantısını gerçekleştirdi.
Faiz indirimlerine devam eden Merkez Bankası, politika faizini yarım puan indirerek yüzde 8,25 seviyesine çekti.
Merkez Bankası, Türkiye'deki ilk corona virüs vakasının tespit edilmesinden bu yana 2,5 puan indirim yaptı. Son 8 toplantısında ise faizi 15,75 puan düşürdü.
Kuruldan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki zayıflama derinleşmekte, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde adımlar atmaya devam etmektedir. Küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyrederken, ülkelerin attığı normalleşme adımları izlenmektedir. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir.
"GÖSTERGELER DİPTEN DÖNÜŞ SİNYALLERİ İÇERİYOR"
Ocak ve Şubat aylarında finansal koşullardaki iyileşmenin de katkısıyla güçlü bir eğilim sergileyen iktisadi faaliyet, koronavirüs salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başlamıştır. İktisadi faaliyetteki yavaşlama Nisan ayında belirginleşirken, Mayıs ayının ilk yarısına ilişkin yüksek frekanslı göstergeler kısmi normalleşme adımlarıyla birlikte dipten dönüş sinyalleri içermektedir. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir. İhracat ve turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe karşın, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle cari işlemler dengesinin yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir.
"ENFLASYON KISA VADEDE YÜKSEK SEYREDECEK"
Enflasyon beklentileri ve iç talep koşullarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyretmektedir. Küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlenen değer kaybına karşın, başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edilmektedir. Gıda fiyatlarındaki dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle tüketici enflasyonunun kısa vadede bir miktar yüksek seyredebileceği, ancak yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiştir. Mevcut para politikası duruşu altında enflasyon görünümünün yıl sonu tahminiyle uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.
"UZUN VADELİ FAİZLERİN İNMESİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR"
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."
Merkez Bankası kararını değerlendiren İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ, şunları söyledi:
"Yurtdışındaki ve piyasalardaki normalleşmeleri gözlemlemeye devam ediyorlar. İlk paragrafta buna değiniyor. İkinci paragrafta, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın nisan ayında daha belirgin olduğunu ancak mayıs ayında dipten dönüş sinyallerini içerdiğini gözlemliyorlar. Özellikle dünya genelinde yaşanan salgının etkileri ABD ve Avrupa’da hala hissediliyor. Türkiye’de tedbirlerin daha hızlı alınarak mayıs ayında kademeli bir şekilde kısıtlamaların gevşetilmeye başlanması bu anlamda önemliydi. Tabii bu durumun haziran ayında ne yönde şekilleneceğine dair net bir şey söylemenin zor olabileceğini düşünüyoruz. Bu paragrafta, ihracat ve turizm gelirlerinde salgına bağlı düşüşün olmasına rağmen cari dengeye ilişkin ılımlı seyir vurgusunu korumaya devam ediyor.
Gıda fiyatlarına atıfta bulunduğu da dikkat çekiyor. Salgına bağlı olarak kısa süreli tüketici enflasyonunun yüksek seyredebileceğini ancak yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale gelebileceğine vurgu yapılıyor. Yine de enflasyon konusunda çok ciddi bir sorun olmadığını TL’deki değer kaybına karşın, uluslararası emtia fiyatlarının enflasyonu olumlu etkilediğini bir kez daha vurgulamış oldu.
TCMB’nin bu kararını ihtiyatlı buluyoruz. Piyasadaki normalleşmeyi ve yurtdışını yakından izliyor. Küresel çapta, Merkez Bankalarının genişleyici adımlarının devam ettiği bu dönemde, Merkezin bu konuda elinin rahat olması aynı zamanda enflasyon rakamlarının da bunu desteklemesiyle kademeli bir şekilde faiz indirimlerine devam ettiğini gözlemliyoruz. Merkezin bir sonraki toplantısı 25 Haziran tarihinde bulunuyor. Bugüne kadar piyasalardaki normalleşme adımları daha da netlik kazanacaktır. Ayrıca, salgının 2.dalga endişesinin de bu toplantıya kadar ne yönde şekilleneceğinin de önemli olacağını düşünüyoruz.