Polis memuru Sekin, 8 yıldır görevli olduğu İzmir Adliyesinde titizlikle yaptığı mesleğinde her sabah önce telsizden sabah trafiğini takip ediyordu.
Adliye çevresinde park sorunu ve trafik açısından sıkıntı olup olmadığını kontrol eden Sekin, motosikletli polis olduğu için zaman zaman yakın bölgelerde meydana gelen kazalara da müdahaleyle görevlendiriliyordu.
Aynı zamanda iyi bir trafik bilirkişisi olan Sekin, trafik kazaları dosyalarında keşiflere gidiyor, kazalara ilişkin bilirkişi raporu hazırlıyordu.
PKK'lı teröristler, 5 Ocak 2017'de otomobille İzmir Adliyesinin C kapısına geldiklerinde önce C kapı önünde bulunan ve kulübeden yola doğru inen polis Oğuzhan Batuhan Atik'e çarptı.
Çarptıktan sonra otomobili kullanan terörist, kapıyı açıp kaçmaya başladı. Fethi Sekin araçtan inen ve silahla ateş açan teröristleri bir süre kovaladığı sırada teröristler yanlarında getirdiği bombayı patlattı.
Peşine düştüğü 2 teröristten birini etkisiz hale getiren Sekin, diğerini yakalamak için mermisi bitene kadar cesurca çatıştı. Kahraman polis, bir aracın arkasına gizlenen teröristin açtığı ateş sonucu, görev yaptığı adliye binasının önünde şehit edildi.
Terör örgütü PKK'nın adliyeye yönelik planladığı saldırıyı önleyen Sekin, yanlarında 2 kalaşnikof, RPG-7 roketatar ve 8 mühimmatı, el bombaları bulunan teröristleri püskürttü.
Sekin 8 yıldır çalıştığı adliyede sadece trafiği düzenlemekle görevli olmakla kalmamış, yardımseverliği, iyi niyeti, vefası, dostluğu, güler yüzü ile kimi savcının oğlu gibi sevdiği, kimi mahkeme başkanının "ailemden biri" dediği, kimi personelin ve avukatın akıl danıştığı biri olmuştu.
Adliyenin önündeki kulübede görev yaptığı için neredeyse tüm mahkeme başkanı, savcı, hakim, avukat ve adliye personelini tanıyan, onları sabah karşılayan, akşam uğurlayan Sekin birçok kişide güzel izler bıraktı.
"Ailesine çok düşkündü"
Uzlaştırma Bürosu cumhuriyet savcısı Nazan Pekcan, şehide ilişkin hatıralarını paylaşırken zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Pekcan, Fethi Sekin ile 8 yıllık tanışıklıklarının olduğunu, trafik kazası dosyalarında birlikte çalıştıklarını söyledi.
Sekin'in kendisine görevlendirme yapıldığında dosyayı kısa sürede tamamladığını dile getiren Pekcan, şöyle devam etti:
"Görevine bağlılığı nedeniyle çok uzun oturtamazdık. 2-3 dakika içinde kalkmak ister ama bazen çay ısmarlardım. Sohbetlerimizde ailesine olan düşkünlüğünü, çocuklarına iyi bir eğitim vermek için ne gerekiyorsa yapabileceğini, bilirkişilikten gelen ek gelirin onların geleceği için ek bir teminat olduğunu söylerdi. Onlar 'Benim canım ciğerim.' derdi. Memleket özlemi de vardı. 'Savcım, ben bu çocuklara iyi bir gelecek sağlayabilecek miyim, onları güzel yerlerde görebilecek miyim, annemin babamın bir sağlık problemi olsa onlara yetişebilecek miyim, mesafe uzak.' derdi. Derdim ki 'Hepsi olur, inançla olacak şeyler'. Çok inançlıydı.
Adliyeden hareket ettikten kısa bir süre sonra şehit olduğu haberini aldık. 3 yıl değil 33 yıl da geçse üzerinden aynı şeyleri hissedeceğim. Evladımı kaybettiğimi düşündüm. Evlattı o bizim için. Bir anneydik belki, yine aynı şeyleri hissediyorum. Arkasından diyorsunuz ki 'O bizim için gitti'. Vatan sağ olsun."
"Türkiye, kahramanlığını tanıdı"
Mahkeme başkanı Yahya Kemal Akbaş da geçmişte terör örgütü FETÖ'nün kendisine kumpas kurduğunu, hakkında soruşturma başlatıldığını ve o zamanlarda en çok destek gördüğü insanlardan birinin Fethi Sekin olduğunu belirtti.
Akbaş, FETÖ mağduru olduğu dönemde Bursa'ya tayin edildiğini, Sekin'in kendisini sık sık aradığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"(Başkanım sizin doğruluğunuzu herkes biliyor) derdi. Bursa'dan iadeiitibar anlamında tekrar İzmir'e gönderildiğimde kapının önünde bana bir sarılışı vardı, 'Başkanım, hak yerini buldu, hoş geldiniz.' dedi. Fethi Sekin senin kahraman olduğunu biliyordum, bu elim olayla tüm Türkiye kahramanlığını tanıdı.
Fethi'ye yakışır bir davranıştı, kaçmadı, insan sevdiğine ölümü konduramıyor, izlediğimde 'Keşke gitmeseydi.' dediğim oldu. Allah onun mekanını cennet etsin. Mutlaka köyüne gideceğim, mezarında dua okuyacağım. 'Fethi ben geldim.' diyeceğim."
"Fethi yaşadığı gibi şehit oldu"
Adliyede yazı işleri müdürü olarak görev yapan Feti Altun ise park yeri bulamadıklarında Sekin'in hemen yardımlarına koştuğunu ifade ederek, "Kişiliği çok sakindi, sert bir havası yoktu. Muhabbetimiz çok iyiydi, çok iyi bir insandı. Fethi yaşadığı gibi şehit oldu." diye konuştu:
Katip Serhat Uluçay ise Sekin'in her zaman babacan bir tavrı olduğunu vurgulayarak, "Vatandaşla bir park konusunda münakaşamız olmuştu. Fethi Ağabey'i aradık olayı çözebilir mi diye, koşarak geldi. Uygun bir dille vatandaşa park edeceği yeri gösterdi. Patlama sesi duyduğumda ve görev yaptığı yerdeki alevleri gördüğümüzde aklımıza ilk gelen Fethi Ağabey oldu. 'Allah! Fethi Ağabey!' dedik."
Avukat Abdi Yaşar ise stajyerliği döneminde Sekin'le diyaloglarının başladığına değinerek şöyle konuştu:
"Hukuk fakültesini bitirdim, staj başvurusu için gelmiştim, 5 avukatın imzası gerekiyordu. 'Fethi Ağabey bana imza atacak kimse yok, ne yapayım'' demiştim. Oradan geçen iki meslektaşı durdurmuştu, 'Ben bu çocuğa güveniyorum, imza atar mısınız'' demişti. İmza attırmıştı. Öldüğünü duyunca atlatamadım."
Adliye saldırısında yaralanan polis memuru Mehmet Ali Gökçe zaman zaman Fethi Sekin'le beraber görev yaptığını aktararak şöyle devam etti:
"Çok sakin ve babacan bir kişiliği vardı. İyi bir trafik bilirkişisiydi. Ondan çok şey öğrendim. Her zaman öğretme içgüdüsü vardı. Vatandaşla diyaloğu iyiydi. O gün bomba yüklü araç patladıktan sonra ağır şekilde yaralandım. Keşke olaya beraber müdahale edebilseydik. Onun hakkında bugüne kadar bir tane bile kötü bir şey duymadım. Aile bağları çok güçlüydü." (AA)