İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Metro A.Ş. çalışanları adına Demiryol İş Sendikası İzmir Şubesi tarafından yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri dün akşam saatlerinde anlaşmayla sonuçlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, "Fahrettin Altay ve Bornova Evka-3 arasında hizmet veren Metro ile Ataşehir- Alaybey ve Halkapınar- Fahrettin Altay hatlarındaki tramvay işletmesinde çalışan 449 personeli ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, 'yüzde 25' oranında zam konusunda uzlaşmaya varıldı. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde seyyanen 700'er TL ve 106 gün ikramiye konusunda da anlaşılarak toplu iş sözleşmesine imzalar atıldı" denildi. Bu gelişmeyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu da sosyal medya hesabından, "Güzel bir haber vereyim. İzmir Metro A.Ş.'deki toplu iş sözleşmesi görüşmelerini anlaşmayla sonlandırdık. Yüzde 25'lik zam işçilerimize hayırlı olsun" mesajıyla duyurdu.
SENDİKA BAŞKANI SÖZLEŞMEYİ DEĞERLENDİRDİ
Toplu iş sözleşmesinin taraflarından Demiryol İş Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Hüseyin Ervüz, imzalanan toplu iş sözleşmesini değerlendirdi. Başkan Ervüz, geçen 10 Aralık'ta başlayan grevin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 8 Ocak'ta ertelendiği bir diğer şirket olan İZBAN'daki görüşmelerin halen devam ettiğini, Metro A.Ş.'nin ise bundan ayrı olduğunu söyledi. Ervüz, "Metro A.Ş. ile ilgili dün saat 18.00 sıralarında işveren adına Belediye bürokratları aradı, görüşme talep etti. Biz de gittik. Bizim arkadaşlar adına talebimiz 700 TL seyyanen zam, buna ilave olarak birinci yıla 105 gün, ikinci yıla 112 gün ikramiye tamamlama şartıydı. Bu şartı masada oluşturduk. Sözleşmeyi imzaladık, bununla tabandaki arkadaşlara yüzde 34, tavandaki arkadaşlara yüzde 20,35 oranında zamlar var. Bu iş kolunda 15- 16 çeşit meslek dalı var, onlara giriş yılına göre de ayrı ücretler olacak" dedi.
Metro A.Ş.'de anlaşma sağlanmasaydı ne yapmayı planladıkları yönündeki soruyu yanıtlayan Hüseyin Ervüz, şunları kaydetti:
"İzmirli demokrat düşünen, kanunlara, direniş haklarına saygı gösteren kimliğe sahip. Burada İzmir ikiye bölündü. İşçi arkadaşlarımızın en doğal hakkı olan taleplerini içeren toplu sözleşme görüşmeleri tıkanınca, İZBAN'da yapacak başka bir şey yoktu, grev kararı almak zorunda kaldık. Bu kararı aldık, başımıza yağmayan taş kalmadı. Bu grevin ertelenmesi işçilerimizde moral bozukluğuna neden oldu. Ancak Metro A.Ş.'de grev yapmak gibi niyet yoktu. Metrodaki arkadaşlar da ille de grev olsun değil, talepler karşılansın istedi. Aziz Kocaoğlu taleplerimize öfke dolu yaklaşmıştı. Dün bürokratlar vardı, onlarla geçmişi konuşarak bir yere varamayacağımızı düşünerek önümüzdeki meseleyi konuştuk. Bunun sonunda bu alternatifte anlaştık. İşçiler tabii ki istediklerini alamadı. Ancak ortaya çıkan tablo ürkütücüydü. Bu da olunca biz şimdi greve çıkmış olsak başımıza ne gelecek belli. Görünen köy kılavuz istemez. Bu toplu sözleşmeyi çok isteyerek imzalamış değiliz ama arkadaşlarımızın da talepleri doğrultusunda böyle bir anlaşmayı çekincelerimiz olmasına rağmen imzaladık. Ehvenişer bir toplu sözleşme imzaladık." (DHA)