Migrene mahkum olmayın
İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'nde görevli Nöroloji Uzmanı Dr. Şölen Derici, güncel tedavi yaklaşımları ile migren hastalarının büyük kısmında ağrıların kontrol altına alınabildiğini söyledi.
Migrenin sık görülen ve iş gücü kaybına neden olabilen bir baş ağrısı bozukluğu olduğunu söyleyen Dr. Şölen Dereci, "Migren ataklar halinde gelir. Bu ataklar sırasında şiddetli baş ağrısına yorgunluk, bitkinlik, dikkat bozukluğu, karın ağrısı, terleme gibi değişik semptomlar eşlik edebilir. Genellikle ergenlik çağında ortaya çıkan migren, yapılan araştırmalara göre ülkemizde her 4 kadından birinde görülmektedir. Migren baş ağrısı genellikle tek taraflı, zonklayıcı, şiddetli ve fiziksel aktivite ile artan bir baş ağrısıdır. Ağrı genellikle enseden başlayıp başın ön kısmına yerleşir. Ağrı en sık sabah uyandıktan sonra olur. Şiddeti giderek artar. Tedavi edilmeyen bir migren atağı 72 saat kadar sürebilmektedir" dedi.
Baş ağrısı ile birlikte bulantı, kusma, ışık, ses ve kokuya hassiyetin sık görüldüğüne değinen Derici, "Çoğu hastada kusmanın ardından ağrının şiddeti azalır. Ağrı sonrası dönemde hastada yorgunluk ve uyuma isteği oluşur. Migrenli hastaların yüzde 10 kadarında 'aura' olarak adlandırılan, ağrıdan önce başlayıp 1 saate kadar sürebilen bir dönem izlenir. Bu dönemde gözde ışık çakmaları, bulanık görme, el ve yüzde uyuşma gibi semptomlar görülebilmektedir. Migreni tetikleyen birçok faktör vardır. Stres, açlık, yorgunluk, uyku bozukluğu, bazı kokular, alkol ve bazı yiyecekler sıklıkla migren atağını tetiklemektedir. Migren hastalarının çoğu uzman hekime başvurmadığı ya da düzensiz ilaç kullandıkları için tedavi olamamakta ve baş ağrısına mahkum olmaktadır. Unutulmamalıdır ki güncel tedavi yaklaşımları ile migren hastalarının büyük kısmında ağrılar kontrol altına alınabilmektedir" diye konuştu.