HDP 5. Olağan Kongresi, Ankara Arena’da bugün toplandı. Kongreye yoğun katılım gösteren HDP’lilerin kongreyi yakından takip edebilmesi için salonun önüne ekranlar yerleştirildi. Salonda, sahnenin sol tarafına, HDP İzmir İl Başkanlığı binasında düzenlenen saldırıda öldürülen Deniz Poyraz’ın fotoğrafı asıldı. Salondaki “Çözüm bizde, üçüncü yol”, “Demokrasi ittifakı ile üçüncü yol”, “Tekçi rejim değil demokratik cumhuriyet”, “Eş başkanlık mor çizgimiz”, “Açlık ve yoksulluk değil hakça paylaşım”, “Kürt sorununda demokratik çözüm”, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede çözüm biziz” pankartlar dikkat çekti.
Kongrenin divan başkanı olarak seçilen HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve HDP’li siyasetçilerin isimlerini okudu. Salondaki HDP’liler, bu isimleri tek tek alkışladı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaptığı konuşmada, “Onurlu barış siyasetinin en güçlü sesi olduk. Bunca direniş mücadelemize dayanarak diyoruz ki ‘Evet, sözümüz var. Çözüm biziz, değişim gücü biziz” dedi.
Buldan, “Bizlere emanet ettiğiniz iradeyi en güçlü şekilde temsil etmek ve size layık olabilmek için mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Her yere sesimizi ve sözümüzü ulaştıracağız. Herkesin elini tutacağız. Ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayan herkesi HDP’de buluşturacağız. HDP’ye yönelik herkesin beklenti ve umudunun arttığını görüyoruz. Büyüyen demokrasi ittifakımız umudu daha da büyütmektedir. Bunun için demokratik siyasetteki çözüm rolümüzü en güçlü şekilde oynayacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu final dönenimi, halklarımızın demokratik siyasetine mutlaka ve mutlaka dönüştüreceğiz” diye konuştu.
Buldan, Kürt sorununun Türkiye’nin önünde hakikat olarak durduğunu dile getirerek, “Kürt sorunu, Cumhuriyet’in demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biridir” dedi.
Buldan, Kürtlerin demokratik siyasette kararlı olduğunu belirterek, “Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığı ve Türkiye demokrasi güçleriyle omuz omuza yürüttüğü büyük demokrasi mücadelesi, bu ülkenin geleceğinde belirleyici olmaya devam edecektir. Tarih de rüzgar da bizden yanadır. Buradan diyoruz ki; çözümün yolu, demokratik siyaset, evrensel hukuk temelinde diyalog ve demokratik müzakeredir. Çözümün adımları eşit yurttaşlıktır, anadilde eğitimdir, güçlü yerel demokrasidir, yargı sisteminin yarattığı tüm tahribatların giderilmesidir. Çözüm yeri, diyalog ve mutabakat zemini olan parlamentodur. Bu demokratik yol ve yöntemleri ülkenin geleceği adına siyaset yürüten herkesin ortak sorumluluğu olarak gördüğümüzü özellikle ifade etmek isterim” diye konuştu.
“HDP YENİ DÖNEMİN TEMEL BELİRLEYENİDİR”
“Her gün adaletsizlik üreten gaspçı, kayyumcu, hukuk talancısı iktidarı kesinlikle ama kesinlikle göndereceğiz” diyen Buldan, Türkiye’nin büyük bir değişimin arifesinde olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Türkiye’nin ihtiyacı; çoğulcu, katılımcı, demokratik bir sistemdir, güçlü yerel demokrasidir, genel yetkiye sahip çoğulcu bir parlamentodur. Biz, bu sistemin inşasını hedefliyoruz. Önümüzde önemli bir seçim süreci var. Bu seçimler, kimin cumhurbaşkanı ya da başbakan olacağı seçimi değildir. Asıl mesele, kriz üreten bu sistemin değiştirilmesi ve demokratik, eşitlikçi yeni bir düzenin kurulması meselesidir. HDP, bu seçimlerin ve sonrasındaki sürecin temel belirleyenidir, yeni dönemin siyasal gücüdür.”
Buldan, gelecek dönemde HDP’nin içinde olduğu ittifakın önemli rol oynayacağını kaydederek, “Demokrasinin kurulması sürecinde en güçlü rolü oynayacak olan, demokrasi ittifakıdır. Bunun için en geniş katılımla siyasal ve toplumsal temsiliyeti parlamentoya taşımamız, güçlü demokrasinin inşası ve hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılması için hayati önem taşıdığının altını önemle çizmek istiyorum” diye yeni anayasa çağrısı yaptı.
SANCAR: BÜYÜK BARIŞI SAVUNUYORUZ
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise “Eşitsizliğe dayalı, tekçi, otoriter, sömürücü, soyguncu, talancı düzenlerine yönelik en güçlü alternatif olmamız onları ürkütüyor, korkutuyor, telaşlandırıyor. O nedenle var güçleriyle saldırıyorlar, bizi susturmaya çalışıyorlar, yok edeceklerini sanıyorlar. Boşuna uğraşıyorlar, boş hayaller peşinde konuşuyorlar. On yılların mücadele birikimi ve mücadele azmi, başta Kürtler olmak üzere birlikte yürüdüğümüz bütün halkların ve demokrasi güçlerinin kararlılığı, bütün bu planları boşa çıkaracaktır, çıkarmıştır” dedi.
Sancar, “Çözüm ve barış iç içedir, birbirinden koparılamaz. Çözümün yöntemi savaş, şiddet, çatışma olamaz. Çözüme ve barışa, ancak ve ancak diyalog, müzakere ve demokratik siyaset ile ulaşılabilir. Hep ‘yüzleşme ve hakikat’ diyoruz. İşte bu hakikatin de mutlaka görülmesinde ısrar ediyoruz… Kürt sorununun demokratik yollardan çözülmesi için inkâr, imha ve asimilasyon politikalarından vazgeçilmesini, eşit yurttaşlık temelinde yerel demokrasinin inşa edildiği bir ülkenin bu topraklara huzur, refah ve özgürlük kazandıracağına inanıyoruz. Bu nedenle ‘barış’ diyoruz ve ısrarla büyük barışı savunuyoruz” diye konuştu.
“HDP SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEYE HAZIRDIR”
Sancar, Kürt sorununda çözüm için atılmasını istedikleri adımları şöyle sıraladı:
“Hak temelli eşit yurttaşlığın güvence altına alınması. Anadilde eğitim başta olmak üzere kimlik haklarının tanınması. Yerel demokrasinin kabul ve inşa edilmesi. Yargı aracılığıyla yaratılan bütün tahribatların, -daha açık söyleyeyim- tüm siyasi mahkumiyetlerin ve davaların sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılması. Siyasi irade ve kazanımlara yönelik gasplara, başta belediyeler olmak üzere her alandaki kayyum rejimine son verilmesi. Bunların müzakere edilip hayata geçirileceği yer, en başta Meclis olmalıdır. Bunları topluma mal etmek için de güçlü bir barış, çözüm iradesi, bu yönde bir toplumsal hareket gereklidir. HDP, bütün bu konularda temel aktördür, kurucu güçtür ve her türlü görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırdır.”
“İKTİDAR, İKBALİ İÇİN KÜRT SORUNUNU ARAÇSALLAŞTIRMAYA ÇALIŞTI”
Sancar, seçimlerin yaklaşmasıyla iktidarın kendi ikbali için Kürt sorununu araçsallaştırmaya çalıştığını belirterek şöyle konuştu:
“Özellikle son dönemde İmralı’da uygulanan mutlak tecritle ilgili tartışmaların bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hükümeti buradan apaçık uyarıyoruz. Tecrit üzerinden oyun oynamayın. Tüm ülkeyi ve bölgeyi ilgilendiren bu denli önemli ve hayatı meseleyi siyasi ikbal ve iktidar hedeflerinize alet etmeyin. Etmeye kalkarsanız da başaramazsınız. İmralı adına söz kurmayın. Halkı yanıtlamaya çalışarak afaki gündemler yaratmayın. Tecride son verin. Abdullah Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyunun öğrenmesini sağlayacak ve esasen hakkı olan bütün imkanları sağlayın.
Diğer muhalefet partilerine de buradan seslenmek istiyorum. Tecrit meselesi, iktidarın tekeli ve manipülasyonlarına terkedilemeyecek kadar ciddidir ve önemlidir. Barış konusunda ciddi katkı sağlayacağı defalarca kanıtlanmış bir aktörün şimdi de bu rolünü oynamasını mümkün kılacak şartların yaratılmasını muhalefetin de demokrasi güçlerinin de talep etmesi gerekiyor. O nedenle bu tecridin kalkması meselesini, tecridi anlayın ve tecrit üzerinde tecrit bu ülkede barışa katkı sağlamaz. Çözümsüzlük politikalarının sürmesine yarar.
Kürt sorunu, seçim dönemlerinde hatırlanacak ve araçsallaştırılacak bir mesele değildir. Her kim ki bu meseleyi kısır siyasi hesapları için kullanmayı düşünürse büyük yanılır, büyük kaybeder. Her kim, birkaç oy için bu mesele üzerinden siyasi hesaba girer ve halkların çözüm taleplerini yok sayarsa büyük kaybeder, büyük çözülür.”
“KAMUOYU ÖNÜNDE AÇIK, ŞEFFAF GÖRÜŞME YAPILMASI HALİNDE ORTAK ADAY FİKRİNE AÇIĞIZ”
Sancar, “Parlamento seçimlerine nasıl gireceğimiz söyledik. Bu ittifak ile gireceğiz. Hedefimiz, halkların, ezilenlerin, dışlananların ortak iradesini parlamentoda en güçlü şekilde temsil ettirmek olacaktır. Bu hedefte tereddüdümüz yoktur. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yine tutumumuzu açık söyledik. Bizler, kamuoyu önünde açık, şeffaf görüşme yapılması halinde, duyurduğumuz ilkeler çerçevesinde müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Bu çağrımıza karşılık alamazsak en doğal hakkımız olan seçimlere kendi adayımız ile girme seçeneğini de çok ciddi bir şekilde önümüzde tutuyoruz. Böyle bir durum olursa tabanımız, demokrasi ittifakının bileşenleri ve ulaşabileceğimiz bütün kesimlerle istişare ederek aday belirleyeceğiz. Hedefimiz de en az ikinci tura çıkmak olacaktır” diye konuştu.
TÜRKİYE’DEN VE YURT DIŞINDAN KATILIM OLDU
Kongreye Türkiye’den ve yurt dışından çok sayıda isim katıldı. Türkiye’den katılımcılar şöyle: Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’nın eşi Zeynep Mızraklı, eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, HDP’nin önceki dönem milletvekilleri Abdullah Zeydan, Adem Geveri, Behçet Yıldırım, Sırrı Süreyya Önder, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Bilici ve Yönetim Kurulu üyesi Nuray Sağıroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın ile Genel İdare Kurulu üyesi Süleyman Tekbaş, Yeniden Refah Partisi Engelli Koordinasyon Birim Başkanı Davut Konakçı, Sosyalist Meclisler Federasyonu Sözcüsü Erdal Ataş ile Barış Kayaoğlu, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sözcüsü Özge Akman, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ile MYK üyesi Doğan Ergün, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Genel Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, Sol Parti Başkanlık Kurulu üyeleri İlknur Başer ile Hasan Hayır, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) üyeleri, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Kaldıraç, Türkiye Komünist Partisi, Emek ve Özgürlük Cephesi, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) üyeleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Esengül Çiçek ve Cengiz Çiçek, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Salihe Aydeniz ve Keskin Bayındır, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Ayşe Erdem ve İbrahim Akın, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüleri Sevtap Akdağ Karahalı ve Sezgin Kartal, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanları Canan Yüce ve Cavit Uğur.
EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ DE KATILDI
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Ahmet Karer Yurdaş, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve bağlı sendikalar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanları Şükran Kablan Yeşil ve Mehmet Bozgeyik, KESK’e bağlı sendikaların genel başkanları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Emin Koramaz, İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği, Geri Dönüşüm İşçileri Derneği, İzmir Seyyar Satıcılar Derneği, Pressan Direnişi, TOMİS, Yemek Sepeti Direnişi, Tozkoparan Rantsal Dönüşüme Karşı Mücadele Derneği, Tüm Emekliler Sendikası, 2021 Tüm Emekli Sen üyeleri.
HAYATINI KAYBEDENLERİN YAKINLARI DA KONGREDEYDİ
Musa Anter’in kızı Rahşan Anter, Suruç katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri adına Metin Kılıç ile Fetih Aydın, Mehmet Tunç’un annesi Esmer Tunç ile eşi Zeynep Tunç, Silopi’de katledilen Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ın anneleri Sakine Demir, Behiye Nayır, Hatice Uyar, Şenyaşar Ailesi adına Ferit Şenyaşar, Tahir Elçi’nin yeğeni Dilan Elçi, polisin öldürdüğü Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, İzmir İl Örgütü’nde katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, Van’da helikopterden atılan ve yaşamını yitiren Servet Turgut’un eşi Makbule Turgut ile oğlu Hüseyin Turgut, Gezi eylemlerinde yaşamını yitirenlerin aileleri adına Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan, Silopi’de sokağa çıkma yasağı döneminde öldürülen ve cenazesi buzdolabında bekletilen Cemile Çağırga’nın babası Ramazan Çağırga, Roboski’de yaşamını yitirenlerin aileleri, Şırnak’ta panzer arkasında sürüklenen Hacı Lokman Birlik’in abisi Hüseyin Birlik, 10 Ekim Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun, öğretmen Metin Lokumcu’nun abisi Ulaş Lokumcu, Sivas katliamından yaralı kurtulan Elif Dumanlı, Konya’da öldürülen Dedeoğulları Ailesinden Çetin Dedeoğulları.
Yurt dışından gelen katılımcılar ise şöyle: Katalan Komünist Partisi, Avrupa Sol Parti, EFA (Avrupa Özgür İttifakı), Fransa Yeni Antikapitalist Partisi, İsveç Sol Parti, Norveç Yeşil Parti, Norveç SolKurd, Hollanda Sosyalist Partisi, Danimarka Kızıl-Yeşil İttifak, Finlandiya Sol İttifak, Danimarka Kızıl Yeşil İttifak, İsviçre- BastA, İsviçre Emek Partisi, İsviçre Sosyal Demokrat Parti, İspanya Podemos, İtalya Komünist Yeniden Kuruluş Partisi, Hollanda İşçi Partisi, Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti Katonts Parlamentosu, Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti İspanya Senatosu, Katalan Parlamentosu üyesi ve CUP, Norveç Sosyalist Sol Parti, AP SD grubu, BASK Bildu Dış İlişkiler Sekreteri, Katalan Parlamentosu üyesi ve CUP Dış İlişkiler üyesi, Bulgaristan Sosyalist Partisi, Almanya Sosyal Demokrat Partisi, Portekiz Komünist Partisi, Avrupa Parlamentosu, Fransa Sol Parti, Friedrich-Ebert-Stiftung (FES), Fransa Komünist Partisi, İtalya Demokratik Partisi, SYRIZA, AP Sol, Die-Linke, Birleşik Krallık Ünite Sendikası, AKPM Birleşik Sol Grup Başkanı, Rosa Luxemburg Stiftung, Birleşik Krallık İşçi Partisi."