Hakem heyeti, Abdül A.'nın kazada kusuru bulunmadığını, bu nedenle de, ehliyetsiz olmasının kazada kusur sayılamayacağına hükmederek tazminat istemini reddetti.
Kaza, 2013 yılı Kasım ayında Bayraklı 7651 Sokak'ta meydana geldi. Esengül G., yönetimindeki otomobiliyle kavşaktan dönüş yaptığı sırada, Abdül A. yönetimindeki motosiklete çarpıp, yaralanmasına neden oldu. Kazadan sonra trafik bilirkişi raporunda, asli kusurlunun Esengül G., tali kusurlunun Abdül A. olduğu belirtildi. Açılan kamu davasında mahkemenin yeni rapor istediği bilirkişi, kazada Esengül G.'yi tam kusurlu buldu. Raporda Abdül A.'nın ise bir kusurunun bulunmadığı vurgulandı. Davada otomobil sürücüsüne para cezası verildi.
SİGORTA ŞİRKETİ, ONARAMI YAPTIRDI PARAYI SÜRÜCÜDEN İSTEDİ
Bu arada kaza sonrasında Esengül G.'nin aracında meydana gelen 12 bin TL'lik hasarı karşılayan sigorta firması, trafik raporundaki 'tali kusurlu' ibaresinden yola çıkarak, yaptığı harcamanın 2 bin 600 TL'lik bölümünü motosiklet sürücüsünden tahsil edebilmek için tüketici mahkemesine başvurdu. Ancak mahkeme, alt sınır olarak 3 bin 300 TL'nin üzerindeki uyuşmazlıklara baktığını belirterek istemi reddetti ve İl Hakem Heyeti'ni adres gösterdi. Bu gelişme üzerine, sigorta şirketi bu kez de parayı tahsil edebilmek için İl Hakem Heyeti'ne başvurdu.
EHLİYETSİZ DE OLSA KUSURSUZ, PARA ALAMAZSIN
Dosyayı inceleyen Hakem Heyeti, bu tür uyuşmazlıklar için emsal bir karara imza attı. İzmir İl Hakem Heyeti, sürücünün ehliyetsiz olmasına rağmen kusur durumuna atıfta bulunup, sigorta şirketinin hasar tazminat talebini reddetti. Kararda, "Motosiklet sürücüsü ehliyetsiz de olsa kazanın oluşumunda sürücünün ehliyetsiz olmasının rol oynamadığı, ehliyetli de olsa çarpmayı önleyemeyeceği, bu nedenle kazanın oluşumuna sebebiyet vermediği durumlarda sigortacının sigortalıya rücu hakkının doğmayacağı" gerekçesine yer verildi.
Abdül A.'nın avukatı olan Mehmet Harun Elçi yaptığı değerlendirmede, ehliyetsiz olmanın kazadaki diğer kusurları kapatamayacağını söyledi. Mehmet Harun Elçi, şöyle dedi:
"Hakem heyetinin kararı, kazaya karışan sürücünün ehliyetsiz olmasının, her durumda o kişinin kazanın tek suçlusu olarak peşinen kabul edilemeyeceğini göstermiştir. Verilen bu kararla halk arasındaki yaygın bir kanı olan 'ehliyetsizse kesin suçlu ve sorumlu O'dur' durumunun da kadar yanlış olduğu anlaşılmıştır. Elbette ehliyetsiz olarak trafiğe çıkmak doğru değildir. Ahliyetsiz araç kullanmanın idari veya cezai yaptırımı da vardır. Ancak meydana gelen kaza bakımından yapılan, kusur ve tazminat incelemesinde, esas önemli olan, tarafların kazanın meydana gelmesinde hatalı davranıp davranmadıklarıdır. Bu kapsamda trafik kazalarında kişiye tazminat ödenmesi veya kişinin karşı tarafa veya sigorta şirketine tazminat ödemesi durumu kaza sonrası yapılacak olan kusur dağılımına bağlıdır." (DHA)