İnsanların etkilendiği radyasyonun yüzde 88 doğal yollardan olduğunu belirten Kaya, mutfakta kullanılan tezgahların ve granit yer kaplamalarının da radyoaktif olabileceğini belirtti.
EBSO ve Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile ortak düzenlediği toplantıda sanayi bölgelerinde kullanılan yeraltı suyu tespiti, atık suların doğaya karışması durumunda kirlilik sınırı tespiti, bina yapımında zemin etüdü, katı atık alanlarında toprağa sızan suların oluşturduğu kirlilik alanlarının tespiti, sahillerde tuzlu su-tatlı su girişim sınırlarının belirlenmesi, tarımda aşırı gübre kullanımı sonucu oluşan kirlilik tespiti, metro istasyonları ve kapalı alanlardaki radon gazı tespiti konuları ele alındı.
EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdoğan Çiçekçi, küreselleşen dünyada, çevre sorunlarının da küresel olarak değerlendirilmesini gerektiğini belirterek, “Ülkelerin sınırlarını aşan ve küresel bir nitelik taşıyan çevre sorunlarının çözümünü hedefleyen politikaların da, ilgili kuruluşların işbirliğinde ve hem küresel hem de yerel düzeyde ele alınması gerekmektedir. Bizler sanayi odası olarak, üyelerimizin yaşadığı sorunların ve çevre sorunlarının çözümünde ilgili tüm kuruluşlar ile işbirliği yapılması, görüş ve tecrübelerin paylaşılması gerektiğini düşünmekteyiz" dedi. Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya ise yaptığı sunumda ise, çevre kirliliğinin sanayi ve endüstrinin ilerlemesiyle artış gösterdiğini anlattı. İnsan nüfusunun sanayileşen bölgelerde yoğunlaştığını anlatan Kaya, "Dünya nüfusunun yüzde 50'si yüzölçümünün yüzde 8'ini kullanıyor. Tarih boyunca hep aynı alanları kullanmaya devam etmişiz. Nüfus arttıkça yaşadığımız ortama doğal baskımız artıyor. Uzmanlar nüfus artışının aynı hızla devam etmesiyle 2100 yılından sonra dünya nüfusunun 10 milyar olacağını tahmin ediyor" dedi.
“RADYOAKTİF KALINTI ARAŞTIRILMALI"
Jeofiziğin yeraltında yaptığı çalışmalarla atık durumunu tespit edebileceğini belirten Kaya, "Biz fiziğin temel ilkelerini hasar vermeden yere uyguluyoruz. Yer çekiminden yararlanıyoruz, yer manyetik alanından yararlanıyoruz. Sismik dalgalar oluşturarak zemin etüdünü yapıyoruz. Bu metotlarla kirliliği de tespit edebiliriz. Yapay gübrelerle tarım yapılan alanların taranarak radyo aktif kalıntılar olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Radyo aktif kalıntı olup olmadığı araştırılmadan bir şey söylenemez" diye konuştu. Radyoaktiviteden korkulduğunu ancak insanların maruz kaldığı radyasyonun yüzde 88’ine doğal yollarla karşılaşıldığını belirten Kaya, “Magmatik ürünleri evlerde mutfaktaki tezgahlarda kullanıyorsanız, bahçede duvarlarda kullanıyorsanız kendinizi radyoaktif ortama hapsediyorsunuz. Hastanede röntgen cihazının önünden geçmiyorsunuz ama evinize bu radyo aktif malzemeleri kullanıyorsunuz. Granit tezgahları yer kaplamalarını banyolarda mutfaklarda kullanıyorsunuz" ifadelerini kullandı. (DHA)
POLİTİKA
Sayfa başına git
