Ege Postası
Geri

Müzikle terapi için kampta buluştular

Şifa bulmak için binlerce yıldır kullanılan ancak zamanla geri plana itilen müzikle terapinin modern bilimsel yaklaşımlarla ele alınarak tedaviye sunulması için Bergama'da doktorlar ve müzisyenlerin katılımıyla bir terapi kampı düzenlendi.Sağlık Bilimleri Üniversitesi GETAT Müdürü Prof. Dr. Müslümanoğlu,"Dünyaya örnek model olmak istiyoruz. Yurt dışına bilgi verme potansiyelimiz, bilgi birikimimiz var. Arşivimizde hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğine ilişkin çalışmalar var. Batı tıbbının normlarında düzenleyip bilgi dağarcığına eklemeyi hedefliyoruz" dedi. Doktorlar ve müzisyenler Bergama'da buluştu
Müzikle terapi için kampta buluştular
Haberler / Güncel
12 Ağustos 2018 Pazar 12:44
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Kadim tedavi yöntemlerinden olan müzikle terapiyi modern bilimsel yaklaşımlarla yeniden insanlığın hizmetine sokmayı amaçlayan doktor ve müzisyenler, antik dünyada bir sağlık merkezi konumunda olan İzmir'in Bergama ilçesinde düzenlenen bir kamp programında buluştu.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Eğitim Merkezi'nin düzenlediği Asklepion Müzik Terapi Kampı, doktorlar, sağlık çalışanları, müzisyenler, müzik eğitmenleri ve bu alanda araştırma yapan akademisyenleri bir araya getirdi.

Eski ve modern müzikle terapi yöntemleri, uygulama örnekleri ve eğitimlerin verildiği 3 günlük kampta sertifika alan katılımcıların batı tıbbının yanı sıra özellikle nöroloji, psikiyatri, pediatri gibi alanlarda sağlık sorunu yaşayanlara şifa vermesi hedefleniyor.

Su, insan ve enstrüman sesi

GETAT Müdürü ve Bağcılar Eğitim ve Araştırma Üniversitesi Başhekimi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Müslümanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kayıtlı tarihe göre geleneksel tıbbın antik çağa dayandığını, Bergama ilçesinde de 7 bin yıllık bir geçmişinin bulunduğunu belirtti.

Modern tanı ve tedavi yöntemleri ile geleneksel tıbbı bütüncül yaklaşımla ele aldıklarını ifade eden Müslümanoğlu, geleneksel tıbbın "sosyal çevre, genetik özellikler, yeme içme alışkanları" gibi toplumsal konuları da kapsadığını kaydetti.

Sağlık Bakanlığının 2014 yılında geleneksel tıbbın 15 alt branşına geleneksel ve tamamlayıcı tıp tedavisi kapsamında yönetmelik hazırladığını, branşlar arasında su, insan, müzik aleti sesleri de içeren "müzik terapinin" bulunduğunu anlattı. 

Müslümanoğlu, müzik terapinin psikiyatri ve nöroloji hastalarıyla yoğun bakımdaki yenidoğanlara da  uygulandığını ifade ederek, rahatlatan ve tedavi eden müzik makamlarının tedavi kapsamında kullanıldığını, Selçuklu ve Osmanlı döneminde de doktorların aynı yöntemlerden sıklıkla yararlandığını hatırlattı. 

Müzikle terapi polikliniği kurma hazırlığı

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde alzaymır ve MS hastalarına yönelik grup müzik terapileri düzenlediklerini, ayrıca psikiyatri servisi ile ortak çalışmalar gerçekleştirdiklerini bildiren Müslümanoğlu, bir müzikle terapi polikliniği kurma hazırlığı yürüttüklerini ifade etti. 

"Modern tıbbın tedavi alanlarına katkı sağlamayı hedefliyoruz" ifadelerini kullanan Müslümanoğlu, şunları kaydetti:

"Müzik bilgisi tıp doktorunun tamamen hakim olamayacağı bir bilgi bütünlüğü. Bu işe emek vermiş sağlıkçıların, müzik öğretmenlerinin doktor gözetiminde ekip oluşturarak tedavi etmesini amaçlıyoruz. Bu nedenle bir sertifika programı düzenlendi. Dünyaya örnek model olmak istiyoruz. Yurt dışına bilgi verme potansiyelimiz, bilgi birikimimiz var. Arşivimizde hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğine ilişkin çalışmalar var. Batı tıbbının normlarında düzenleyip bilgi dağarcığına eklemeyi hedefliyoruz." 

Müzik yapan doktorlar da var

Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesi GETAT Merkezi Sorumlu Hekimi ve Sertifika Programı Koordinatörü Dr. Kanat Tayfun ise programa doktor, sağlık alanında görev yapanlar, akademik düzeyde müzikle uğraşanların katıldığını vurguladı.

Programda müzikle uğraşanların hastalıkları tanımasını sağladıklarını, doktorların da müziği hastalıkta nasıl kullanacağını öğrettiklerini aktaran Tayfun, müzik terapi alanların hem modern tıbbın sağladığı imkanlardan faydalandığını, ilaçlarını kullandığını hem de müziğin gücünden yararlandığını dile getirdi.

Tayfun, müzikle terapi hakkında şu bilgileri verdi:

"Hasta tanısını aldıktan sonra bize geliyor. Kas iskelet sistemi hastalığı da olabilir, depresyon da. Biz de hastanın yapısına göre ona en uygun müziği kendisiyle ve yakınlarıyla görüşerek tespit ediyoruz. Kötü anı yaratacak müziklerden uzak duruyoruz. Bazen aynı tanıyı alan iki kardeş aynı müzikten hoşlanmayabiliyor. Özellikle doğu tıbbında çok makam var kullanılan. Osmanlı hekimleri performans yapılacak müzikleri, hastalıklara hatta burçlara göre ayırmışlar. Belli saatlerde belli müziklerin çalınmasını istemişler. 

Doktor ve müzisyen hastanın hangi makamdan etkileneceğine karar veriyor. Depresyonun derecesini ölçecek skalalar var. Terapiye başlamadan önce ve başladıktan sonra hastadan alınan cevaplarla terapinin faydasını da ölçümleyebiliyoruz." 

Müzik terapi süresinin hastalığın süresine göre belirlenebileceğini dile getiren Tayfun, tedaviyi hastane şartlarında sürdürdüklerini, önce bağımlılık tedavisinde uyguladıklarını, programa katılan bazı doktorların müzik terapiyi enstrüman çalarak da gerçekleştirebildiğini sözlerine ekledi. (AA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası