EGEPOSTASI – Önceki gün Narlıdere Belediyesi'ni temsilen SODEMSEN ile belediyede örgütlü olan Belediye-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube ile arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması nedeniyle sendika grev kararı almıştı.
Sendika yetkilileri ile sendika üyesi işçiler bugün Narlıdere Belediyesi hizmet binasının önünde toplanarak, grev kararını binanın kapısına astı. İşçiler, uzlaşmanın sağlanamaması halinde 6 iş günü içinde greve başlayacak.
Belediye binasının önünde konuyla ilgili basın açıklamasını okuyan Belediye-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay, şu ifadeleri kullandı:
“HAYAT PAHALILIĞINDA BU TEKLİFİ NASIL KABUL EDELİM”
“Belediye-İş; dürüst, tutarlı ve ilkeli toplu sözleşme politikaları sonucu, örgütlü olduğu işyerlerinde toplu sözleşmeler öncelikle masada bitirmeyi hedefleyen bir sendikadır. Sendikamızın bütün iyi niyetli samimi çabalarına rağmen sendikamız ile Narlıdere Belediyesi arasındaki toplu sözleşme sürecimiz, belediye yönetiminin uzlaşmaz tutumu nedeniyle tıkanmıştır. Üyelerimizin, Anayasal haklarını kullanarak aldıkları bu grev kararı, belediye emekçilerinin de, sendikamızın da tercihi değildir. Alınan grev kararı, hayat pahalılığı ve geçim derdinin dayatmasındandır. Alınan bu grev kararı, bize enflasyon altında ücret artışı öneren işverenin dayatmasının sonucudur. Toplu iş sözleşme görüşmesi sonrasında yönetici, temsilci ve üyelerimizle yapmış olduğumuz toplantılar sonucunda belediyenin teklifi, arkadaşlarımız tarafından kabul edilmemiştir. Sendikamız ve arkadaşlarımız bu hayat pahalılığında bu teklifi nasıl kabul etsinler?
“FEDAKARLIK YAPACAK HALİMİZ KALMADI”
Barınma, ısınma, elektrik ve gıda gibi temel harcama kalemlerindeki fiyat artışları çok ciddi seviyelere ulaşmıştır. Doğalgaz konut tarifesi 1 Ocak’ta yüzde 25, 1 Nisan’da yüzde 35 ve son olarak 1 Haziran itibarıyla yüzde 30 oranlarında yapılan üç zamla birlikte yılbaşından bu yana toplam yüzde 120 oranında zamlanmıştır. Elektrik fiyatları son altı ayda yüzde 151 artmıştır. Biz toplu sözleşme taslağını hazırlarken TÜİK’in enflasyon oranı yüzde 40’lardaydı. Mayıs ayında TÜİK’ in açıkladığı çakma enflasyon oranı bile yüzde 73,5’lerde. Bizim isteyip de belediyenin vermediği ücret dahi her geçen gün eriyor. İktidarın akla mantığa ve bilime aykırı politikaları nedeniyle, her gün temel gıda maddelerine zamlar yağıyor. Artık işçinin fedakarlık yapacak hali kalmadı. Belediyelerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları da anlıyoruz, yaşıyoruz. Ancak, krizin, pandeminin, savaşın sorumlusu biz emekçiler değiliz. Hep işçiden fedakarlık bekleniyor. Artık yeter! Bizim fedakarlık yapacak halimiz kalmadı.
“ARTIK YETER BÖYLE GİTMEZ”
Yaşam pahalı, emek ucuz olamaz. Yaşamın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin karşısına “Artık yeter böyle gitmez” diyoruz. Sefalet ücretlerine teslim olmayacağız. Yüksek enflasyon ortamında, erken kalkanın ilk zammı yaptığı, kimsenin de hesap sormadığı bu ekonomik düzenin sorumlusu emekçiler değildir. Biz emekçiler bu sistemin mağduruyuz. Biz insanca bir yaşam için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz. Biz geçim derdindeyiz. Kimse bizim ekmek davamızı kendi siyasi çıkar ve hesaplaşmalarının aracı yapmasın.
“GELİN BU SÜRECİ MASADA BİTİRELİM”
Biz, belediyenin kasasını istemiyoruz. Bu sürecin masada bitmesi için ısrarlı çabamıza devam edeceğiz. Çünkü bizim amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil. Gelin bu süreci masada bitirelim. El ele omuz omuza halayımızı birlikte çekelim.”