EGEPOSTASI- Yaz aylarının gelmesiyle birlikte özellikle İzmir gibi denize kıyısı olan ve yaz turizminin önemli olduğu kentlerde boğulma vakalarında da artış oldu.
Öte yandan; İzmir Valiliği, kentteki boğulma vakalarını en aza indirgemek için “Suda Boğulma Olaylarına İlişkin Genel Emir” başlıklı tedbirler listesini yayımladı.
Valilik tarafından yapılan duyuruda, boğulma vakalarına neden olan etmenler açıklanırken alınan tedbirler de madde madde sıralandı.
Yapılan duyuruya göre; can güvenliği riski taşımayan deniz, göl, gölet vb. yüzülebilir yerlerin her yıl mart ayının sonuna kadar “yüzme alanı” olarak belirlenecek ve bu alanlar dışında yüzülmesine müsaade edilmeyecek.
Valilik tarafından yapılan ve 31 tedbirin yer aldığı duyuruda şu ifadelere yer verildi;
“Üç tarafı denizlerle çevrili ve pek çok doğal güzelliğe sahip ülkemizde mevsimsel faktörler sebebiyle havaların ısındığı yaz aylarında eğlenmek, dinlenmek, yüzmek, piknik yapmak, balık tutmak, spor yapmak gibi sebeplerle denizler, göl ve göletler, sulama kanalları, barajlar, akarsu yatakları ve havuzlar gerek vatandaşlarımız gerekse turistler tarafından öncelikli olarak tercih edilmektedir.
Bu alanlarda zaman zaman yaşanan ve can kayıplarına sebep olan boğulma olaylarının, yüzme bilmenin beraberinde getirdiği özgüven duygusu, kuzey rüzgârların hâkim olduğu sahillerde oluşan çeken akıntı, olumsuz hava ve deniz koşullarında denize girilmesi, kontrollü plajlar yerine ücretsiz ve ıssız sahillerde denize girmenin tercih edilmesi, alkollü bir şekilde ya da yasaklı madde kullanarak denize girilmesi, iyi seviyede yüzme bilinmemesi, kayalıklardan denize düşme, zıpkınla balık avcılığında sığ su bayılmaları, su sporları faaliyetleri esnasında yaşanan kazalar gibi çeşitli nedenlerden kaynaklandığı görülmektedir.
Bu nedenle denizler, göl ve göletler, barajlar, sulama kanalları, akarsu yatakları ve havuzlarda yüzme faaliyetinin düzenlenmesi meydana gelebilecek boğulma olaylarının ve can kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bilindiği üzere 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesinin c bendinde “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır.” hükmü yer almaktadır.
Bu çerçevede, suda boğulma vakalarının önlenmesi, yüzme alanlarında uyulacak genel kuralların belirlenmesi, suda boğulma olaylarının analizinin yapılarak sebeplerinin araştırılması ve denetimlerin artırılması amacıyla;
1- Sağlık, güvenlik ve sosyal donatılar açısından yeterli görülen, can güvenliği riski taşımayan deniz, göl, gölet vb. yüzülebilir yerlerin her yıl mart ayının sonuna kadar “yüzme alanı” olarak belirlenmesi ve kamuoyuna duyurulması,
2- Yüzme alanı olarak belirlenen alanlar dışında kalan deniz, göl, gölet, baraj, sulama kanalı, akarsu, sulama ve hayvan içme suyu göletleri, sel kapanı, regülatör, su iletimi, deşarj veya taşkın kontrol kanalı vb. alanlarda suya girilmesine kesinlikle müsaade edilmemesi ve bu alanlara yönelik ilave tedbirlerin planlanması,
3- Tespit edilen yüzme alanlarında yüzme sınırlarının (kıyıdan itibaren 200 metreye kadar) yüzer donanımlarla işaretlenmesi ve bu alanlarda yüzme sınırlarını gösteren uyarıcı levhaların bulundurulması,
4- Yüzme alanı olarak belirlenmiş ve sınırları işaretlenmiş alanlara, her türlü motorlu veya motorsuz deniz aracının girmesi ve bu alanlarda yarış, gösteri vb. herhangi bir aktivite yapılmasının engellenmesi,
5- Meteoroloji Bölge Müdürlüğünce olumsuz hava tahminlerinin Valiliğimiz ve Kaymakamlıklara bildirilmesi ve hava/deniz koşullarının uygun olmadığı zamanlarda suya girilmesinin Valiliğimizce ve Kaymakamlıklarımızca ivedilikle yasaklanması ve kamuoyuna duyurulması (yerel basın, sosyal medya vb. aracılığıyla),
6- Denize yoğun olarak girilen yerlerde halkın bilgilendirilmesi ve uyarılması maksadıyla sahil şeritlerine hâkim olacak şekilde sesli anons ve uyarı sistemlerinin kurulması,
7- Sahillerde çeken akıntı üreten yerlerin tespitinin yapılması ve ikaz dubalarıyla işaretlenmesi,
8- Boğulma olaylarının yaşandığı deniz, göl, gölet, akarsu, su kanalı vb. alanlarda ve kontrolsüz plajlarda suya girilmesinin can güvenliği açısından tehlike arz ettiğini belirten işaret ve ikaz levhalarının konulması ve bu alanlara yönelik ilave tedbirlerin planlanması,
9- Sahil ve kıyı işletmelerinde “Plaj Dikkat ve Uyarı Bayrakları” nın mevzuata uygun şekil ve standartlarda olmasının sağlanması,
10- İnsan sağlığı ve can güvenliği açısından yüzmeye uygun olmayan alanlar konusunda vatandaşların ve turistlerin bilgilendirilmesi amacıyla ilan panoları, otobüs durakları, otogarlar, sahil şeritleri ve plaj gibi yerlere uyarıcı afişlerin asılması, bu afişlerin belli aralıklarla güncellenmesi,
11- DSİ tarafından işletilen veya çeşitli kurum ve kuruluşlara devredilen tesislerin (baraj, gölet, sel kapanı, regülatör, su iletimi, deşarj veya taşkından koruma kanalı gibi) çevresine insan geçişinin engellenmesi amacıyla fiziki güvenlik tedbirlerinin (tel çit, korkuluk, uyarı levhaları gibi) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Su Yapıları Koruyucu Güvenlik Tedbirleri Yönetmeliği çerçevesinde ilgili kurumlarca; Yönetmelik kapsamı dışındaki su yapılarında ise tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre işletmecisi tarafından yapılması,
12- Sahil kesiminde devriye/denetim faaliyeti icra eden kolluk/belediye personeline ilk yardım eğitimi verilmesi,
13- Suda boğulma olayları sonrasında uygulanacak ilkyardım kurallarını ihtiva eden broşürlerin İl Sağlık Müdürlüğünce hazırlanarak farkındalık oluşturmak üzere ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite öğrencileri ile turizm tesisleri ve su sporları işletmelerine dağıtılması,
14- Yüzme alanlarındaki yoğunluğa ve risk durumuna göre ilgili işletme tarafından Türkiye Sualtı Sporları Federasyonundan belgeli cankurtaran görevlendirilmesinin sağlanması,
15- Cankurtaran istasyonlarında halkın görebileceği yerlere cankurtaran brövesinin bir örneğinin, çalışma saatlerinin ve flamaların anlamlarının asılması,
16- Cankurtaranın olmadığı veya denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğu durumlarda cankurtaran istasyonlarına kırmızı flama çekilip sınır flamaları kaldırılarak cankurtaranın olmadığı ve denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğunun anons sisteminden duyurulması,
17- Plaj hizmeti veren tüm işletme ve konaklama tesislerince, denizde meydana gelen yaralanma veya ölümle sonuçlanan kazaların ivedilikle 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi,
18- Denize yoğun olarak girilen yerlere öncelik verilmek üzere yüzme alanlarında ilk yardım kabini/odasının bulundurulması/oluşturulması ve gerekli personel/malzeme desteğinin sağlanması,
19- Yüzme alanlarından faydalanan vatandaşların can güvenliği açısından bu alanlarda her türlü su ürünleri avcılığının yasaklanması,
20- Yüzme alanları içerisinde oyun gruplarının (şişme ve diğer yüzer su parkı) ve cankurtaranın görüş alanını olumsuz etkileyen diğer büyük hacimli yapıların oluşturulmasına izin verilmemesi,
21- Okullarda “Çeken Akıntı”, sulama kanallarında, barajlarda ve insan sağlığı ile can güvenliği açısından yüzmeye uygun olmayan yerlerde suya girilmesinin tehlikeleri hakkında eğitimlerin verilmesi,
22- Üniversiteler ve diğer paydaş kurum/kuruluşlar aracılığıyla kamuoyunda farkındalığı artırıcı panel, seminer, sempozyum, çalıştay vb. etkinliklerin düzenlenerek çıktılarının kamuoyu ile paylaşılması,
23- Turizm merkezleri başta olmak üzere yoğun olarak denize girilen yerlerde “Boyunuzu Geçebilir”, “Çeken Akıntı”, “Alkollü Şekilde Denize Girmek Risklidir ”, “Yüzme Bilmeden Denize Girmek Tehlikelidir ”, “Kayalıklardan Atlamak Hayati Tehlike Taşır” gibi uyarıcı ibareler içeren broşürlerin dağıtılması,
24- İlimizde ve ilçelerimizde imkanlar çerçevesinde paydaş kurum/kuruluşlarla iş birliği içerisinde yüzme kursları/programları düzenlenmesi ve/veya isteklilere cankurtaranlık eğitimi verilmesi,
25- Özellikle boğulma vakalarına dayalı can kayıplarının arttığı dönemlerde paydaş kurum/ kuruluşlar aracılığıyla vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi/bilinçlendirilmesine yönelik faaliyetlerin yoğunlaştırılması,
26- İlimiz ve ilçelerimizde oluşturulacak denetim ekipleri tarafından sık ve düzenli denetimlerin gerçekleştirilmesi,
27- Bölgesel turizm sezonları süresince, özellikle kontrolsüz sahillerde ve çevresinde yoğun saatler arasında denetimlerin artırılması,
28- Sahillerde bulunan plaj işletmelerinin işleticisi kamu, özel kurum, şirket ve kişilerin belgeli cankurtaran ve gerekli can kurtarma araç/gereçlerini bulundurmalarını sağlamak amacıyla gerekli denetimlerin yapılması,
29- Görev yapan cankurtaranların standartlara uygunluğu ve yeterli kurtarma ve ilk yardım ekipmanına sahip olup olmadığının belirli aralıklarla denetlenmesi,
30- Özellikle hafta sonu ve bayram tatillerinde yüzme alanlarında/plajlarda denetimlerin artırılması,
31- Konuya ilişkin yapılacak ihlallere 5236 sayılı Kabahatler Kanununun 32’nci maddesi gereğince idari yaptırım uygulanması,
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi gereğince Valilik Kararı olarak kararlaştırılmıştır.”