İzmirli Dilek Akan (36) ile Ali Akan (38) çiftinin oğulları Çınar, 25 Ocak 2011'de erken doğumla dünyaya geldi. Anne sütü ememeyen Çınar'da bir süre sonra beyin kanamasına bağlı olarak kısmi beyin felci gelişti. Çınar büyüdükçe bedenindeki engelleri fark eden Dilek- Ali Akan çifti, oğullarını henüz 6 aylıkken, fizik tedaviye götürmeye başladı. Tüm çabalara rağmen Çınar, tam olarak iyileşemedi. Yardım almadan ayakta duramayan veya ihtiyaçlarını gideremeyen Çınar için annesi Dilek Akan, kendisini oğluna adadı. Oğlunun eğitim almasını, hayata karışmasını, arkadaşları ile oynamasını isteyen Dilek Akan, Çınar'ı evlerinin yakınında yer alan ve kaynaştırma sınıfı bulunan Ömer Seyfettin İlkokulu'na yazdırdı. Her gün oğlu ile birlikte okula giden Dilek Akan, Çınar'ın derste olduğu 09.00 ile 14.00 saatleri arasında, bahçede çıkış zilinin çalmasını bekliyor. Muhasebeci olan Dilek Akan, Çınar doğduktan sonra çalışmayı bırakarak, oğluyla ilgilenmek zorunda kaldı.
Yalnız başına yürüyemeyen ve ayakta duramayan Çınar'ın eli ayağı olan annesi Dilek Akan, oğlunun daha önce konuşmakta da zorlandığını; ancak gördüğü tedavilerin ardından ağız kaslarını şimdi biraz kullanabildiğini söyledi. Akan, "Sabahları kalkıyoruz, onu ben hazırlıyorum. Yüzünü yıkamadan kıyafetini giydirmeye kadar birçok şeyi birlikte yapıyoruz" dedi.
'OĞLUMUN ELİ, KOLU OLMAK İÇİN GÜÇLÜ DURMAYA ÇALIŞIYORUM'
Her sabah Çınar ile birlikte okula giden ve ders bitene kadar oğlunu bekleyen Dilek Akan, diğer oğlu Ege Akan'ı (2) da anne- babasına emanet ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Çınar'la okulda geliyorum. Onu teneffüslerde elinden tutarak, gezdiriyorum. İhtiyaçlarını birlikte karşılıyoruz. Bütün gün okuldayım, tek başına kalamıyor. Engelini aşarak rahatlıkla hareket edebilmesi için fizik tedavi lazım. Aynı zamanda kaslarını geliştirmek için ata binmesi gerekiyor, havuzda yüzmesi gerekiyor. Kaslarının esnemesi için bale eğitimi alması lazım. Bugüne kadar elimizden geldiğince birtakım terapiler uygulattık ama maddi durumumuz çok iyi olmadığı için bu tür eğitimleri çok fazla almasını sağlayamadık. Bu durum da beni üzüyor. Eşim Ege Üniversitesi'nde işçi olarak çalışıyor. Diğer çocuğuma annem ve babam bakıyor; çünkü ben devamlı okuldayım. Her şeyden önce ev içerisinde bile tek başına bir şey yapamıyor. Zaman zaman ağlama krizlerine yakalanıyor. Ben ona destek olmak, oğlumun eli, kolu, bacağı olmak için güçlü durmaya çalışıyorum. Elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum."
'PEDİATRİK ORTEZLERİNİN 6 AYDA BİR DEĞİŞMESİ LAZIM'
Çınar'ın top oynamayı çok sevdiğini; fakat ayakta duramadığı için oynayamadığını anlatan Dilek Akan, "Sınıftaki arkadaşları, Çınar üzülmesin, diye gizli gizli beden eğitimi dersine çıkıyor. Çınar şimdi okuma ve yazmayı öğrendi. Bunlara rağmen fiziksel olarak hala katetmemiz gereken çok yolumuz var. Anne ve babası olarak elimizden geleni yapıyoruz ama devamlılığı olan terapilerin, oğlum için faydalı olacak terapilerin sürmesi lazım. Bunu sağlayamıyoruz. Çınar'ın engelli raporu ile araç aldık ancak artan masraflar nedeniyle bunu da sattık. Çınar'ın ayağına giydiği pediatrik ortezlerin, 6 ayda bir değişmesi lazım. Tedavi masrafları yüksek. Ben de eşime destek olmak için sarma ve tatlı siparişi alıp, yapıp satıyorum" dedi. (DHA)