CHP Genel Başkanı Özgür Özel,15 Kasım Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) kurmaylarıyla birlikte ziyaret etti. Ziyaret programı kapsamında KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ile görüşen Özel, görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel'in açıklamaları şöyle:
"CHP Genel Başkanı olarak ilk ziyaretimi Kıbrıs'a yapacağımı daha önce söylemiştim. Takvim de denk geldi ve bu ilk ziyareti Kıbrıs'ın Cumhuriyet Bayramı gününde ve kuruluşun 40. yıl dönümünde gerçekleştirmiş olduk. Akşam Magosa'da 'Şampiyon Melekler'in aileleriyle bir araya geleceğiz. Biz depremin acılarını ve deprem sonra yaşananları takip etme açısında özellikle de Adıyaman'daki İsias Hotel ve arama kurtarma çalışmaları konusunda ailelere hızlı ve doğru bilgi verilmemesinin KKTC'de yarattığı derin bir travma var. Bu konunun da takipçisiyiz. İsias Hotel'in mahkemesi başladığında -ki çok yakında başlayacak- orada da CHP'nin Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri süreci takip ediyor olacaklar.
"DARBE GECESİ DARBENİN KARŞISINDA YER ALAN PARTİYE VE GENEL BAŞKANI'NA 'DARBE OLSA SİZ DESTEKLERSİNİZ' DEMEK UTANMAZLIĞI DANİSKASI"
Recep Tayyip Erdoğan'a şunu demeli: Bir darbe, kalkışma olsa bunu ilk kim desteklermiş? CHP desteklermiş, öyle söylüyor. 15 Temmuz akşamı darbe oldu Meclis Başkanı'nı, AKP Grup Başkanvekillerini ilk kim aradı? Özgür Özel aradı, 'Darbenin karşısındayız, kapalı Meclis'i açalım, birlikte direnelim' dedi. Ben dedim ki, 'Millet bize yeni bir seçimde yeni bir görev verene kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasındayız, darbecilerin karşısındayız.' Bu lafı söylemiş kişiye hiç utanmadan, sıkılmadan utanmaz diyor. Bir utanmazlık varsa darbe gecesi, bütün darbeler tabiatı gereği iktidara yapılır. Herkes ana muhalefetin gözünün içine bakar. Darbe gecesi ilk desteği açıklayan, Meclis'i açan, darbenin karşısında yer alan partiye ve o partinin sözcüsü, bugünkü Genel Başkanı'na 'darbe olsa siz desteklersiniz' demek utanmazlığın daniskasıdır.
"SİZ, 'İKİ MAHKEME DE EŞİTTİR. BEN DE YARGITAY'IN TARAFINDAYIM' DERSENİZ SİZİN TARAFINIZ DARBENİN TARAFIDIR"
Bütün darbeler anayasaları askıya alırlar. Bunu topla, tüfekle yaparsanız askeri darbe olur. Sizin gibi var olan anayasayı hiçe sayarsanız sivil darbe olur. Yapılmaya çalışılan, anayasanın bir maddesini hiçe sayarak Anayasa Mahkemesi'nin denetiminden kurtulmak. İki yüksek yargı organı arasında anlaşmazlık olduğu doğru, ama anayasa anlaşmazlık tarif etmiyor. 'Anayasa Mahkemesi kararı herkesi, Yargıtay'ı da bağlar' diyor. 'Bütün yargı organlarını ve bütün yürütme organlarını bağlar' diyor. Siz buna karşı, 'Hayır, ikisi de eşittir. Ben de Yargıtay'ın tarafındayım' derseniz sizin tarafınız darbenin tarafıdır. Siz darbenin başısınız.
"PARTİ İÇİNDE DEĞİŞİM YAŞANDI AMA ESAS DEĞİŞİM İKTİDARDA YAŞANACAK"
Biz değişim kurultayımızı yaptığımızdan beri Tayyip Erdoğan bir cümlede 4 kere 'değişim' diyor. CHP'deki değişimin onun uykularını kaçırdığı çok belli. Bizimle meşgul, ben bundan çok memnunum. Parti içinde değişim yaşandı ama esas değişim iktidarda yaşanacak. İktidarı değiştireceğiz, Cumhurbaşkanı'nı değiştireceğiz. Önce yerel seçimlerde bir başarı elde edeceğiz, ardından da bu sürdürülemez yönetim biçimine karşı vatandaşımızdan genel seçimin sandığını talep edeceğiz ve cumhurbaşkanı değiştireceğiz. O yüzden onun her an beyninin içinde değişim kelimesinin olduğunu bir cümlede 4 kere 'değişim' demesinden anlıyoruz, endişelenmekte haklı.
"HUKUKSUZ YARGILAMALARA VE HUKUKSUZLUKLARA İTİRAZ ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Abdullah Öcalan'dan medet umacağıma Selahattin Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu eleştirmek çok daha izah edilebilir bir şeydir. Selahattin Demirtaş bir partinin genel başkanıyken alındı, cezaevine kondu ve birçok hak ihlal kararlarına rağmen hâlâ orada tutuluyor. Oysaki kendisi 40 bin kişinin katili Abdullah Öcalan'la mektup arkadaşlığı yapmaktadır. Ondan mektup alıp, yerel seçimlerde mektup okutturmaktadır. Binali Yıldırım'ı destekletmektedir. Yani esas kimin kimle ilişkili olduğunu vatandaşımız takdir etsin. Biz hukuksuz yargılamalara ve hukuksuzluklara itiraz etmeye devam edeceğiz." (ANKA)