İZTO ağustos ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın yansımalarının daha fazla kuraklık ve artan orman yangınları olarak yaşandığını belirtip, "2024 yılının başından beri ülke genelinde 2 bin 690 orman yangını yaşadık. Bu rakam geçen sene aynı dönemde 1549 idi. Zarar gören orman alanının ise geçen sene 12 bin 360 hektar iken, bu sene 20 bin 41'e çıktığını görüyoruz. Ülkemiz genelinde yangınların öncelikli çıkış nedeninin ihmal olduğunu görüyoruz. 2023 yılında çıkan 2 bin 579 yangının 1133'ünün, İzmir'de çıkan 314 yangının 238'inin ise insan hatasından kaynaklandığı kayıtlara yansımış" dedi. Özgener, bu konuda caydırıcı cezaların, farkındalık ve eğitimin önemli olduğunu dile getirdi.
'EYLEM PLANI İVEDİLİKLE UYGULANMALI'
"Doğaya insan eliyle verilen zarar ne yazık ki orman yangınlarından ibaret değil" diyen Özgener, “Bunun bir diğer örneğini daha kentimizde yaşıyoruz. İzmir Körfezi'nde kirliliğe bağlı olarak oksijenin tükenmesi sonucunda, Körfez'de kıyıya çipura ve levrek başta olmak üzere her boydan yüzlerce ölü balık vurdu. Ölü balıklar ile deniz yüzeyindeki kirlilik, kentimizin en büyük kabuslarından biri olan kötü kokuyu da beraberinde getirdi. Gerek Bakanlıklarımız gerek ise yerel yönetimler konu ile ilgili gerekli araştırmaları yapıyor. Burada bizlerin üzerine düşen görev; kentimizin tüm paydaşları ile bir araya gelip çözüm yollarını içeren bir Eylem Planı oluşturmak ve ivedilikle uygulamaya koymak" ifadelerinde bulundu.
'GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDE ENFLASYON DÜZELTMESİ YAPILMAMALI'
Enflasyonun düşürülmesi için kritik bir döneme girildiğini belirten Özgener, geçici vergi dönemlerinde enflasyon muhasebesinin uygulanmaması gerektiğini aktararak, "Bu uygulamanın reel sektörümüzü oldukça zor bir duruma düşürdüğünü görüyoruz. Enflasyon ve vergi artışları nedeniyle sıkıntılar yaşayan, öz sermayesi yetersiz olduğu için yüksek maliyetlerle borçlanmak durumunda kalan KOBİ'lerimizden sabit yatırımlar veya stoklar üzerinden vergi almanın doğru olmadığı düşüncesindeyiz. Bu konunun; ülkemiz ekonomisine istihdam, üretim, yatırım ve ihracat gibi alanlarda büyük destek veren KOBİ'lerin rekabet gücünü zedeleyeceğini, işletmeler açısından çalışan çıkarma, hatta iflasa varacak etkileri olabileceğini düşünüyor, kararın en kısa sürede gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu. Özgener, "Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinin yapılmamasını öneriyor, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın konuya açıklık getirmesinin doğru olacağına inanıyoruz" dedi.
'SONBAHARDA ENFLASYONLA MÜCADELEDE KRİTİK BİR SÜRECE GİRİLECEK'
Enflasyonla mücadelenin devam ettiğini ve sonbaharla birlikte bu mücadelede kritik bir sürece girdiğini söyleyen Özgener, "Enflasyon düşük seviyelere kalıcı olarak gerileyene kadar, mücadelenin hem para hem de maliye politikası yolu ile devam etmesini ve enflasyonun hızlı bir şekilde aşağı çekilmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde, enflasyonist ortam işletmelerimizin yüklerinin daha da artmasına yol açacak. Merkez Bankası orta noktası yüzde 38 olan yüzde 34-42 bant aralığı yılsonu enflasyon tahminini değiştirmedi; fakat verdiği mesajlardan iç talepte azalma, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde iyileşmenin devam edeceği öngörülüyor. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının Merkez Bankası öngörüleriyle uyumlu hale getirilmesi kritik öneme sahip" diye konuştu. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulmanın gözlemlenmesi durumunda, sıkılaşma eğiliminin ortaya çıkacağını aktaran Özgener, "Enflasyonla mücadelede önümüzdeki birkaç ay kritik olacak" dedi.
'ORTA VADELİ PROGRAM HEDEFLERİ ÖNEMLİ'
Vergi reform önlemlerinin bütçe tarafında olumlu sonuçlar vermeye başladığına dikkati çeken Özgener, "Şirketler vergi tarafında artan maliyetler ile karşı karşıya kalırken, bütçenin harcamalar tarafının zayıf halka olarak kalmaması ve enflasyonla mücadeleyi azaltmaması gerektiğini düşünüyorum. Vergide dijitalleşme, kayıt dışını vergilendirme gibi birçok çalışma olduğunu görüyor ve bütçe tarafında bir toparlanma yaşandığını gözlemliyoruz. Sonuç olarak, kritik bir sürece giriyoruz. Bu şartlar altında, mevcut ekonomik programa bağlı kalınması ve eylül ayında açıklanacak Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri önemli. Enflasyonu hızla ve kalıcı olarak düşürmek için, bu programda ortaya konacak hedeflerin, beklentileri aşağı çekmede etkili olmasını ve Merkez Bankası'nın işini kolaylaştırmasını umuyoruz. Kredibilitesi yüksek bir program, her ne kadar bugün farklı alanlarda uyum sağlamamız gereken adımlar gerektirse de faizlerin gereğinden fazla yüksek kalmasını da engelleyecektir" diye konuştu.
'YÜKSEK FAİZ KOBİ'LERİ SIKINTIYA SOKUYOR'
“Kararların gerektiği zamanda alınmaması ve aşırı gevşek politikaların sonucunu yüksek enflasyon olarak yaşıyoruz" diyen Özgener, şöyle devam etti: "Bu da büyüme ve enflasyonla ilgili bizi uzun vadeli bir diğer sıkıntı olan verimsizlik ve orta gelir tuzağına getiriyor. İç piyasada rekabeti bozan regülasyonlar; iç piyasayı desteklemek için verimli-verimsiz şirket farkı gözetmeyen kredi genişleme politikaları ile verimsiz zombi firmaların, maliye politikalarını olumsuz etkileme pahasına yüzdürülmesi bunların başında geliyorö dedi. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemiz özelinde gördüğümüz bir diğer problem ise, iç tüketimle beslenen büyüme ve gevşek politikalarla yükselen enflasyon. Hepsinin temelinde ise, eskisi kadar hızlı büyüyememe durumundan bir an önce kurtulmak için atılan yanlış politikalar yer alıyor. Yüksek faiz durumunun şirketler kesimini, özellikle KOBİ'leri, sıkıntıya soktuğunu çok net hissediyoruz. Yapılan çalışmalar da kurdaki hareketin büyük ve orta ölçekli şirketleri daha olumsuz etkilerken, faizlerdeki artışın ise küçük ve mikro ölçekli şirketleri daha olumsuz etkilediğine işaret ediyor."
'İZTO ÜYELERİ UYGUN FAİZLİ KREDİ İMKANI SAĞLANMASINI İSTİYOR'
Kredi maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde; üyelerinin teşvik ve desteklerden ne ölçüde yararlanabildikleri, hangi desteklere ihtiyaç duydukları ve geliştirilmesi gereken destek ve teşvikleri ile ilgili olarak komitelere görüşlerini sorduklarını belirten Özgener, "Komitelerimizden aldığımız geri bildirimlerde; yüksek faiz oranları nedeniyle krediye erişimin zor olması göz önünde bulundurularak, ticaret ve üretim kesimine yönelik uygun faizli kredi imkanları sağlanması başta geliyor. Kredi Garanti Fonu (KGF), İhracatı Geliştirme (İGE) gibi kuruluş ve destek programlarının çoğaltılması da yapılması gerekenler arasında yer alıyor. Özellikle işgücü yoğun çalışan sektörler ile ihracatçı firmalarımızın finansal açıdan desteklenmesinin mevcut ekonomik şartlarda daha da önem kazandığını görüyoruz. Artan işletme maliyetleri, kur oranları ve yüksek finansman maliyetlerini, üyelerimizin karşılaştığı majör sorunlar olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, teşvik ve desteklerden faydalanma koşulları ve prosedürlerinin kolaylaştırılmasını, işyeri olarak kullanılmak üzere alınan gayrimenkuller için düşük faizli ve esnek ödeme planlı kredi imkanlarının geliştirilmesini, makine yenileme amacıyla teşvik ve desteklerin verilmesini de gerekli görüyoruz" sözlerine yer verdi.(DHA)