TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir’in kronikleşmiş sorunlarından olan ve zaman zaman gündeme gelen koku sorunu bir kez daha İzmir kamuoyunda tartışılmaya başlandı.
Özellikle yaz aylarında kendini gösteren koku sorununun bir süredir kentin kuzey kıyı aksında yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte tepkiler de gelmeye başladı.
İzmir siyasetinin muhalefeti AK Partili yöneticiler koku sorunu üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU’yu eleştirirken İZSU Genel Müdürü Aysel Özkan konuya ilişkin Egepostası’na konuştu.
Koku sorununa ilişkin aşırı şikayet olmadığını beliren Özkan, sorunun kökünden çözülmesi için çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini söyledi.
“AŞIRI BİR TALEP GELMESİ GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Koku sorununun tepki toplayacak denli büyük olmadığını ifade eden Özkan, algı yaratılmak istendiğini belirtti ve “Bizim 185 çağrı merkezimiz var. O merkeze bu konuda gelen aşırı bir talep gelmesi ya da ivme göstermesi gibi bir durum söz konusu değil. İnsanlar, arıza, şikayet, talep ve önerilerini oraya sunuyorlar. Ben her gün raporunu alıyorum ve belirgin bir durum söz konusu değil. Bu iş biraz ‘var mıydı’ ‘yok muydu’ diye tartışma konusu yapılmaya çalışılıyor. Açıkçası biz bu tartışmalara girmek istemiyoruz. Biz bir kamu kurumuyuz. Kanallardan, arıtmalarda, derelerden sorumluyuz. Dolayısıyla biz yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Mesela Meles, Arap dereleri ve Manda Çayı’nın temizlenmesi düzenli bir şekilde yapılıyor. Çiğli, Karşıyaka’nın bir kısmında evet hafif bir koku var. Ama biz kendimize düşen işleri iyi yapak için tüm personelimizle birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bize gelen yoğun bire talep yok koku konusunda. Biraz gündem yaratılmaya çalışılıyor diye düşünüyorum. Tabii sadece bize görev düşmüyor. Bu şehir bir sanayi şehri herkese görev düşüyor” dedi.
“ASIL SORUN KANALLAR TAMAMEN AYRIŞTIRILDIĞINDA SONA ERER”
İZSU’nun rutin sorumluluklarını aksatmadan yerine getirdiğinin altını çizen Özkan, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarının birleşik olmasından kaynaklı koku sorunu yaşandığını hatırlattı ve “Biz, normal olarak kanal temizliğimizi yapıyoruz. İzmir’de de birçok şehirde olduğu gibi birleşik sistem var yani yağmur suyu ve kanalizasyon bir arada. Biz İzmir olarak hızlı bir şekilde bunu ayırmak için çalışıyoruz. Çünkü birleşik olması özellikle düz bölgelerde hafif bir kokuya sebep olabiliyor. Biz bir yandan bunun çalışmalarını yürütürken bir yandan da şehrin birçok noktasında yağmur suyu projelerimizi devam ettiriyoruz. Birleşik sistemlerde düz alanlarda yağmur suyunu alıp kanala aktaran ızgaralar var. Alsancak, Konak, Karşıyaka, Çiğli ve Hatay’ın bazı bölgelerinde. Bu hatlar kanalizasyon hatlarıyla birleşik olduğu için özellikle çok sıcak yaz aylarında koku yapabiliyor. Ama bu yıl o kadar yoğun bir koku sorunu yok. Çiğli bölgesindeki koku yoğunlaşması da her zaman olan bir durum değil. Bir yönetici olarak gece çıkıp dolaşıyorum. OSB’ye, arıtmaya, Bostanlı deresi gibi çeşitli noktalara gidiyorum. Bazen rüzgarın yönüyle ilgili olarak ya da bazı noktalarda bizim de tespit edemediğimiz şeylerden kaynaklı olarak koku olabiliyor. Ama biz ondan mıdır bundan mıdır diye düşünmekten ziyade üstümüze düşeni yapmaya ve sorunu gidermeye çalışıyoruz. Ama asıl sorun kanallar tamamen ayrıştırıldığında sona erer. Bu önemli bir yatırım ve biz bu konuda ciddi yatırım yapıyoruz. Ama bu sorun 10 gün, bir ay ya da bir yılda çözülebilecek bir sorun değil. Biz bütün şehrin bu sorununu çözmeye çalışıyoruz. Kaldı ki bu yıl özellikle dere ve kanal temizlikleri çok iyi gittiği için şehrin önemli bir kısmında önemli bir sorun yok. Bizim hepsini gidermek gibi bir derdimiz var” diye konuştu.
POLİTİKA
Sayfa başına git
