Terör örgütü PKK, 2011 yılındaki Uludere olayından sonra sınır ötesi hava harekâtına maruz kalmamıştı. Aralık 2015’te belirlenen il ve ilçelerde başlatılan operasyonlardan önce Kandilbaşta olmak üzere Irak’ın kuzeyine ve yurtiçindeki hedeflere eşzamanlı ve yoğun icra edilen hava harekâtlarıyla örgüt ciddi baskı altına alındı. İkiyaka Dağları ve Doski Vadisi’nde yürütülen operasyonlarda terör örgütü büyük zayiat verdi. Irak’ın kuzeyindeki lojistik tesisleri, yer altı silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınakları, yer üstü ağır silah mevzileri yüzde 80-85 oranında imha edilip örgüt adeta felç edildi. Lojistik ikmalinin çoğunu Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG unsurları üzerinden Irak’ın kuzeyine getirdiyse de örgüt, aralıklarla yapılan hava taarruzlarıyla buradan da beklediğini alamadı.
‘ŞEHİR DİRENİŞİ BAŞARISIZ OLDU’
Şehir direnişi adını verdikleri kent eylemlerinde, asker-polis organize, müşterek operasyonlarıyla örgütün planları realize olmadı; birçok il ve ilçede hezimete uğradı. “Meskûn mahal çatışması” adı verilen bu yeni terörle mücadele konseptinde güvenlik güçleri de tecrübe kazandı. Bölgede, örgüte müzahir olan “uyuşturucu baronları” ve uyuşturucu üretimi trafiğine darbeler vuruldu.
BİNALARI PATLATMA
Örgütün, bölge halkını tehditle, zor kullanarak ve karşı gelenleri öldürerek evlerinde kalmaya zorlama, canlı kalkan olarak kullanma girişimleri başarısız oldu. Kaçarken, bina kolonlarına yerleştirdikleri patlayıcı maddelerle güvenlik güçlerine zayiat verdirme, mahalleleri yaşanmaz hale getirme girişimleri halkın örgüte nefretini doğurdu. Barikat ve çukur politikalarının çöktüğü, elebaşılarının öldürülmesiyle ağır kayıplar verdikleri, telsiz konuşmalarına da yansıdı. Örgüt içi infazların artması, örgüte yeni katılanların “yemlik’ olarak kullanılması çöküntü yarattı. Örgüt, Irak ve Suriye’de oluşabilecek bölünme ve de facto oluşumlara karşı, gücünün önemli bölümünü buralara kaydırdı. Şimdi de eylemlerini kırsala yayacakları-yönlendireceklerine ilişkin beklenti hâkim.
YENİ EYLEMLER
Kar-kış, yağmur-soğuk demeden güvenlik güçleri, şehirlerde ve kırsaldaki terör yapılanmalarına karşı etkili sinyal istihbaratı; yer-koordinat tespiti, hedefleme, radarla ve fiziki sınır kontrolü, imha gücü yüksek mühimmatlarla operasyonlarını aralıksız sürdürüyor. Güvenlik birimlerine gelen istihbarat ve yapılan değerlendirmelerde terör örgütünün;
-Üs bölgelerine uzak mesafelerden ateş açarak zayiat verdirmek,
-Yol üzerindeki Jandarma karakollarına ve lojmanlara bombalı araçlarla saldırılarda bulunmak,
-Askeri birliklerin üs bölgelerine giden yollara el yapımı patlayıcı yerleştirerek kablolu düzenekle uzaktan infilak ettirmek,
-Kırsalda operasyon yapan TSK unsurlarına keskin nişancı tüfekleriyle ateş açmak şeklinde eylemlerini sürdüreceği vurgulanıyor.
YENİ TEHDİT: FN-6 FÜZESİ
TSK hava unsurlarına ve özellikle helikopterlere karşı yeni bir tehdit ise terör örgütünün eline geçtiği iddia edilen FN-6 füzeleri. Rusya ve Çin’in 2015’ten beri kullandığı bu füzelerden (MANPADS) FN-6 300 kadarının PYD’ye, oradan da PKK’ya ulaştığı yönünde güçlü bilgiler var. Üçüncü nesil pasif kızılötesi güdümlü (IR) füze, yerden havaya omuzda atılıyor. 6 km menzilli füze, 3.8 km maksimum yükseklikte alçak uçan hedefleri isabet vurabiliyor. 16 kg ağırlığında, 1.5 metre uzunluğundaki füze, saniyede 600 metre hızla 72 mm’lik füze atıyor. Haberturk