İzmir Devlet Tiyatrosu, Fransız yazar Flavia Coste'nin kaleme aldığı, Can Kapyalı'nın çevirmenliğini üstlendiği 'Paraya Hayır' oyunu ile 2018 yılını uğurladı. Para ve mutluluk ilişkisini sorgulatırken eğlendiren oyun, izleyicilerden büyük alkış aldı. Lotodan kazandığı parayı ret ederek, bir felakete sebep olan adamın hikayesinin aktarıldığı oyunun yönetmenliğini İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Levent Ulukut üstlendi. Rol de aldığı 'Paraya Hayır' oyunu ile ilgili bilgi veren Ulukut, tiyatro açısından çok başarılı bir sezonu geride bıraktıklarını dile getirdi. Ulukut, "Ocak ayında açılacak sahnelerimiz ile birlikte İzmir Devlet Tiyatrosu, 2019 yılında sahne kapasitesini 203’ten bin kişiye çıkaracak. Bundan sonraki süreçte daha çok çalışıp, daha çok oyun üreterek seyirciye hizmet edeceğiz. İzmir’de tiyatro şöleni 2019 yılında da devam edecek" dedi.
EVRENSEL BİR OYUN
'Paraya Hayır'ın Türkiye’de daha önce hiç oynanmamış bir oyun olduğunu vurgulayan Ulukut, "Oyunu okuduğumda oldukça etkilendim. Oyun, evrensel bir konuyu ele alıyor. Oyunda herkes parayı kazanmak ve zengin olmak derdindeyken 'Paraya hayır' diyen ve lotoyu kazanmasına rağmen parayı almak istemeyen ilginç bir karakter var. Bu bağlamda, izleyenlerde başka bir pencere açıyor. Loto, bir ailenin dağılmasına sebebiyet veriyor ve felaket getiriyor. 2019 yılında da devam edecek oyunumuzun, Ocak ayında turne süreci başlayacak. Aydın ve Denizli’de gerçekleştirilecek turnelerle oradaki izleyicilere de hitap etmeyi planlıyoruz" dedi.
HAYATIN KENDİSİNİ ANLATIYOR
Devlet Tiyatrosu açısından İzmir’deki tiyatro kültürünün son derece gelişmiş olduğunu söyleyen Ulukut, "Sıkı takipçilerimiz var. Salonların çoğalmasıyla bu kitlenin daha da artacağını düşünüyorum. Ocak ayında Karşıyaka, Bornova ve Urla sahneleri ile yeni perdelerimiz açılacak. Tiyatronun kendi içinde bir eğitimi var ve bizim için evde su içmek kadar gerekli. Biz oynarken, sahnelerden coşuyoruz, heyecanlanıyoruz. Seyirci de oyunu izlemeye gelirken heyecanlanıyor" diye konuştu.
'TİYATRO BENİM İÇİN İNSAN DEMEK'
Ulukut, tiyatronın insanı anlattığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tiyatro benim için insan demek. Tiyatro insanı anlatıyor, bir ayna olduğunu düşünüyorum. Oyuna gelen kişiler, dolaylı yoldan estetik değerlerle kendini veya bir tanıdığını sahnede görüyor. Hayatın ta kendisini anlatıyor. Ortaokul yıllarında Devlet Tiyatrosu’nun her oyununu takip ediyordum. Seyirci olarak oyunu izlemeden önce kalbimin küt küt attığını fark ettim. Daha sonra tiyatroda çalışanların da desteğiyle bu yola girdim. Bu yol benim için mutluluk verici bir yol. Tiyatro zor bir sanat. Bu meslekte olduğum için çok mutluyum. Kızım da aynı meslekte ve babasının yolunu takip ediyor. Tiyatro yıllarca, bizden sonra da devam edecek bir heyecan. Perdeler hiçbir zaman kapanmayacak." (DHA)