Türkiye'nin ekonomisiyle ilgili İzmir'de toplantı yapan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Yuhua Liu ile buluştu. Toplantıya iş ve ekonomi dünyasından aralarında Kemal Zorlu, Selim Yaşar, Mehmet Ali Sumam'ın da bulunduğu konuklar katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Perinçek, Türkiye'nin ekonomide ve siyasette büyük kararın, köklü çözümün eşiğinde olduğunu söyledi. Perinçek, "Büyük karar, üretim ve istihdam odaklı ekonominin inşasına başlamaktır. Güvenliğimiz, ekonomik çözümlerle iç içedir. Türkiye'nin gündemi, zorlukları yenmektir. Zorlukları kesinlikle yeneceğiz. Bunu başaracak birikim, hem bugünümüzdedir hem de tarihimizdedir. Zorlukları aşmanın adı, üretim atılımını başarmaktır. İddialı bir söylem olacak ama önümüzdeki süreci yansıttığı için tam yerindedir: Türkiye, üretim devriminin eşiğindedir. Üretmenin yolunu bulacağız. Yol yoksa yol açacağız" diye konuştu.
ÇİN İLE İŞ BİRLİĞİ ÖNERİSİ
"Üretim ve istihdam odaklı ekonominin kuruluşuna bir an önce üreticilerin milli ruhuyla başlamak durumundayız" diyen Perinçek, şunları söyledi:
"Sanayici ve tüccarımızdan esnafımıza, çiftçimize ve işçimize kadar bütün üretici sınıfları seferber etmek, önümüzdeki görevdir. Üreticinin kendisi, en büyük üretici güçtür. Bu zorluklardan çıkışın temel sloganını şöyle ifade edebiliriz; üretici baş tacı. Türkiye, tasarrufu artırmak, yatırımı büyütmek, 'ileri' ve 'geri' diye nitelenen bütün üretim kapasitesini değerlendirmek, ülkenin bütün üretim güçlerini uygun teknolojiler kullanarak seferber etmek durumundadır. Üretim seferberliği için üretme ve çalışma arzusunu ateşlemek, geniş üretici yığınlarına dayanmak, işgücünü eğitmek, kaynakların verimliliğe göre dağılmasına hizmet eden bir hukuk düzeni kurmak, plan yapmak, kamu olanaklarını üretime yöneltmek, devlet ile üretici arasındaki eşgüdümü sağlamak, yolsuzluklara geçit vermemek, kamu görevlerini liyakat esasına göre düzenlemek, bütün bunları başaracak bir siyasal karar sistemi, demokrasi ve disiplin oluşturmak gerekir."
Çin'le iş birliğini öneren Perinçek, "Türkiye'mizi el birliğiyle bir üretim üssü haline getirebiliriz. Çin'i de yine el ele vererek, Batı Asya, Afrika, Avrupa ülkelerinin ve Karadeniz ülkelerinin komşusu haline getirebiliriz. Türkiye ile iş birliği yapınca Çin bir Akdeniz ve Karadeniz ülkesi olur. Üretim ve güvenlik hedefli bir dostluk fırsatı önümüzdedir. Yeter ki bu fırsatı kararlı olarak ve hızla değerlendirelim. Parolamız bellidir; paylaşarak gelişme. Üreteceğiz ve paylaşacağız. Biz Türkiye olarak Çin'den sıcak para talep etmiyoruz. Birlikte yatırım yapalım, üretelim ve paylaşalım diyoruz. Çin yönetimiyle burada aynı görüşteyiz" dedi.
ÇİNLİ MÜSTEŞARDAN İŞ BİRLİĞİ MESAJI
Toplantıda konuşan Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Yuhua Liu ise şunları söyledi:
"Çin'in nispeten fakir bir ülkeden dünyanın en büyük ikinci ekonomisine, en büyük mal ticaretine ve en büyük ikinci hizmet ticaretine, en büyük ikinci yabancı yatırım giren ülkesine dönüşmesi, en büyük ikinci yabancı yatırım ülkesi, en büyük döviz rezervi ülkesi olması sadece 40 yıl sürdü. Çin mucizesi, ekonomi topluluğu tarafından sıkça kullanılan bir kelime oldu. Tabi ki Çin'in gelişimi hala çok dengesiz ve bölgesel çok büyük farklılık hala bulunmaktadır. 2018'de Çin'in kişi başına gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) neredeyse 9780 dolar olarak Türkiye'dekiyle aynıdır. Yıllık kişi başına harcanabilir geliri 4 bin 300 dolardır. Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelere yetişmek için çok uzun bir süreç beklenir. Geçen yılın sonunda Çin'de 16.6 milyon köydeki fakir nüfus hala yoksulluğundan kurtarılamamıştır ve yine de dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesidir. Çin'in ekonomik gelişimi, reform ve açılım politikasına dayanır. 1978 yılının sonundan itibaren Çin, planlı bir ekonomiden pazar ekonomisine dönüşmeye başladı ve yavaş yavaş iç pazarını dünyaya açmaya başladı. Geçtiğimiz 40 yıl boyunca küreselleşme sürecine tamamen bütünleşmiş olan Çin, şu anda Dünya Ticaret Örgütü'nün çekirdek üyesi ve 130 ülkenin en büyük ticaret ortağı olmuştur. Çin'in dış dünyaya açılmasının kendine has özellikleri vardır. Sadece Çin'in girişimi değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki kalkınma fırsatlarını da paylaşıyor."
Çinli Müsteşar Yuhua Liu sözlerini şöyle sürdürdü:
"İç yasa ve yönetmeliklerin gelişimi ve yeniden gözden geçirilmesi hızlanacak. Fikri mülkiyetin korumasını güçlendirmek ve ihlallere yönelik cezaları artırmak da dahil olmak üzere, dış dünyaya yasal ve normatif önlemler alınacak. Rekabeti artıran politikaların temel konumu güçlendirilecek. Devlete ait işletmelere, yabancı fonlu ve özel işletmelere tarafsız rekabet ilkesine dayanarak adil rekabet sahnesi inşa edilecek. Ticari dengede yapısal sorunlarla doğrudan yüzleşeceğiz ve azimle bu sorunları çözeceğiz. Güçlü iç pazar oluşturarak ve rekabetçi yüksek kaliteli ürünleri ithal ederek insanların daha iyi bir yaşam için özlemlerini daha iyi tatmin edeceğiz. Ürün ve hizmet alanlarındaki açılımı genişletmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda uluslararası üst düzey deneyimlerden ders çıkarıp, karşılaştırmalar yaparak Çin'in ekonomik ve ticari kural ve standartlarını daha fazla pazara dönük, yasallaştırılmış, standart ve uluslararası hale getirilmiş üst noktada olacak şekilde daha iyi hale getireceğiz. Dünya Ticaret Örgütü'ne aktif olarak katılıp, uluslararası ekonomi ve ticaret kurallarını geliştirmeye teşvik edeceğiz. Uluslararası toplumla çalışarak kurallara dayanan çok taraflı, zamanı yakalayabilen ve geleceğe uyum sağlayabilen ticaret sistemini inşa edeceğiz."
Konuşmaların ardından iş insanları, Doğu Perinçek ile Çinli müsteşara sorularını yöneltti. (DHA)