Peynir ve yoğurttan vazgeçemiyoruz
Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülseren Atabek’in, TÜBİTAK projesi olarak yaptığı kapsamlı araştırmayla, tüketicilerin süt ve süt ürünleri hakkındaki algıları ve medyanın etkisi ölçüldü.
İzmir’de 733 kişi üzerinde yapılan araştırmada, tüketicilerin peynir ve yoğurttan vazgeçemedikleri ortaya çıktı. Araştırmaya göre; halkın yüzde 74,8’i her gün peynir tüketirken, yoğurdu her gün tüketenlerin oranı yüzde 49,3 haftada iki-üç gün tüketenler ise yüzde 32,7 oldu. Katılımcıların yüzde 22,5’i ise günde bir bardak ya da daha fazla süt içtiğini ifade etti.
PROJEYİ KİMLER YÜRÜTTÜ
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gülseren Atabek, Prof. Dr. Ümit Atabek ve Yrd. Doç. Dr. Ebru Gökaliler’in yatığı projenin danışmanlığını ise Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Sibel Karakaya yaptı. TÜBİTAK 3001-Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında 3 aşamada yürütülen bir yıllık çalışmayı, Pınar Enstitüsü de destekledi.
NELER ARAŞTIRILDI
Araştırmanın birinci aşamasında dört gazete, üç televizyon programı ile internetteki süt ve süt ürünleriyle ilgili kapsamlı içerik çözümlemesi, ikinci aşamasında ise farklı sosyo-ekonomik gruplardan 18 tüketiciyle odak grup çalışması gerçekleştirildi. Medyanın gündeme getirdiği konuların ve bu konuları sunuş şeklinin tüketicilerin süt, peynir ve yoğurtla ilgili algılarını şekillendirdiği belirlendi. Bu bulgular üzerine üçüncü aşamada, İzmir’de farklı sosyo-ekonomik gruplardan 18-79 yaş arası 733 tüketiciyle yüz yüze gerçekleştirilen saha çalışmasıyla süt ürünleri kullanımı ve medya algısının düzeyi ölçüldü. Çalışmanın sonuçlarına göre, tüketicilerin süt, peynir ve yoğurtun besin değeri ile faydaları konusunda olumlu algılara sahipken ambalaj, katkı maddeleri ve süt kaynağı hayvanlar konularında hassasiyet gösterdikleri ortaya çıktı. Bu konulardaki hassasiyetin ise eğitim ve gelir düzeyine bağlı olarak yükseldiği görüldü.
YOĞURT VE PEYNİR VAZGEÇİLMEZİMİZ
Ankete katılanların verdiği cevaplara göre süt ve süt ürünleri tüketimi ile algıları ortaya konulmaya çalışıldı. Her gün peynir tüketenlerin oranı ise yüzde 74.8 oldu. Yoğurtta ise her gün tüketenler yüzde 49.3, haftada iki - üç gün tüketenler ise yüzde 32.7 oldu. Katılımcıların yüzde 22.5’i ise günde bir bardak ya da daha fazla süt içtiğini ifade etti. Bu sonuçlara göre, hanelerde yoğurt ve peynir tüketiminin süte kıyasla daha sık ve çok olduğu ortaya kondu.
VATANDAŞ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNE NASIL BAKIYOR'
Anket sonuçlarına göre; ambalajlı sütün daha sağlıklı olduğunu düşünenler yüzde 72.8, sütün kemik erimesini önlediğini düşünenler yüzde 81.4, sindirim ve gaz problemine neden olduğunu düşünenler yüzde 71.4, keçi sütünün inek sütüne göre daha yararlı olduğunu düşünenler yüzde 76 olarak belirlendi.
Peynirde de açık ve markasız satılan ürünlere yönelik güvensizlik oranı yüksek çıktı. Açık ve markasız peynirde patates, margarin, bitkisel yağ gibi ürünlerin katıldığını düşünenler yüzde 77.8, peynirin protein bakımından zengin olduğunu düşünenler yüzde 80,4, ‘damak tadım için yerim’ diyenler de yüzde 71.4 oldu. Yoğurtta ise tüketicinin ev yapımı yoğurdu daha lezzetli bulduğu ortaya çıktı. ‘Ev yapımı yoğurt, ambalajlı yoğurda göre daha lezzetlidir’ diyenler yüzde 81.6 olurken cam kaptaki yoğurdun plastik kaptaki yoğurda göre daha sağlıklı olduğunu düşünenler ise yüzde 86.4 oldu.
YAŞLILAR TELEVİZYONDAN, GENÇLER İNTERNETTEN
Besin ve beslenme ilgili temel enformasyon kaynağı olarak tüketicilerin önemli bir bölümünün televizyonu ve interneti kullandığını ifade eden Prof. Dr. Gülseren Atabek, “Yaşlılarda televizyon, gençlerde ise internet besin ve beslenme ile ilgili en sık kullanılan enformasyon kaynağı olarak ortaya çıkıyor. Öte yandan, besin ve besinle ilgili enformasyon kaynağı olarak yakın çevre ve arkadaşlar yüzde 10’la üçüncü sırada belirtilmekte. Ayrıca tüketiciler, kendi kullandıkları enformasyon kaynağına, önemli ölçüde güvendiklerini ve bu kaynaktan edindikleri bilgileri başkalarına da aktardıklarını söylüyor” dedi.
Prof. Dr. Atabek, süt ve süt ürünleriyle ilgili medya içeriklerinde yüzde 15 oranla herhangi bir kaynağa dayanılmadığını, yüzde 9 oranla da ünlü popüler kişiler ya da estetik ve fitness uzmanları gibi yetkisiz kişilerin kaynak gösterildiğini belirterek, “Bu konuda medya meslek örgütleri ile sektörün sağlık ve besin haberciliği eğitimi alanında işbirliği yapmaları gerekli. Özellikle internetteki bilgi kirliliğinin giderilmesi için yetkin ve bilimsel içerik sağlayıcılarına destek verilmesi yararlı olacaktır” diye konuştu.
YANLIŞ YÖNLENDİRMELERE DİKKAT
Prof. Dr. Sibel Karakaya ise süt ve süt ürünlerinin yaşamın ilk günlerinden son günlerine kadar beslenmede büyüme, gelişme ve sağlıklı olma durumunun sürdürülmesi açışından önemli gıdalar olduğunu belirterek, “Ancak son yıllarda medyada yer alan bilgiler, bu çok değerli gıdaların tüketimi konusunda insanların kafasının karışmasına ve yanlış yönlendirilmelerine neden olmakta. Bu araştırma, bunu kanıtlayan önemli bir çalışma oldu” diyerek uyarıda bulundu.