Planlara onay TMSF'ye ret

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şubat ayı 3. Olağan Meclis Toplantısı, Belediye Başkanvekili Adnan Oğuz Akyarlı başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis toplantısında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Basmane Çukuru’ndaki hisselerinin ‘satış’ önerisi mecliste reddedildi.Konak Belediyesi’nin çukurla ilgili hazırladığı binlik plan ise oyçokluğu ile kabul edildi.Alınan karar doğrultusunda plana iptal davası açılmazsa Büyükşehir Belediyesi, Güç Birliği, EGS ve TMSF masaya oturup yeni bir sözleşme imzalayacak.

Haberler / Yerel Yönetimler

16 Şubat 2013 Cumartesi 11:14

PAYLAŞ

SERCAN AVCI/HABER SERVİSİ - İzmir’de yıllardır çözülemeyen Basmane Çukuru ile ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi önemli bir karar aldı. Konak Belediyesi meclisi tarafından hazırlanan binlik planlar AK Parti’nin ret oyuna karşın oyçokluğu ile kabul edildi. TMSF’nin 23 Ocak’ta Büyükşehir Belediyesi’ne gönderdiği yazıda yüzde 89 hisseye sahip olduğunu bildirdiği araziyi satacağını ifade etmişti. Başkan Aziz Kocaoğlu'nun önerisiyle ayın ilk toplantısına gelen TMSF'nin 'satış' talebi ise,sözleşme şartlarının yerine getirilmediği, binanın inşa edilmediği, alanın imar plan kararlarının bulunmadığı ve diğer hususlar göz önüne alınarak meclis tarafından oybirliğiyle kabul görmedi.

ÇAKAR ZAMAN İSTEDİ
Konuyla ilgili ilk olarak ssöz alan Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Kenan Çakar, “Bildiğiniz gibi pazartesi günkü meclis toplantısında bu konuyla ilgili bilgilendirme notu dağıtıldı. Çarşamba günü yaptığımız toplantıda alanın maliyeti, süreçle ilgili bir dosya bize iletildi. İzmir’in gündemini işgal eden, İzmir’de yatırımcıların, siyasetçilerin ilgisinin arttıran bir konu... Konak Beledi’ye Meclisi’nden bu konu geçerken, yatırımcılar Konak Meclisi’nin üyeleri ile Türkan Saylan kültür Merkezi’nde yaptıkları toplantıda bilgilendirildiler. Karşılıklı düşüncelerini paylaştılar. Konak Meclisi’nden yeterli değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle oyçokluğu ile geçti. Ancak Konak Meclisi’nde yaşanan bu süreci Büyükşehir Meclisi’nde yaşama imkanı bulamadık. 2 günlük süre içerisinde, İzmir’de yıllardır bir sorun hale gelen konuyu kısa sürede çözüme bağlamak bütün detayları ile inceleyip doğru bir karara ulaşmak mümkün gözükmüyor. 20 yıllık bu sorun bir şekilde çözüme kavuşturulması gereken bir konudur. Bu gerçekten önemli bir konu. Biz bu konunun kamu ve kent yararı doğrultusunda çözülmesini istiyoruz. Ancak yeterli değerlendirmenin yapılmadığı gerekçesiyle konu önümüzdeki ayın gündemine bırakılmalı. Böylece gruplarımızda bunu daha iyi görüşeceğini düşünüyoruz. Bu madde gündemde bırakılmalı. Eğer gerekiyorsa başkanın oluşturacağı bir heyetle birlikte, ilgili taraflarla görüşerek detaylı bir çalışla yapılarak karar bağlanmalı” dedi.

AYDOĞAN: KOMİSYONDAN GELDİĞİ GİBİ GEÇSİN
CHP Grup Başkanvekili Sırrı Aydoğan ise, “Şimdi oyladığımız binlik plan... Çakar’ın endişelerini CHP olarak daha hassas taşıyoruz. CHP olarak İzmir’in belediyenin en ufak bir menfaatini kaybetmesini istemiyoruz. Hukuksal gelişmeler devamlı bizim gündemimizde olacaktır. Biz önümüze bakacağız. Konu, İzmir’in belediye ve kentin yararına olduğu zaman hassasiyet göstereceğiz. Komisyondan geldiği gibi geçsin” dedi.

“ ACELE ETMENİN BİR GEREKÇESİ YOK”
Aydoğan’ın sözleri üzerine tekrar söz alan Çakar, “Sırrı Bey olayı basite indirgedi. Bu her zaman yaptığımız binlik bir plan değil. Bu plan da öyle bir karara ulaşmalıyız ki çözülmeli… Yaklaşık 95 yılından beri yapılan bütün planlar yargıdan geri dönmüş. Biz sadece planı buradan çıkarmakla mükellef değiliz. Yargıdan dönen planların yargı gerekçelerin ortadan kaldıran planları buradan geçirmeliyiz. Çok kısa sürede burada yaptığımız incelemeyle olmaz. Yargı kararlarını ortadan kaldıran içerik taşımadığına dahir tereddütümüz var. Bu yargıya taşınırsa geçmişteki ret gerekçeleri ortadan kalkmadığı için geri dönecektir. Bu kadar acele etmenin bir gerekçesi yok” ifadeleri kullandı.

BAKAN: ÜÇ BİLİNMEYENLİ DENKLEM
Çakar’ın ardından söz alan CHP Grup Sözcüsü ve Hukuk Komisyonu Üyesi Murat Bakan, “ Komisyonumuzda tüm arkadaşlarımıza, Çakar’ın gösterdiği benzer dosyalar dağıtıldı. İşin önemi öncelikle TMSF’nin Büyükşehir’e yazmış olduğu bir yazı. Bu yazıya ivedilikle yazı yazması gerekiyordu belediyenin... Arkadaşlarımızla çok yoğun mesai verdik. Burası belediye gayrimenkulüdür. Belediyenin sekiz yıllık anlayışı bellidir. Hiçbir gayrimenkul satılmamış, ticaret alanına çevrilmemiş, kamu yararına kullanılmıştır. Bizim aldığımız karar TMSF’ye yazılacak bir konudur. Bu denklem üç bilinmeyenli bir denklem... Arazi ortakları içinde belediye, malikler, TMSF ve şirketler var. Bürokrasi zaten bize bu konuda bilgi ve belgeyi veriyor. AK Parti’nin endişelenmesine gerek yok. Büyükşehir Belediye Başkanımız çözüm konusunda irade belirtmiştir. Bu irade konu meclise getirilerek ortaya konulmuştur” diye konuştu.

ÇAKAR: BELEDİYENİN MENFAATLERİ DÜŞÜNEREK OLUMLU OY VERECEĞİZ
CHP Grup Sözcüsü Bakan’ın ardından AK Partili Çakar bir kez daha söz alarak, “ İzmir halkının, Büyükşehir’in menfaati yüzde 11’lik hakkı yüzde 30’a çıkararak olmuyor. Bile bile 2012-2013 yılları arasında kanuni yetkisini kullanarak, hukuki süreci başlatmayan idarenin payı vardır. Burası belediyenin yüzde 11 hakkım var yüzde 30’a çıkarırsınız size plan yaparım demenin hangi hukuk normunda olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bu geçti taraflar protokolü uygulamadı. Protokol uygulanmadı diye sözleşme fesh edilir m? Gelin bunları bu süreç içerisinde görelim. Meclis üyelerinin tamamı bunun hukuka uygun olup olmadığını hiç değilse süreç içerisinde tartışarak sindirilmesi gerekiyor. Ancak bu noktaya geldikten sonra TMSF’nin bir bütün olarak satışa çıkma talebini, çok düşük fiyatlarla satış olacağından satışın reddedilmesi yönünde belediyenin menfaatleri düşünerek olumlu oy vereceğiz” dedi.

ÖZER: SİS PERDESİ VAR
Konunun 20 yıldır İzmir gündeminde olduğunu ve sır perdesi olarak devam ettiğini ifade eden CHP’li Meclis Üyesi Rıfat Özer, “ Ben belediye meclisi üyesi arkadaşlarımızın bile bu süreçte bu konuda yeteri kadar bilgilendirildiklerini düşünmüyorum.İzmir’in önemli konusunu geçmiş meclislerde bulunan biri olarak,uygulama imar planı iptal edilirse o zaman ortada da hukuki imkansızlık çıkacaktır. Özel hayatımızda hatamızın bedelini kendimiz öderken kamusal alanlardaki bedelleri toplum öder” ifadelerini kullandı.