İZMİR -Karşıyaka Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Av. Murat Fatih Ülkü tarafından yapılan açıklamada, İstanbul başta olmak üzere yurt genelinde yaşanan olaylarda polisin orantısız güç kullandığı vurgusu yapıldı. Ülkü, polisin aşırı güç kullanmasına son verilerek, yurttaşların demokratik hakkı olan protesto gösterilerine izin verilmesi ve son günlerde gerilen ortamın siyasal iktidar tarafından yatıştırılması gerektiğini söyledi.
“Siyasal iktidar, demokratik tepki eylemlerine tahammül göstermek zorundadır!”
Karşıyaka Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Av. Murat Fatih Ülkü tarafından yapılan açıklamada; Siyasal iktidarın ve emrindeki emniyet güçlerinin, demokratik tepki eylemlerine tahammül göstermek zorunda olduğu belirtildi. Ülkü, “Emniyet güçlerinin şiddet içeren müdahaleleri, karşı şiddeti yaratacak ve yaşanan kaos ortamlarının içine marjinal gruplar ve kişiler dahil olacaktır. Kamu güvenliği açısından tehlikeli durumlar doğabilecektir.Ülkeyi yöneten siyasal iktidar, tüm ülkenin iktidarı olduğunu unutmamalı ve demokratik tepkilerini ortaya koyan yurttaşları aşağılayan söylemlerden vazgeçerek, görevinin gereğini yapmalı ve sorunu çözmelidir. Yetki, sorumluluk getirir, yetkiyi çok seven siyasal iktidar, sorumluluğunun farkına varmalı ve başkalarını suçlayarak bu sorununun çözülemeyeceğini artık anlamalıdır” dedi.
Başlangıçta “Gezi Parkı’nın korunması” ve “İstanbul’da polis tarafından yoğun ve orantısız şiddete uğrayan yurttaşlara destek” içeriğiyle başlayan yurt genelindeki tepki eylemlerin, kısa zamanda siyasal iktidara ve uygulamalarına gösterilen bir tepkiye dönüştüğünü belirten Ülkü, “Yaklaşık 11 yıldır ülkeyi yöneten siyasal iktidarın, kendisine oy vermeyen ve kendisi gibi düşünmeyen kitlelerde yarattığı “Türkiye Cumhuriyeti dönüştürülüyor”, “yaşam biçimimiz tehdit altında”, “hukuksal güvenliğimiz yok oldu”, “korku imparatorluğu yaratıldı” algısı; şiddet içermeyen, kendiliğinden gelişen ve tüm kamuoyunda sempati ile karşılanan eylemlerin temel nedenini oluşturmaktadır” dedi.
“Yaşananlar kamuoyunda infiale varan tepkilere yol açmaktadır”
Demokratik tepkilerini ortaya koymak için meydanlarda toplanan yurttaşlarımıza, emniyet güçlerinin, biber gazı, tazyikli su, cop eşliğindeki orantısız güç içeren müdahaleleri olduğunu dile getiren Ülkü, “Bu müdahaleler, kamuoyunda infiale varan tepkilere yol açmaktadır. Emniyet güçlerinin saldırıları, şiddet içermeyen bu eylemlerin yaşandığı yerlerde kaos görüntüleri yaratmış, bu durum da ne yazık ki bu tip ortamları çok seven marjinal grupları ve insanları da eylemlerin içine çekmiş ve demokratik eylemlerle asla bağdaşmayacak görüntülerin, kamusal ve özel mallara zarar verilmesi gibi olayların yaşanmasına neden olmuştur” dedi.
İzmir’de de, tamamen demokratik tepki niteliği taşıyan eylemlere emniyet güçlerinin müdahalesinin tüm yurtta olduğu gibi çok sert olduğunun altını çizen Ülkü,“Varlıkları kanıtlanmış ellerinde sopa olan kişilerin emniyet güçleri ile birlikte, protestocu yurttaşlara müdahale etmesi, kentte korku ve endişe yaratmıştır. Emniyet güçlerinin tüm ülkedeki bu derecede sert müdahalelerin, sadece ‘polisin orantısız güç kullanması’ gibi olayı polis memuruna indirgeyen bir bakış açısıyla geçiştirilemeyeceği, tüm ülkede neredeyse sistematik biçimde uygulanan polis şiddetinden, başta siyasal iktidar olmak üzere, ilgili bürokratların sorumlu oldukları çok açıktır” dedi.
“Siyasal iktidar istese de, istemese de, demokrasi, “Çapulcu” (!) Yurttaşlar ve “Baş belası” (!) Sosyal Medya ile vardır.” dedi.
Gelinen noktada siyasal iktidarı duyarlı davranmaya çağıran ve siyasal iktidarın olayları yatıştırması gerektiğini söyleyen Ülkü, “Siyasal iktidar, yaşanan polis şiddeti ile ilgili tüm kamuoyundan özür dilemeli ve gerekli tüm hukuksal ve siyasal sorumlulukları yaşama geçirmelidir. Demokratik tepki niteliğinde kalan eylemlere, polisin müdahale etmeyeceği açıklanmalı, yurttaşların demokratik haklarını kullanmak konusunda kendilerini özgür hissetmeleri sağlanmalıdır. Demokratik eylemlere karışmak isteyen marjinal kişi ve grupların belirlenmesi ve yapmayı planladıkları yasadışı eylemlerin engellenmesi, siyasal iktidarın emrindeki istihbarat teşkilatlarının ve emniyet güçlerinin işi olup, tüm bunlar hiçbir yasadışı eylemi olmayan masum yurttaşlara zarar verilmesinin gerekçesi olamaz. “Siyasal iktidar istese de, istemese de, demokrasi, “Çapulcu” (!) Yurttaşlar ve “Başbelası” (!) Sosyal Medya ile vardır.” dedi.