EGEPOSTASI- ORC Araştırma Eğitim ve Danışmanlık Şirketi Genel Müdürü Mehmet Pösteki, Büyük İzmirTV’de yayınlanan Gündeme Dair Programında Figen Avcıoğlu’nun sorularını yanıtladı.
İzmir’in türkiye siyasi ikliminde önemli bir yeri olduğunu belirten Pösteki, İzmir’in daha çok konuşulması gerektiğini ifade etti.
Yapılan anketlerde en çok dikkat çeken hususlardan 6’lı masanın adayını belirlememesinin seçmen masaya etkilerine değinen Pösteki, seçmenlerin 6’lı masadan ortak bir açıklama beklediğini söyledi. Pösteki ayrıca 6’lı masanın adayını belirlemesi durumunda üstünlüğün muhalefete geçeceğinin altını çizdi.
Ekonomik atmosferin iktidarın oylarında kayba yol açtığını da belirten Pösteki, küçük partiler için ittifakın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
“İTİBARIMIZI ZEDELEYECEK DEĞİLİZ”
Anket şirketleri ve anket sonuçlarına inanma konusunda kamuoyundaki önyargıları yorumlayan Pösteki, itibar vurgusu yaptı ve “Çok fazla siyasi parti var. Sonuçları beğenmeyen siyasi partiler araştırma şirketlerine sladıır hale geldiler. Mesela AK Parti diyelim ki geçen seçimlerde yüzde 42 oy aldı. Daha sonra siz bir araştırma yapıp onlara gönderdiğinizde oyları düşük çıktığı için AK Parti bu sonuçlara inanmıyoruz diyor. Yeni kurulan partiler… Her parti orada görünmek istiyor ama biz seçim değil kamuoyu araştırması yapıyoruz. Biz geen seçimleri dünyadan övgülerle milimetrik hatalarla tamaldık. Tabii ki de araştırma şirketleri arasında da bazı siyasi partilere yakın olan onuçları manipüle edenler var. Ama ben kendi adıma söylüyorum bizim böyle bir ticari ilişkimiz yok. Tamamen objektifiz. Nasıl ki siyasi partiler yarışıyorsa araştırma şirketleri de yarışıyor. Benim tek isteğim 2018’deki başarımızı bu seçimlerde de göstermek. O nedenle itibarımızı herhangi bir siyasi partiyle ilgili bir şeyler söyleyerek zedeleyecek değiliz. Ama maalesef bazı şirketler ve bazı siyasi partilerin onlara destek vermesinden dolayı anket sonuçları biraz güvenilmez hale geldi .Benim vatandaşlarımıza önerim şu: Herhangi bir araştırma sonucu gördüklerinde not etsinler. Zaten seçimlerde sonuçlar ortaya çıkacaktır kimin doğru söylediği kimin söylediği” dedi.
“ERDOĞAN OYUNU YÜZDE 3 ARTIRDI”
Mevcut durumda psikolojik üstünlüğün muhalefette olduğunu belirten Pösteki, muhalefetin ülkedeki sorunlara ilişkin somut yol adımları olmamasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarını artırdığına dikkat çekti ve “Öncelikle net bir tespitimiz var. Psikolojik üstünlük tamamen muhalefetin eline geçmiş durumda. 6’lı masa mı yoksa Cumhur İttifakı mı kazanır diye sorduğumuzda Cumhur İttifakı’na oy vereceğini söyleyen seçmen bile "6’lı masa kazanır" diyor. Bunun henüz oya yansıdığını söyleyemem. Meclis konusunda 6’lı masanın ciddi yol kat ettiğini görüyoruz ama cumhurbaşkanı adayı belli olmadığı için bu toplumda ciddi sıkıntı yaratıyor. Toplumun şu an tek meselesi ekonomi. Şunu duymak istemiyorlar. İktidar sürekli bu işlerin düzeleceğini söyleyerek birkaç seçimdir oy istedi. Tabii Recep Tayyip Erdoğan'ın seçmen üzerindeki kişisel hatrı devreye girdiğinde oy oranını belirli bir düzeyde koruduğunu görüyoruz. Tek mesele ekonomi. İşsizliği de buna dahil etmemiz gerekiyor. Adalet ya da. Bugün ülkenin yüzde 80’i yargıya güvenmiyor. Ama Türkiye’nin en öncelikli sorunu ekonomi. Çünkü vatandaşın cebine direkt ulaşıyor. Bu bir yerden sonra aile için huzursuzluğa neden oluyor. Öfke ve nefrete dönüşüyor. Diğer yanda insanları ikna edecek bir muhalefet var mı diye sorarsanız ben kesinlikle göremiyorum. Vatandaş bundan ciddi anlamda dertli. Vatandaş ben size oy vermek istiyorum ama ne yapacaksınız diye soruyor. Ekonomiyle ilgili planlarınız nelerdir diye teşkilata gidip sorduklarında doğru düzgün bir şey anlatamıyorlar. Çünkü ellerinde materyal yok, adayları belli değil. Bu da iktidarın lehine bir durum oluyor. Uzun süredir gündemi muhalefet belirlerken artık 1-2 aydır Cumhurbaşkanı Erdoğan belirliyor. Ekonomi, eğitim gibi birçok konuda iktidarın başarısız olduğunu düşünen seçmen Türkiye'nin dış politikada iyi yönetildiğini düşünüyor. İnsanların AK Parti gitsin diye bir derdi yok. İnsanlar refahlarının, sağlıklarının derdine düşmüşler. Muhalefetin iddia ettiği gibi kesinlikle oy vermeyeceğim diye bir durum söz konusu değil. Erdoğan son 2 ayda oyunu 3 puan artırdı” diye konuştu.
“CUMHUR İTTİFAKI MECLİS ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KAYBEDECEK”
Ülkedeki her geçen gün daha da derinleşen ekonomik krizin oy oranlarına hemen yansımadığını belirten Pösteki, Cumhur İttifakı’nın meclis üstünlüğünü kaybedeceğini söyledi. 6’lı masadaki aday krizine dikkat çeken Pösteki, krizin çözülmesiyle birlikte üstünlüğün muhalefete geçeceğinin altını çizdi ve “Bu durum ha diye oy oranlarına yansıyacak bir şey değil. Mesela sosyal paketler açıklanıyor. İnsanlar artık acaba hagi destek anketini açıklayacaklar diye konuşuyorlar. Beklenti şu anda iktidara yönelmiş durumda. 6’lı masanın adayı açıklamadan Erdoğan kadanır ya da kazanmaz diyemiyoruz. Ama meclise baktığımızda mecliste Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu kaybettiğini görüyoruz. Zaten cumhur İttifakı da odağına Erdoğan'ın seçilmesine çevirmiş ve meclisi ikinci plana atmış durumda. Diğer yandan karşı tarafta bir aday krizi var. Bu da kutuplaşmaya gitmeye başladı. Bir grup Mansurcular, Bir grup Ekrem İmamoğlu’cular ve Kemal Kılıçdaroğlu’cular var. bu da içeride bir çatışmaya neden oldu. 6’lı masanın tamamı bütün liderler bizim adayımız budur şeklinde bir açıklama yapması durumunda adayın kim olacağı önemli olmaksızın bütün üstünlük yine muhalefete geçer. Ama burada bunun birlik içerisinde olması önemli. Bugün İYİ Parti’nin yarısı adayın Kılıçdaroğlu olması durumunda ya oy vermeyeceğini ya da Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. Ama seçmen de şunu söylüyor. ‘Biz 6’lı masaya güveniyoruz. Eğer ki bir adayda mutabık kalınırsa biz oy veririz’ diyor. Ama seçmen bu bilinmezlikten bıkmış durumda” ifadelerini kullandı.
“MANSUR YAVAŞ’IN BU KADAR PRİM YAPMASININ NEDENİ…
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin kamuoyunun nabzına ilişkin de bilgi veren Pösteki, ismi geçen adaylarla Erdoğan’ın oyları arasındaki farkı açıkladı ve şunları söyledi; “Kılıçdaroğlu’na karşı birkaç ay önce bir antipasti vardı. Ancak birkaç ay önce bu antipatinin azalmaya başladığını tespit ettik. Kılıçdaroğlu'nun karakteriyle alakalı insanların sıkıntısı yok. İnsanların sıkıntısı kazanamazsa ne olacak endişesi var. Evet radikal bir şekilde Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş olmasını isteyen bir kitle de var. Ama ben Millet İttifakı’nın Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu olmadı diye çok da fire vereceğini düşünmüyorum. İmamoğlu ve Yavaş’ın bu kadar ön plana çıkmasının nedeni şu: Bundan bir süre önce iki isim ortaya atıldı ve insanlar bu iki ismi kafalarında tartmaya başladı. Şu an baktığımızda verilerde kazanabilecek tek isim olarak ortaya çıkıyor Yavaş, Erdoğan’a 5 puan fark atıyor. Kılıçdaroğlu'yla Erdoğan kafa kafaya gidiyor. İmamoğlu da Erdoğan'a karşı 2-3 puan önde. Kılıçdaroğlu’nun kafa kafaya olması durumu aşılamayacak bir durum değil. CHP’nin tutumu Kılıçdaroğlu'nun adaylığını geri çekmemek üzerinde. Her türlü kampanyayı hazırlamış durumdalar. Ama seçmende o kabullenme tam anlamıyla olmuş durumda değil. Bu seçim cumhuriyet tarihinin en önemli seçimdir. O 6’lı masa boşuna kurulmadı. O liderler siyasi kimlikler üzerine belirleme yapıp her türlü meseleyi detaylı inceleyip üzerine çalışıyorlar. 6’lı masa çıkaracakları adayın Parlamenter Sistem hazırlarına başlayacağını söylüyor. Şu da var: Muhalefetin karşısındaki aday Erdoğan. Erdoğan seçim kazanmasını çok iyi bilen bir lider. Bu ismin karşısında kampanya yapmak çok zor. Mansur Yavaş’ın şu anda bu kadar prim yapmasının nedeni polemiklerden uzak durması ve susması. Ama seçim zamanı geldiğinde bu suskunluk onların işine yaramaz. AK Parti ve Erdoğan seçimi kazanabilmek için her şeyini seferber etmiş durumda. CHP’nin bir sorunu şu. Parti içinde olan şeylerin medyaya yansıması. Ben Kılıçdaroğlu’nun ilk kez bu dönemde ipleri eline aldığını gördüm. Kılıçdaroğlu videolarını kendisi hazırlıyor. Kılıçdaroğlu kendisini o havaya sokmuş durumda ve insanların da yavaş yavaş bunu kabulleneceğini düşünüyorum. Böyle önemli bir seçimde kampanyayı ne kadar erken hazırlarsanız o kadar iyi. Öyle Ocak’ta açıklayacağız demek riske atar. İnsanlar muhalefetin gündemin iplerini eline almasını istiyor.”
“EĞER 2014’TE MUHALEFET SANDIĞA GİTSEYDİ…”
Cumhur İttifakı’nın ülke genelinde son seçime göre kan kaybettiğini ifade eden Pösteki, “Bugün seçim olsa mecliste Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu kaybedilmiş durumda. 2 ay önceki araştırmamızda AK Parti'nin 27 olan oyunu 30,6’ya çıkardığını gördük. Erdoğan'ın ve AK Parti’in oylarında. 2018’e göre baktığımızda 12 puanlık bir erima var AK Parti’de. MHP ile baktığımızda bu 22-23 puanları buluyor. Bular çok toparlanabilir rakamlar değil. Ancak seçim barajını düşmesi, başka ittifaklar olacak mı olmayacak mı… Ve bir de seçime katılım. Cumhurbaşkanı ilk seçildiğinde 2014’te seçime katılım yüzde 75’ti. Nedeni de ‘Ekmelettin İhsanoğlu kesinlikle kazanamaz ne gerek var sandığa gitmeye’ diye düşünülmesi. Biz seçimden sonra bir araştırma yaptık. Sandığa gitmeyen kesimin yüzde 80’inin muhalefet seçmeni olduğunu gördük. Yani muhalefet seçmeni o gün sandığa gitmiş olsaydı Erdoğan belki de cumhurbaşkanı seçilemeyecekti” dedi.
“Z KUŞAĞI CEPTE ALGISI YANLIŞ”
Partilerin seçim döneminde baız yanlış algılara kapılabildiğine dikkat çeken Pösteki, küçük partiler için ittifak konusuna da değindi ve ve “Muhalefet Z kuşağı cepte gibi davranıyor. Öyle bir şey yok. Gençlerin yüzde 40’ı hiçbir siyasi parti ve lidere kendini yakın hissetmiyor. Apolitik duruyor. Bir de şöyle bir durum var. Partilerin anket çalışmalarına inanmıyoruz demesi… Seçim olmadan bir nebze olsun sonuçları görebileceğin tek şey anket çalışmasıdır. Bunu yaptırmadan önünüzde bilimsel veri yoksa biz nasılsa kazanıyoruz diye konuşmamak gerekiyor: Bu AK Parti için de öyle CHP için de öyle. İzmir CHP’nin kalesi olduğu için bazı dönemlerde belediyelerin salarak çalıştığını biliyorum. Ama bu dönem öyle değil. İnsanlar hala oyum boşa gitmesin. Bir birliktelik olsun oyumuzu oraya verelim diye düşünüyorlar. Bu nedenle küçük partiler bir ittifak çatısı altına girmek zorundalar. MHP de buna dahil. MHP’nin bir önceki seçimde baraj altında kalacağı söylenirken biz yaptığımız araştırmalarla MHP’nin barajı geçeceğini söylemiştik. Ben bugün bunu söyleyince MHP’liler bana kızıyor. Çıkıp koşulsuz şartsız AK Parti’yi destekliyor olmaları MHP’yi zedeliyor. Bu da vatandaşlarda kırılmalara neden oldu ve oylara da yansıdı. Genel bağlamda baktığımızda ittifak modelinden en fazla karlı çıkan parti İYİ Parti oldu” diye konuştu.
“PROTESTO OLACAKTIR”
Pösteki son olarak seçime katılım oranının artması konsunda partilere çağrıda bulundu ve şunları söyledi; “Sandığa katılım meselesi oldukça önemli. Siyasi parti temsilcilerine bu anlamda çalışma yapmalarını öneriyorum. Çünkü vatandaşlarda ciddi anlamda bir protesto olacaktır. Çünkü mesela bir insan muhalefete oy vermek istemiyor ama iktidara da kızgın. E aynı şey muhalefet için de geçerli. İStemediği aday cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanırsa yine protesto edeceğini söylüyor. Bunun yanında yeni kullanacak olan 17-18 milyon gencin 3’te 1 ‘inin kendini herhangi bir partiye ait hissetmediğini görüyoruz. Bu seçmenlerin çekilmesi lazım. Eğer ki 6’lı masa blok halinde ayrım yapmadan tek bir aday etrafında birleşir ve bua dayı açıklarsa muhalefetin cumhurbaşkanlığı konusunda sıkıntı yaşamayacağını söyleyebilirim.”