İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, akademisyen ve jeolog Celal Şengör hakkında, 23 Mayıs’ta katıldığı bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ suçundan soruşturma başlattığı ortaya çıktı. Şengör, soruşturma kapsamında ifade vermek üzere İstanbul Adliyesi’ne çağrıldı. Şengör’ün, 10 gün içerisinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’na giderek ifade vermesi gerekiyor.
Celal Şengör, televizyon kanalında şunları söylemişti:
“…İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil… Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi, o üç tane kutsal kitap denilen aslında…. Suriyeli din geleneği, Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır. Bizim bugün ‘İbrahimi dinler’ dediğimiz işte Musevilik, Hıristiyanlık, arkasından İslam yani, Museviliğe bakıyorsun, ‘Musa Peygamber’ diyorlar, o adamı da tarih bilmiyor, yok öyle bir isim. Musevilerin kitabında bir Mısır’dan çıkış vardır meşhur…”
"PAZARTESİ GÜNÜ ÇAĞLAYAN'DA OLACAĞIZ"
Celal Şengör'ün avukatı Celal Ülgen, sosyal medya hesabında bugün konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Basın Savcısı Türkşad Kunthan Uçuk, bu kez bilim adamı Prof. Dr. Celal Şengör’ü 'dini değerleri alenen aşağılamak' suçu nedeniyle ifadeye çağrı kâğıdı göndermiş. Ancak verdiği günlük süre dolmadan da izne ayrılmış. Şimdi pazartesi günü Celal Şengör hocam ile Çağlayan’da olacağız. Ancak bu çağrı diğerlerinden elbette çok farklı bir anlam taşımakta. Bu kez bilimi yargılamak istiyorlar.
GÜÇ HER ŞEYİ YAPTIRIR AMA BİLİMİ ESİR ALAMAZ: Yağma yok. Bilimi yargılama hakkını size kimse vermez. Yıllar önce Orta Çağ'ın karanlığında Galile'yi yargılayan papazlar, sonradan özür dilemek zorunda kalmışlardı. Prof. Dr. Celal Şengör, aynı zamanda bir bilim tarihçisidir. Güç, her şeyi yapar ve yaptırır ama bilimi esir alamaz. Bilime ve bilim adamına ‘sus’ diyemez. Radyo Televizyon Üst Kurulu üyeleri ve Sayın Cumhuriyet Savcısı sadece Wikipedia'ya bile bakmış olsalar ne demek istediğimizi anlar, Şengör’ün doğru söylediğini kaynaklarıyla beraber görürlerdi."
POLİTİKA
Sayfa başına git
