Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye konusunda ABD Başkanı Barack Obama ile vardıkları şahsi anlaşmaların başarıya ulaşmadığını söyledi.
Putin, Rusya'nın dış politikası, ABD ile ilişkiler ve Suriye başta olmak üzere güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Putin, Suriye'de dökülen kanı durdurma ve siyasi çözüm sürecini başlatma girişimlerinin başarısız olduğunu ifade ederek, "Uzun görüşmeler, ortaya konan çaba ve zor uzlaşılardan sonra terörle mücadelede ortak cephe kurulmaya başlandığını düşündük ancak bu olmadı. ABD Başkanı ile şahsi anlaşmalarımız başarılı olmadı. Washington'da bu anlaşmaların hayata geçmesini istemeyen güçler devreye girdi." dedi.
Suriye'nin Halep şehrindeki duruma ilişkin bir soruya cevap veren Putin, "Eğer Batı Halep'te siviller olduğu için terörle mücadelenin sona ermesi gerektiğini düşünüyorsa, Musul'u da aynı mantıkla değerlendirmek gerekir. Eğer hiçbir şeye dokunmayacaksak, Musul'a da operasyon düzenlenmemeli, Rakka'ya da dokunmayalım." ifadelerini kullandı.
Putin, Suriye'de çatışmasızlık anlaşmasının uygulandığı sürede Obama'nın "ılımlı muhalifleri" terörist gruplardan ayırma sözü verdiğini ifade ederek, "Ancak bu yerine getirilmedi. Daha sonra kendileri bu anlaşmayı sona erdirdi. Suriye'de yaşanan her şey için Rusya'yı suçlamak ahlaki değil. Rusya, ABD'nin bu suçlamalarına karşı temkinli davranıyor ve cevap vermiyor ancak herşeyin bir sınırı var." şeklinde konuştu.
AMERİKA MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL
Putin, Rusya'nın ABD başkanlık seçimlerini etkilemeye çalıştığı yönündeki haberleri, Amerikan halkının dikkatini iç sorunlardan başka yöne dağıtma çabası olarak gördüğünü ifade ederek, "Birileri ciddi olarak Rusya'nın Amerikan halkının seçimini etkileyebileceğini düşünüyoru m? Amerika bir muz cumhuriyeti m? Amerika büyük güç." dedi.
Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald Trump'un Moskova'nın favorisi olduğu yönündeki haberlerin "saçma" olduğunu belirten Putin, "Amerika'nın yeni başkanının kim olacağı bizim için fark etmez. Biz seçilecek her başkanla çalışmaya hazırız. Ancak Rusya ile ilişkileri düzeltileceği yönündeki açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz. Sayın Trump'ın ölçüsüz davranışları olduğunu görüyoruz ancak onun sıradan insanların ve iktidardaki elitlerden bıkan kesimlerin çıkarlarını temsil ettiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.Putin, Ukrayna konusunda Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya'nın katılımıyla düzenlenen "Normandiya görüşmelerini" etkili bulmadığını ifade ederek, ABD'nin katılımına karşı olmayacağını kaydetti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, kendisine yöneltilen bir soru üzerine hangi yönteme olursa olsun başla bir ülkenin iç siyasi sürecine müdahalenin kendileri için kabul edilemez olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle görüşmesinde 15 Temmuz darbe girişiminin FETÖ tarafından gerçekleştirildiğini ve örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in Amerika'da yaşadığını anlattığını belirten Putin, "Hangi yöntemle olursa olsun başka bir ülkenin iç siyasi sürecine müdahale kabul edilemez. İster siber saldırılar isterse de o veya bu ülkede bulunan organizasyon aracılığıyla." ifadelerini kullandı.
RUSYA KİMSEYE SALDIRMAYA PLANLAMIYOR
Putin, NATO'nun yeni şartlara adaptasyon sağlayamadığını savunarak, "Soğuk Savaş döneminde kurulan ve yapısal ömrünü dolduran NATO, yeni koşullara adapte için yapılan tüm görüşmelere rağmen gerçek bir adaptasyon sağlayamadı." ifadelerini kullandı.
NATO ve Batı'nın Rusya'nın askeri tehdit oluşturduğu yönündeki açıklamaları "karlı bir iş" olarak nitelendiren Putin, "Rusya kimseye saldırmayı planlamıyor. Bu komik ve aptalca. Ancak bu tür açıklamalarla ülkedeki askeri bütçeyi artırmak, müttefikleri tek bir gücün etrafında toplamak, NATO'yu genişletmek ve askeri gücü sınırlarımıza yaklaştırmak mümkün oluyor." diye konuştu.
Putin, dünyada siyasi gücün yeniden dağıtılmasıyla bağlantılı ihtilafların arttığını ifade ederek, bunun neticesinde ortaya çıkan karşılıklı güvensizliğin küresel sorunların çözülmesi imkanlarını daralttığını söyledi.
Rusya'nın küresel bir domine ve genişlemeyi hedeflemediğine kaydeden Putin, herkes için eşit ve bölünmez bir güvenlik istediklerini ifade etti.